Faruk Köse

Faruk Köse

Birinci Meclis’e Dönmek

Birinci Meclis’e Dönmek

Diyarbakır’da konuşan Başbakan Erdoğan’ın “Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi”ne vurgu yapması, gerçekten “önemli ve büyük bir devrim”in habercisi niteliğinde. Ancak tabiî ki sözde kalmazsa, gereği yerine getirilirse...

Başbakan’ın söylediklerini hatırlayalım: “Türkiye normalleşiyor. Türkiye’de her şey daha güzel olacaktır. 77 milyon bu topraklarda, bu bayrağın altında birlikte geleceği inşa ediyoruz. Yeni Türkiye 23 Nisan 1920’deki o manzarayı yeniden çiziyoruz. Türkiye’yi kuruluş ruhuna döndürüyoruz.”

Anlaşılan, Başbakan; “normalleşme”yi de, “her şeyin daha güzel olması”nı da, “geleceğin tüm halkın katılımıyla yeniden inşâ edilmesi”ni de 23 Nisan 1920’deki “kuruluş ruhu”na dayandırıyor; bunun için de “Birinci Meclis”in fonksiyonlarını haiz yeni bir TBMM tanımlaması yapıyor. Bu, tedavi için önemli bir belirleme.

Diğer yandan Başbakan’ın bu sözleri, 1920’deki Birinci Meclis’ten sonra “her şeyin kötüye gittiği”nin, “kuruluş ruhu”ndan uzaklaşıldığının, gidişatın “anormal”leştiğinin en yetkili ağız tarafından “tesbit ve ifade”si; yukarıda ifade ettiğimiz “tedavi”nin dayandırıldığı “teşhis”in ilanı niteliğinde. Bu bakımdan da Başbakan’ın Diyarbakır konuşmasındaki sözleri çok önemli.

Şimdi asıl mevzumuza geliyoruz. Madem ki “normalleşme”nin de, “daha iyiye ve güzele varma”nın da, “geleceğin yeniden inşası”nın da, “kuruluş ruhu”na dönmenin de yolu “Birinci Meclis”teki manzaranın “yeniden çizilmesi”dir; o halde bu sözü söyleyen Başbakan’ın omuzlarına bu yük binmiştir ve gereğini yapmasını istemek de bizim için hak olmuştur. Bu noktada, Birinci Meclis’teki manzarayı ve “kuruluş ruhu”nu ana hatlarıyla hatırlatmamız icabediyor.

1- Birinci Meclis’teki “kuruluş ruhu”, Hilafet’in işgalden kurtuluşu ve ihyası idi; şimdi madem ki Birinci Meclis’e dönülecek, “kaldırılan Hilafet’in yeniden kurulması”nı istiyoruz.

2- Birinci Meclis’teki “kuruluş ruhu”, sadece “İslam Şeriatı”na dayalıydı ve “hakimiyet Allah’ındır” ilkesine bağlı idi; şimdi madem ki Birinci Meclis’e dönülecek, “Şeriat’ın ihyasını, yasamanın kaynağının Allah’ın hükümlerine dayandırılmasını, hakimiyetin dayanağının da Allah’a verilmesi”ni istiyoruz

3- Birinci Meclis’teki “kuruluş ruhu”, “İslam coğrafyasının işgalden kurtuluşu” idi; şimdi madem ki Birinci Meclis’e dönülecek, tüm “İslam coğrafyasının sosyal, kültürel, siyasi-idari, iktisadi, askeri vb. işgallerden kurtarılarak Ümmet birliğinin sağlanması için gerekli adımların atılması”nı istiyoruz.

4- Birinci Meclis’teki “kuruluş ruhu” gereği, TBMM “kurucu meclis” idi; şimdi madem ki Birinci Meclis’e dönülecek, “Meclis üyelerinin Birinci Meclis üyelerinin niteliklerine uygun adaylar arasından yenilenmesini ve kurumsal ve hukuksal yapısıyla birlikte Devletin yeniden, toplumun kimlik ve kişilik değerlerine uygun olarak biçimlendirilmesi”ni istiyoruz.

5- Birinci Meclis’te “kuruluş ruhu”na uymayan “İstiklal mahkemeleri” ve “Hıyanet-i Vataniye kanunu” gibi sapmalar vardı ve bu, Meclis içinde M. Kemal’in başını çektiği grubun marifetiydi; şimdi madem ki Birinci Meclis’e dönülecek, sözünü ettiğimiz sapmalar gibi “kuruluş ruhuna uymayan düzenlemelerin, mesela ülkenin bir ‘istihbarat devleti’ haline getirilmesinin, İslami inançlarından dolayı insanların hâlâ takibata uğrayıp zindanlarda tutulmasının ve benzeri tasarrufların olmaması”nı istiyoruz.

6- Birinci Meclis’teki “kuruluş ruhu”, “idarenin tümüyle istişare meclisinin denetiminde olması”nı öngörüyordu; şimdi madem ki Birinci Meclis’e dönülecek, “Meclis iradesini siyasal parti başkanlarının inisiyatifine terkeden sistemin iptali”ni istiyoruz.

Birinci Meclis’e dönmek demek, Birinci Meclis’in amaçlarına, hedeflerine, yapmak istediklerine, kısaca Sayın Başbakan’ın tanımlamasıyla “kuruluş ruhu”na dönmek demektir. Aynı zamanda,  “kuruluş ruhu”ndan hangi hususlarda sapma olmuşsa, o sapmaları da terkederek, iptal ederek, “Devlet ve toplum hayatının yeniden, ama toplumun inanç, kimlik ve kişilik değerlerine uygun olarak biçimlendirilmesi” demektir.

Şimdi sayın Başbakan’dan, söylediği sözün gereğini yapmasını, ama ivedilikle yapmasını talep ediyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Faruk Köse Arşivi