Cumhurbaşkanı adayımız ve Başbakanımız Erdoğan, milli mefkûremizin büyük mimarlarından Nurettin Topçu’yu çok iyi anlamış birisidir.

Cumhurbaşkanlığı vizyonu belgesini açıklarken ve “Yeni Türkiye’yi” tarif ederken, Nurettin Topçu’nun; “Türkiye ve insanı üzerine düşüncelerinin” hayata geçeceği görüldü.

Güzel bir tevafuk oldu ve Erdoğan, “Yeni Türkiye’yi” anlatırken, “Yarınki Türkiye’yi” yazan Nurettin Topçu’nun vefatının 39. vefat yıldönümüydü.

Bu topraklara ve millete dair, “Müslümanlığının” gereği bir vicdan borcu oluğuna inanan herkesin, istisnasız Nurettin Topçu’yu okuması gerekir.

İşte o zaman, Türkiye’yi “on iki yılda,” “80 yıllık karanlıktan” aydınlığa çıkarıp, devlet millet kaynaşmasını sağlayan Erdoğan ve arkasındaki büyük halk desteği anlaşılmış olur.

………………

Merhum Topçu, ömrünün her anını huzuru mahşerde hesap vermeye hazır bir halde geçirmiş ve fikirlerini bu çerçevede derç etmiştir.

Hiçbir otoritenin tesirinde kalmadan, milletin meselelerine çözüm yolları üreterek geçirmeyi vicdani bir görev bilmiş ve bu inancından asla taviz vermemiştir.

Bu yönüyle Erdoğan, Topçu’ya benzer. Erdoğan, Topçu’nun tarif ettiği insandır.

Mesela Topçu, Anadolu evladının ve Türkiye sevdalısı insanların mesuliyetten kaçmaması gerektiğini belirterek şu ayrıntıya dikkat çeker.

-“Vazife şuuru olmalıdır, taklitçi olmamalıdır, sürü insanı olmamalıdır.”

Bugün Erdoğan karşıtlarına bakıldığında görülür ki, iradelerini kimi “dünyalık” için kimi “parasını basarak zahmetsiz cennet kazanmak” için ipotek ettirmiş ve kullanılmaktadırlar.

Bugün Erdoğan’ın başına bela olanlar, “işte bu dünyalık ve kolay cennetçilerdir.” İradelerini Allah’a değil, kula hibe eden varlıklardır.

Böyle ipotekli zihinlerin, köstebek gibi nereden ne zaman çıkacakları belli olmaz.

Merhum Topçu, tüm hayatı boyunca hep şahsiyet sahibi insanları görmek ister ve fikri mesaisini, bu meseleye hasrederek, şahsiyet sahibi insanları uyararak şöyle der:

…………

“Gerçekte her insanın ruh yapısında sanki bir hayvan saklıdır. Kimi tilki gibi kurnaz, kimi arslan gibi cesur ve atılgan, kimi karınca gibi biriktirici, kimi yılan gibi ısırıcıdır…

Bunların her biri ayrı ayrı birer hayvanda barınan karakterlerdir. İnsanda hepsi birleşmiştir. Her insan bir hayvanın karakterine sahiptir.

Bazen birkaç hayvan karakteri bir insanda toplanır ve hepsinin ruhundaki karakter yüzüne de akseder.

İnsan yüzlerinde bu karakterlerin aksetmiş halini görürsünüz. Sonra bunlar hayat alanında yan yana dizilirler ve bir toplum düzeni içinde yaşamağa mahkûm olurlar.

Melek ruhlularla sırtlanlar, dünyamızda yan yana yaşamaktadırlar. Asrımız; zorbalar, vatansızlar ve maddecilerden meydana gelen bu üç türlü belalı kuvvetin üçünün de zebunudur.”

…………

Velhasıl Cumhurbaşkanı adayımız Erdoğan, bu “zorbalara” karşı Topçu’dan aldığı şu mesajla yürümektedir.

-“Hak bildiğiniz yolda yalnız yürüyebilecek kadar güçlü olun. Üç hâkimin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin ve ölümün.”