Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bonzai

Bonzai

Bu uyuşturucu işi bir felaket...

Esrardan kurtulalım derken başımıza bir de Bonzai belası çıktı... Ekmiyorsunuz, bir şişe kolonya gibi bir su, kuru yapraklara sıkıyorsunuz, oluyor Bonzai.

Esrardan daha tehlikeli. Öldürebiliyor. Tedavisi, telafisi mümkün olmayan bedensel ve ruhsal sorunlara yol açabiliyor...

Her yerde herkesin kolaylıkla üretebileceği, bir bela... Tarımını yapmıyorsunuz, beklemiyorsunuz, taşıma derdi yok. Ne kadar lazımsa o kadar üretme imkanı var... Ve çok ucuz...

Eroin tacirleri için bulunmaz bir fırsat... İnternet de hizmetlerinde...

Burada en büyük görev-sorumluluk ailelere düşüyor ve sonra okullara...

Bana kalırsa bu bela ile mücadeleye sondan değil, işin en başından başlamak gerek...

Bu bela sigara-enerji içeceği vb.-bira, alkol-esrar-eroin diye kronolojik bir yol izliyor...

Fuhuş ve kumar bu sacayağının diğer ayakları...

Kısa sürede mafyanın oyuncağı oluyorsunuz. Kapkaçtan cinayete, organ mafyasından, beyaz kadın ticaretine kadar buradan giden bir yol var...

Batı, Çin ve Hindistan’ı uyuşturucu ile kontrol altına aldı daha önce. Bugün Yemen ve çevresindeki ülkeler GAT’a teslim olmuş durumda... Ülkenin % 80’i bağımlı...

Kızılderililer ve kara derililerde böyle kontrol edildiler.

Şimdi de İslam dünyası bu anlamda topyekun bir saldırı altında... İran da bu tehdit altında, Türkiye de, Mısır da...

Bu yeni bir savaş taktiği.

Bakın tüm İslam ülkelerindeki savaş ve terör olaylarında ölen insan sayısından daha fazla insan her gün, sigara, uyuşturucu ve alkolün doğrudan ve dolaylı olarak sebep olduğu vakıalarda hayatını kaybediyor. Yaşayanlar da büyük bir acı içinde çekiyorlar ve yakınlarına çektiriyorlar...

Evde, dışarıda sigara içiyorsanız, bir defa bu belaya bir kapı açıyorsunuz demektir...

Zaten beslenme alışkanlıklarımız çok kötü... Çay-kahve deyince ardından sigara geliyor... Kola-gazoz bu süreci destekliyor... İçmeyin bu zıkkım olası şeyleri... Enerji içecekleri bir baş belası...

Sağlık için kullandığımız ağrı kesici türü bir çok ilaç ya da keyif verici yiyecek-içeceklerin çoğu bizi biyolojik olarak bu felakete hazırlıyor...

Kutulanmış, uzun ömürlü yiyecek-içecekleri evinize almayın...

Sigara, nargile, tütün, ot, farketmez, şu şeytan otundan kurtulun artık... Ramazandır... Kendi bedeninize zulmetmeyin... Paranızı bu faydasız, hatta zararlı şeylere harcamayın... Zehir tacirlerinin değirmenine su taşımayın, paranızla onları desteklemeyin...

Şeytan boş durmuyor. Sizi kendi yanına çekmek için, helal (!?) şarap, şampanya, likör üretimi başladı... Helal bira da var, Malt içeceği ile size yol açıyorlar... Bu zıkkımları Kabe’nin karşısındaki marketlerde bile bulabiliyorsunuz artık. Kola türü içecek gibi...

İran’da camide bile tütün içiyorlar. Ben bazı yazarlarımızı bilirim, öbür dünyada duasında tütün isteyen!

Çocuklarınız kötü örnek olmayın... Bu belaya kapı aralayıp, bu şeytani tuzağa yaklaşmayın... Sonra bir zayıf anınızda biri size çeker ya da iter de zarara uğrayanlardan olursunuz.

Bu lanet olası şey ne biçim bir bela ise, insanlar neşelenince içiyor, kederlenince de içiyor. Ne yapacağını bilmezse de... Günde 2-3 paket sigara içen insanlar var...

Sadece zararlılardan değil, bizi ona götüren her türlü içecek ve yiyecekten uzak durmamız gerek... Onun için evinize sakın, maden suyu dışında uzun ömürlü içecek almayın. Ayran da olsa, süt de olsa almayalım... Naylon şişedeki hiçbir gazlı içeceği içmeyin sakın...

Bu herifler şark köşesi adı altında her tarafta güya Osmanlı kültürü görüntüsü altında nargile evleri açmaya başladılar... Buralardan uzak durum... Şeytan bizi bırakmak istemiyor, onun için 40 kılığa giriyor...

Baksanıza Ramazan’da sükunet ve uzlet, itikaf ile içe dönmemiz gereken bir ayda “Ramazan eğlencesi” diye gelip karşımıza çıkıyor. Biz nefsimizi açlıkla terbiye edelim diyoruz o Ramazan ayını yemek-içmek ayına döndürdü... Sabahtan akşama Ramazan sofrası, mutfağı falan... İtikaftan söz eden var mı? Çileden söz eden var mı? Çilehanelerden söz edeni duydunuz mu?

Ramazan bitiyor, eski hayat devam ediyor. Hani peygamberimiz sürekli olarak bir gün tutar, bir gün yerdi. Yani Savm-u Davud yapardı! Bundan niye söz etmiyoruz...

Belli mekanlardan uzaklaşmamız gerek... Bu tür alışkanlığı olan insanlarla da aramıza mesafe koymayı bilmemiz gerek... Kötü örnek oluyorlar, onların şahsında bu iş meşruiyet kazanıyor...

Evet Bonzai belasından kurtulmak için işe en başından başlamamız gerekiyor... Kolaya hassasiyet oluşturursanız Bonzaiden çocuklarınızı korursunuz...

Ailede sigara, alkol kullanan varsa ya da kişiler yiyip içtiklerine dikkat etmiyorlarsa, çocuklarının genetik bir risk altında doğduklarını hesaba katmaları gerekir. Kendileri uyuşturucu kullanmasalar bile çocukları bu işe daha meyyal olacaklardır...

Onun için çocuğunu Bonzaiden korumak isteyen anne, baba önce kendisi sigarayı bıraksın ve eve kola ve gazoz, enerji içeceği gibi şeyler almamak konusunda bir disiplin geliştirsinler.

Ramazan bitmeden, hadi siz de bu beladan kurtarın kendinizi... Sigaranızı şimdi ayaklarınızın altına alın... Parasını Suriyeli, Filistinli yoksullara gönderin...

Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi