Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Cemaatin Medyumları Kabul Etmese de!

Cemaatin Medyumları Kabul Etmese de!

Şunu görelim. Bu yapının % 80’i işin farkında değil. Sorun profesyoneller ve kriptolarda.. Kripto kadrolar işin içinde CIA, MOSSAD ve Vatikan’ın olduğunu, Vatikan üzerinden AB ayağının, Tapınakçıların, Masonların bu paralel devlet ve paralel din yapısının içinde olduğunu bilirler..

Bu işleri siz Şerif Mardin’e sorun. Ruşen Çakır’a sorun, Niyazi Öktem’e sorun.. Baykal’a sorun o da bilir.. Bir takım “Usta gazeteciler” bu işi bilirler..

İlk kabullleri şu, CIA, MOSSAD ve Vatikan, Mason locaları, Tapınakçıları, ABD’deki derin bağlantıları ile mahşerin 3 atlısıdır bunlar ve yenilmezler.. Bunlara göre savaşılamayacağına göre yanlarına yer almak, onları ikna ederek mevzi kazanmak daha doğru bir tercihtir..

Bunların öfkesini çekmemek için 3 kırmızı çizgiye dikkat edeceksiniz, İsrail’in varlık ve güvenliğine yönelik tehdit oluşturmayacak, oluşturanlara yakın durmayacaksınız. ABD ve NATO’nun, BM’nin askeri ve stratejik kararları ve mevcut, güvenlik konseyi kararları ve BM anlaşmaları çerçevesinde korunana uluslararası düzene karşı çıkmayacaksınız.. Batı inanç ve kültür değerlerine, ekonomik, sosyal, siyasal düzenine karşı çıkmayacaksınız. Onun dışında serbestsiniz..

Bu projeye “evet” diyen aranızda o kadar çok kişi ve kuruluş, kanaat önderi, abi var ki! Herkesimde varlar. Sustuklarına bakmayın, gün gelince dişlerini gösterirler.. Bunlar bir yandan dini topluluklar içindeki yerlerini sağlamlaştırırken, öte yandan iltisaklı sermaye, siyaaset aktörleri de ile ilişkilerini geliştiriyorlar..

Bunların kadrolarında Şeyh de var, fahişe de.. Neden korkuyorsan, ya da neyi umud ediyor, ihtirasla istediğin ne varsa, meziyet ve zaafların, etki gücün ölçüsünde seninle ilişkilerini geliştiriyorlar..

Bunların profesyonel kadrolarına gelince, onların işi zor. Önemli bir kısmı bu yapının suç ortağı.. Zaten işe alınışı hukuk dışı. Orada abileri tarafından kirli planlarda kullanılmış.. Yapıdan ayrıldığında kariyerini kaybetmekden öte, suçlu duruma düşebilir. O çatının dışına çıktığında dışlanabilir..

Bunların Mediadaki, finans ve iş dünyasındaki adamları da öyle.. Kimi cemaatin ortağı, kimi parası ile cemaati finanse etmiş.. Usulsüz bir şekilde para toplamışlar, aktarmışlar..

Aslında bu işin para trafiğini takip edin yapıyı çözersiniz..

Bir kısım profesyoneller, bu işin dış örgütlerinde ve kripto kişi ve kuruluşlarla bağlantısı var..

Bu yapı sadece paralel bir devlet yapısı oluşturmuyor, aynı zamanda paralel bir din örgütlenmesi bu.. Buradan ayrılırsanız, dininizi kaybediyorsunuz sanki.. Gücünüzü, servetinizi, itibarınızı, işinizi kaybediyorsunuz.. Geleceğinizi kaybediyorsunuz, hayallerinizi, umudunuzu kaybediyorsunuz..

Yani bu yapıya dahil olanlar, bu yapı sayesinde bir yere gelmiş, sıradan bir kişi iken önemli bir konuma gelmişler. Ve vicdanen bu yapıya kendilerini borçlu hissetmişler.. Böyle derin bir bağla bağlılar..

Ama bir şekilde bunların çıkış, geri dönüş yollarını açık bırakmamız gerek.. Öte yandan bunların Takiyyeciler olduklarını bilelim.. Sistemin ana gövdesi canlı kaldığı sürece, bu insanlar onların tehdit, şantaj ve baskısına açık olacaktır.. Belki bir itirafçı, etkin pişmanlık yasası çıkartıp bunları koruma altına almak gerek.. Herkesin zincirleme birbirine bağlı olduğu bir yapıdan söz ediyoruz..

Bunlar için 2014 önemli bir yıl.. Hiç bir iddiaları doğru çıkmasa da, umutla bekliyorlar.. Bir yandan da meydan okumalarını, tehditlerini sürdürüyorlar..

Tahşiyecilerin 2005’de yazdıklarını hatırlayın. 2014’de bu yapının dağılacağı ilmen ve seyfen cezalandırılacakları yazıldı.. Risale-i Nur hareketi içinde bir grub Mehdi ve Mesih inancından yola çıkarak Deccaliyet ve Süfyan hareketlerine karşı ve onların öncü kadrolarından olduğunu düşündükleri Paralel yapıya karşı seslerini yükseltmeye başlayabilirler..

Aslında paralel yapı, yıllar öncesinden Tahşiyecilere karşı örtülü bir savaş başlatmıştı.. Bu gün bu işin rövanşı gerçekleştirilebilir.. Birileri tehlikenin farkında değiller, gaybi bir takım rivayetlerle oyalanabilir ve teselli bulabilirler ama, perdenin öbür tarafından kızılca kıyametin koptuğunu bilmeli ve bu çatışmanın ortasında kalmak istemeyen, kafasını kiraya vermeyen insanlar, bu fitne ateşinden uzak durmalıdırlar..

Cumhurbaşkanlığı seçiminde cemaatin bir takım mensupları CHP’nin, MHP’nin adayına oy verme mecburiyeti karşısında bir daha süklüm büklüm sandığa gidecekler, utanç ve ezikliklik içinde oylarını kullanacak ve kendilerini gizlemeye, susmaya devam edecekler.. Sonra yeni bir hayal ve yeni bir umud peşinde abilerden gelecek yeni haberleri dinleyecek, dua etmeye devam edecekler.. Oysa Allah cahil ve zalim bir topluluğun duasını kabul etmez..

Keşke daldıkları derin uykudan uyansalar.. Şeytan bizleri Allah ve Kur’anla aldatmasın. Din büyüklerimizi ilah ve Rab edinmesek keşke. Kafamızı kiraya vermesek!. Ama, maalesef durum ortada.. Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir.. Bizim için hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde Allah hayır murat etmiş olabilir. Kimse gaybı bilmez ve kimse masum değildir.. “Ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı.”. Cennet hayali ile cehenneme doğru koşmak, nasıl bir şey!

Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi