Serdar Arseven

Serdar Arseven

MHP’lilerle Ekmel Bey üzerine muhabbet!..

MHP’lilerle Ekmel Bey üzerine muhabbet!..

Malûm, “Bir Zamanlar” Ekmelettin İhsanoğlu’na soru yöneltme yasağı vardı.

Kendisine CHP koymuştu bu yasağı.

Gittim, beşyüz kadar DİSK’çinin içinde iki soru yönelttim.

Verdiği karşılıklar o kadar zayıftı ki ve süreç yönetimindeki “çapsızlığını” öylesine belli ediyordu ki acıdım.

İlgimi kestim.

Ne var ki, Ekmel Bey’e bir iyiliğimiz de oldu bu arada.

Soru ambargosunu delmemiz Ekmel Bey’in işine yaradı.

 Ekmel Bey’e konulan ambargo yumuşadı.

Hem meslektaşlarımız soru yöneltme...  

Hem de Ekmel Bey kendisini daha fazla ifade etme imkânı buldu.

Buldu da...

Olacak gibi değil; mümkünü yok Ekmel Bey “klasik bürokrat” kalıplarını aşamaz.

Ahmet Necdet Sezer’in bir milim ötesine gidemez!..

Bakın ne oldu...

Dün Kastamonu taraflarındaydım.

Bir grup ülkücü, hem de MHP ülkücüsü beni bir “pastaneye” davet etti.

Oruç vakti... Mis gibi de kokar şimdi

“Söz” dedim; “Yolum bir daha buradan geçtiğinde uğrayacağım.”

Bir ısrar bir ısrar...

Doğru pastaneye.

Tanıştık.

İçlerinde epeyce hatırı sayılır yerlerde olanlar var.

“Üniversite” ekibinden, sağlam ülkücüler.

Kastamonu’da ilginç işler olmuş, uzun uzun anlattılar.

Mesela, ilde hayli ağırlıklı olan MHP’lilerin önemli bir bölümü  AK Parti’ye oy vermiş.

Kastamonu bu sayede AK Parti’ye geçmiş; Araç adlı ilçeleri de MHP’lilerin desteği ile iktidar partisine yönelmiş.

Bunları anlattılar.

Uzun uzun  “Devlet Bahçeli” şikayeti dinledik.

Dediler ki, “Devlet Bahçeli yerine şöyle daha sıkı biri olsaydı partinin başında, başbakan da cumhurbaşkanı da çıkartmıştık.”

Ben sessiz kaldım.

Onlar nice konuştu.

Sonra, Ekmel Bey’den bahis açtılar.

Ekmel Bey’in “bir proje adamı” olarak MHP ile CHP’ye dayatıldığını söyledi biri.

Diğerleri bu görüşe tam destek verdi.

“Ne gibi bir proje?” dedim.

“Kemal Derviş 2!” dediler.

“Nasıl yani?” diye sordum.

Şöyle izah ettiler:

“Kemal Derviş’i MHP’li koalisyonun başına getirerek MHP’yi eksen kaymasına uğratmışlardı. Şimdi tam kaydırdılar partiyi.”

Epeyce “tahlil” dinledim.

Ekmel Efendi bir yandan  CHP’yi diğer yandan da MHP’yi ABD’deki “Cumhuriyetçilere” doğru “çevirmek” için kullanılıyormuş!..

Dediler ki;

“Allah aşkına söyle Serdar Bey, sen Tayyip Erdoğan’a destek veren bir gazeteci olarak Ekmel Bey’den  memnun musun, değil misin?..”

Dedim ki;

“Doğrusu, Recep Tayyip Erdoğan’ın işi ilk turda bitirmesini garanti altına alan bir aday olduğu için bir memnuniyetim var. Ama ben buna rağmen daha sıkı, aziz milletimizle iletişimi daha iyi ve bir Köşk adayı olarak birazcık olsun ümit veren bir isim olmasını tercih ederdim. Erdoğan’ın kum torbalarıyla boks maçlarını çok izledik, bu da onlardan biri!”

Böyle konuşurken...

Bir de ne görelim; kanalları karıştıran çocuk Ekmel Bey’de durdu.

Ekmel Bey’in basın toplantısı varmış.

MHP’nin üniversite kadrosundan arkadaşlarla birlikte izledik.

Gerçekten çok zayıf...

Çok çok zayıf...

Kimi mahallelerin dedikoducu kadınları gibi, “Mahmut Abbas, Tayyip Erdoğan hakkında neler dedi, neleeeeer! Neyse, ben söylemiş olmayayım... Hani söylerdim ama ayıp olur!” yollu laflarına güldük.

Rahmetli Menderes’e ilişkin bir soruyu cevaplandırırken, “Ben halk partisinin adayı değilim!” karşılığını verince oradakilerden okkalı bir “laf” geldi!..

“Araplar arasında tarafsız kalalım” lafına dair, “Ne yani mağdur Mursi ile darbeci Sisi arasında tarafsız mı kalalım?” yollu bir soru çıktı.

Ne cevap verdiği belli olmadı; “Onların dedelerinin, ninelerinin kim olduğunu bilmek lazım!” filan der gibi yaptı ağzında geveleyerek lafları.

Hatırlayacaksınız; eşinin başörtüsüzlüğüne ilişkin bir soruyu cevaplandırırken de “Benim ninem ve teyzem  başörtülüdür” karşılığını vermişti.

Tuhaf bir “soy-sop” takıntısı.

Üstünlük “takvâ”da değil de “ninede teyzede” sanki!..

MHP’lilerle Ekmel Bey’i izledik...

Biterken müsaade istedim...

Biri ayrılırken “Tayyip Bey’i görürseniz doğum gününü kutladığımızı söyleyin” dedi..

Ve ekledi:

“Malûm kendileri Kadir Gecesi doğmuşlar!..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi