Abdullah Şanlıdağ

Abdullah Şanlıdağ

İsrail Filistin’e neden saldırıyor?

İsrail Filistin’e neden saldırıyor?

İsrail’in Ramazan’da (Mekke döneminin azgın müşrikleri haram aylar girince savaşı bırakır, saygı duyardı) Gazze’ye yönelik saldırılarının arkasında ne vardır? Bu etnik kıyımla insanlık suçu işleyen, lanetli kavimin arkasında kimler vardır? Sayıları bir buçuk milyarı aşan Müslümanların ilk kıblelerinin yer aldığı Mescid-i Aksa ve her üç dince de kutsal sayılan bu coğrafyaya saldıran İsrail, hangi amaca hizmet etmektedir? İsrail Ortadoğu’da cereyan eden iç mücadeleden oluşan bir boşluktan faydalanarak Filistin halkının devlet olmasını engelleyeceğini ve Hamas’ı tasfiye edeceğini düşünüyorsa çok büyük bir vehim içerisinde olduğunu hatırlatmak isteriz.

Sekiz bin askerle havadan ve karadan saldırarak Filistin’i haritadan silmeyi hedefleyen İsrail’e dur! Diyebilecek Müslümanlar nerede? 1948’de kurulan kahrolası İsrail, 50 yıllık savaş, barış çabaları, ateşkes ve anlaşmalara rağmen Filistin’e saldırmayı bir türlü bırakmıyor. Anlaşılan; Filistin topraklarını tamamen kuşatıncaya kadar bu iğrenç emelinden vazgeçmeyecek. İslam’a yönelik saldırıların ve projelerin hepsinin arkasında İngiltere’yi görmek mümkündür. İsrail devletinin kurulması süreci, 1897’de Theodor Herzl’in İsviçre’de Birinci Dünya Siyonist Kongresi’ni toplamasıyla başladı. Başta İngiltere olmak üzere Batılı devletler, Filistin topraklarında bir İsrail devletinin kurulmasını destekledi. Bu konuyu rahmetli Erbakan Hocam çok işler ve Siyonist Yahudi zulmüne dikkat çekerdi. 2005’te yaptığı bir konferansta Suriye’nin karıştırılacağını, sonrasında hedefin Türkiye olduğuna vurgu yapardı. Bu anlamda Arap Baharı meyvesini veremedi. Halkı Müslüman olan ne kadar ülke varsa hepsinde de kan ve gözyaşı var.

İsrail Kudüs’ü 1980’de başkent ilan ettikten sonra kendisini her konuda haklı görmeye başladı.Yahudilerin kutsal günü Yom Kippur’a denk gelen 6 Ekim’de, Mısır Süveyş Kanalı, Suriye ise Golan Tepeleri üzerinden İsrail’e saldırdı. İsrail ve Mısır, önce ateşkes, ardından 1974’de barış anlaşması imzaladı. İsrail ile Suriye arasında da aynı yıl ateşkes sağlandı. Bölgeye BM barış gücü yerleştirildi. Bu olaylar da İsrail’in direncini artırmış, o tarihten sonra daha da saldırgan olmuştur.

1982’de Güney Lübnan’ı bombalayan İsrail, binlerce Filistinliyi mülteci kamplarına yerleşmek zorunda bırakmıştır. Bu olaylardan sonra Filistin’de İntifada hareketi doğdu ve ayaklanmalar 1992 yılına kadar sürdü. 15 Kasım 1988’de Cezayir’de toplanan Filistin Ulusal Konseyi, bağımsız Filistin devletini ilan etti. 13 Eylül 1993’de İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Gazze Şeridi ve Batı Şeria’nın bazı bölgelerinde Filistin’e özerklik tanıyan ilk geniş kapsamlı barış anlaşmasını Norveç’in başkenti Oslo’da imzaladı. Dönemin İsrail Başbakanı Ehud Barak ile Arafat, barış müzakerelerini yeniden başlattı. 13 Eylül’e kadar tam kapsamlı nihai barış anlaşmasının hazırlanması ve 1 yıla kadar bu anlaşmanın imzalanması ilkesi kabul edildi. İsrail askerlerinin çekilme takvimi belirlendi, Filistin’e liman yapma hakkı tanındı. İsrail, Filistin lideri Arafat’ın 1994’te sürgünden dönüşünden beri en şiddetli saldırısını düzenleyerek, Filistin liderinin karargahının da bulunduğu Ramallah’a girdi ve Filistin yönetim birimlerini kuşattı. Arafat’ın karargahına da tank ateşi isabet etti. İsrail kabinesi Arafat’ı düşman ilan etti ve Arafat karargahında kuşatma altına alındı.

Filistin davası Müslümanların gündeminden hiçbir zaman düşmedi. Düşmez de.. Kudüs.. Mescid-i Aksa var olduğu müddetçe bu davayı savunan Müslümanlar da olacaktır. Gün olur sessiz çığlıklar, gizli yakarışlarla yürür bu kervan. Gün olur Gazze’ye silah ve mücahid gönderirler. Ama bir şekilde gündemindedir hep Filistin. Gecenin 12’sinde cep telefonuma sms göndererek, “Kafir İsrail havadan ve karadan saldırılarını artırarak Gazze’yi yerle bir edecekmiş, biz de sabahlara kadar dua edelim, İHH kanalıyla yardım gönderelim.” diyen genç kardeşimin de gündemindedir Filistin..

Hamas, hareketin tanımını yaparken 6.maddede şunları zikreder:

“İslami Direniş Hareketi, Allah’a olan ahdine bağlanmış, İslam’ı hayat nizamı kabul etmiş olan ve Filistin’in her karış toprağında Allah’ın bayrağını yükseltmek için çalışan bağımsız Filistin Hareketidir. İslam gölgesinde diğer dinlerin mensupları da canları, malları ve hakları güven içinde huzurlu olarak yaşayabilirler

iman yok olursa eman da gider

Dinini diriltmeyenin dünyası da yoktur.

Kim dinsiz bir hayata razı olursa

Yokluğu kendine yakın etmiş demektir.

İsrail neden Filistin’e saldırıyor? Hamas, 28. maddede buna da cevap vermiş:

Siyonist salgın azılı bir saldırıdır. Gayelerini gerçekleştirmek için bütün çirkin ve aşağılık araçları kullanaraktan her türlü yola başvurmaktan kaçınmaz, Mason locaları, rotary kulüpleri ve bunlar gibi çeşitli gizli teşkilatlar yoluyla yürüttüğü bozgunculuk çalışmalarına ve casusluk faaliyetlerine son derece güvenmektedir. Bütün bu gizli ve açık teşkilatlar Siyonist emellere hizmet etmekte ve Siyonistler tarafından yönlendirilmektedir. Gayeleri ise toplumlarda bozulmalara yol açmak, onların değerlerini yıkmak, bağları koparmak, ahlaki çöküntüye sebep olmak ve İslam’ın hakimiyetine son vermektir. Bunlar hakimiyet sınırlarını genişletme imkanı bulmak için uyuşturucu ve çeşitli sarhoş edici maddelerin ticaretini perde arkasından yürütürler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Şanlıdağ Arşivi