Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

Sultanahmet’te Bayram Sabahı

Sultanahmet’te Bayram Sabahı

Dün, şair Yahya Kemal’in ifadesiyle, “mehabetli bir sabah” yaşadık Sultanahmet Camii’nde...

Bu Ramazan Bayramı namazında, Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirinde tasvir ettiği muhteşem bir coşku, maneviyat ve huzur iklimi hâkimdi Sultanahmet’te. Tarihte ilk defa Sultanahmet Camii ve meydanını dolduran yüz bini aşkın cemaatin yaşadığı birlik, kardeşlik, sevgi ve dayanışma ruhu, tam da Yahya Kemal’in şiirinde dillendirdiği gibiydi:

“Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını

Görüyor varlığının bir yere toplandığını;

Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkes

Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses.”

O muhteşem kalabalığın sırrı; Tekbir ve Tevhid şuuru, Vahdet ve Uhuvvet ruhu ile tanımlanabilir. Bu bereketli Bayram sabahında yaşanan duyarlık, coşku ve heyecan, doğrusu görülmeye değerdi…

“Ne kadar duygulu, engin ve mübarek bu seher!

Kadın erkek ve çocuk, gönlü dolanlar, yer yer…”

Evet, şairin dediği gibi, kadın-erkek, genç-ihtiyar bütün insanımız, dahası yerli ve misafir, ümmetin tüm renkleri oradaydılar. İstanbul’un, Anadolu’nun, Asya’nın, Afrika’nın “gönlü olan” tüm temsilcileri, Sultanahmet’te yaşadıkları o duygulu, engin ve zengin bayram sabahı ile “gönlü dolanlar” oldular.

Allah’a şükürler olsun ki, Sultanahmet’te bir bayram sabahını daha dolu dolu yaşadık. Yine şükürler olsun ki, son üç bayramda, Namaz Gönüllüleri Platformu olarak organizesine katkı verdiğimiz Sultanahmet’te geniş katılımlı olarak Bayram Namazı kılma uygulaması, artık bir geleneğe dönüşüyor; daha doğrusu, Peygamber Efendimizin (s) sünnet-i seniyyesi olan, ‘hep birlikte Musallâ’da Bayram Namazı kılma’ geleneği yeniden ihyâ oluyor. Namaz Gönüllülerinin Diyanet Teşkilatımızla işbirliği yaparak ihyâ ettiği bu kutlu gelenek, Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez’in talimatı ve İl-İlçe Müftülüklerimizin gayreti ile bu Ramazan Bayramından başlayarak bütün yurt sathına yayılıyor elhamdülillah. Önceki yazılarımızda da hatırlattığımız üzere, kutlu Peygamberimiz (s), Medine’de Mescid-i Nebi’nin yakınındaki büyük alanda yani “Musallâ”da kadın-erkek, genç-ihtiyar bütün Müslümanları toplayarak Bayram Namazlarını coşku ve heyecanla kıldırırdı.

Özellikle, ümmetin kendi arasında derin ayrılıklar ve sıkıntılar yaşadığı, yürek yakan katliam ve baskılara uğradığı bir dönemde, Ümmet-i Muhammed olarak; tıpkı “bir vücudun azaları gibi”, bir yanımıza isabet eden acıyı bütün hücrelerimizde hissederek onlar için Âlemlerin Rabbi’ne dua ve niyaza dururken, aynı zamanda bu acılarımızı içimize gömüp bayram coşkusunu hep birlikte yaşamak, dosta ve düşmana verilen en anlamlı mesajdır. İnanıyoruz ki, İslam dünyasının son yıllarda sürekli yaşamakta olduğu bu çetin imtihanlar sürecinde idrak ettiğimiz mübarek Ramazan Ayı ve Bayramı, biz Müslümanları daha da birbirimize kenetleyecek ve Rabbimizin rahmet ve inayetine vesile olacaktır. Gazze başta olmak üzere, Suriye, Irak, Doğu Türkistan, Arakan, Libya, Mısır gibi İslâm coğrafyasının farklı bölgelerinde feryatlar yükselirken, dünyanın diğer bölgelerindeki Müslümanların daha büyük kalabalıklar halinde hep birlikte ellerini Kahhâr ve Cebbâr olan Allah’a açmaları, asla karşılıksız kalmayacak, üzerimize farz olan salih amelleri, görev ve sorumlulukları yerine getirmeye gayret ettiğimiz oranda da dualarımız müstecab olacaktır, inşallah.

Ümmet-i Muhammed, bayram namazlarında, hac ve umrelerde, Arafat’ta, tavaf ve say’da, Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Nebi’de kıldıkları namazlarda, Cuma namazlarında doyasıya yaşadığı birlik ve kardeşlik ruhunu hayatın bütün alanlarına taşıdıkları zaman, Azîz ve Celîl olan Rabbimizin Müslümanlara vaad ettiği güzel günler mutlaka ama mutlaka gelecektir.

Kamer suresinin 45. âyetinde vaat edildiği üzere, İslâm’ı ve Müslümanları yok etmeye çalışan “O topluluklar yakında hezimete uğrayacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır” Allah’ın izni ile. Aynı akıbetin Gazze’de katliam yapan Siyonist katillerin başına geleceğinden de hiç kuşkunuz olmasın.

“Asıl tuzağa düşecek olanlar, o inkâr edenlerin tâ kendileri” (Tûr 42) olacak ve İsrail kendi kurduğu tuzakta boğulacaktır. “Onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsa da Allah katında onlara karşı hazırlanmış bir tuzak/plân vardır” (İbrahim 46). Her inatçı zorba kesinlikle hüsrana uğrayacaktır (İbrahim 15).

Bu duyarlıkla Ramazan Bayramınızı tebrik eder, ümmet için hayırlara vesile olmasını niyaz ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldız Arşivi