Cemal Nar

Cemal Nar

IŞİD Bahane Edilerek…

IŞİD Bahane Edilerek…

Son zamanlarda hiç hoşuma gitmeyen ve beni çok rahatsız eden bir durum var: “Terör örgütü” olduğu abartılı olarak ifade edilen IŞİD bahane edilerek “İslam devleti” ve “hilafet” üzerine rejimin yüz yıllık beslediği kin ve nefreti kusarak İslam ve Müslümanların tahkir edilmesi, ilmî gerçeklerden uzak İslam hukuku aleyhinde propaganda yapılması.

Beyler, IŞİD’den bağımsız olarak ifade edelim ki her Müslüman Allah Teâlâ’nın kanunlarına bağlıdır. O kanunlara fıkıh, İslam hukuku denildiği gibi “şeriat” da denir.

Şeriat istemek ayıp değil, İslam’a iman etmenin, Müslüman olmanın olmazsa olmaz bir gereğidir. Allah Teâlâ’nın dini İslam’a, kitabı Kur’an-ı Kerîm’e ve peygamberi Hz. Muhammed’e iman eden, zaten otomatikman şeriata iman etmiştir. Değilse kafirdir.

Bir kanun niçin vardır?

Uygulanmak için değil mi?

Öyleyse İslam hukukuna, yani şeriata iman edeceksin, ama onu bireysel ve toplumsal hayatında uygulamayacaksın, olacak iş midir?

Ne yani, bunca peygamberler, bunca kitaplar ve zamanına zeminine göre şeriatlar gönderen Allah Teâlâ bütün bunları abes yere mi gönderdi? İş olsun diye mi, ya da hikaye, masal, efsane anlatılsın diye mi gönderildi bu peygamberler ve din?

Evet, bir İslam toplumu olacak, o toplum İslam esaslarına göre şekillenecektir.

Buna göre her toplum için bir devlet gerekli ise, bir kanunlar manzumesi gerekli ise, bu demektir ki, bir İslam toplumunun devleti de İslam devleti olacak, kanunları da İslam hukuku olacaktır. Normali budur.

Siz hiçbir Yahudi veya Hıristiyan toplumunun İslam şeriatı ile yönetildiğini gördünüz mü?

Ama siz Yahudi veya Hıristiyan toplumlarının kanunları ile idare edilen Müslüman toplumlar(!) gördünüz. Bu durum garibinize gitmiyor mu? Bu nasıl oldu, üzerinde hiç düşünmeyecek misiniz? Bunun haklı gerekçeleri var mıdır? Bu İslam Toplumu ne zaman, hangi referandumla bu gayr-i Müslimlerin kanunlarını almışlardır?

Milli olmak, yerli olmak, kendinden olana sahip çıkmak, milliyetçilik, ulusalcılık her yerde iyi olacak, ancak sadece din ve şeriat konusunda, ya da daha doğrusu topyekun medeniyet konusunda kötü olacak, öyle mi? Bu saçmalığın bir izahı var mıdır?

Laiklik batı için gereklilik olmuş imiş. Batıl dinler batı toplumlarını geri bırakmış imiş. Dini devlet ve toplum hayatından kovmadıkça onlar için kurtuluş yokmuş vs. vs.

Tamam, onlar için olursa olsun. Ama bize ne? Biz İslam dininden ne zarar gördük? Bizim dinimiz ilme ve kalkınmaya karşı mıdır? Bizde gayr-i müslimlere dini bir baskı olmuş mudur? Zorla Müslüman olmaları için bir çaba olmuş mudur?

Eğer bütün bunlara “hayır” diyorsak, laiklikten bize ne?

Canı cehenneme laikliğin, bize ne verdi, bu topluma ne kazandırdı bu zamana kadar acıdan, zulümden, eziyet ve işkenceden, alay ve aşağılamadan başka?

Şimdi IŞİD bahane edilerek laiklik korunsun, şeriat gelmesin, devlet dinsiz olsun, hilafet semtimize uğramasın, biz gayri Müslimlerin kanunları ile yönetilmeye devam edelim deniliyor. İslam devleti istemek ayıplanıyor, halife istemek ayıplanıyor ve üstelik aba altından sopa ile tehdit de ediliyor. İşte buna itirazımız var.

IŞİD’i sahipleniyor veya savunuyor değiliz. Hakkında tereddütlerimiz, uygulamalarında yanlış ve zulüm olarak gördüklerimiz var. Hakkında araştırmamız, anlamaya çalışmamız devam ediyor.

Ama bütün bunlar İslam devletinden ve ahkamından vaz geçtiğimiz anlamına gelmez.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi