Faruk Köse

Faruk Köse

“Siyonist/Yahudi kampanyası”na karşı kampanya

“Siyonist/Yahudi kampanyası”na karşı kampanya

Yaz tatilini “memleketim”de, “Karadeniz Dağları”nın yüksek kesimlerinde geçiriyorum. Telefon çekmiyor. Arazinin bir yerinde çok zayıf bir bağlantı buldum, gündemi takip etmek için bilgisayarımı alıp oraya gidiyor, telefonumu modem yapıp gündemde ne var, bakmaya çalışıyorum. Pek çok şeyi takip etmem mümkün olmuyor. Kampanyadan da bir arkadaşın uyarısıyla haberim oldu.

Uluslararası arenada “devlet muamelesi” gören “Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”in İstanbul Başkonsolosluğunun resmi bloğunda, “Yeni Akit gazetesinde bir yazar köşesinde, Yahudilerin resmen İsrail’i kınamalarını talep etti” yazıyormuş. Sadece bu değil.

Bu köşede 15.07.2014’te, “Türkiye Yahudi cemaati adına” İsrail’in “Gazze katliamı”nı kınaması için “Hahambaşı’na çağrı”da bulunduğumu biliyorsunuz. Bu yazı gerekçesiyle“Antisemitizme Karşı İmza Kampanyası” başlatılmış.

Kampanyacılar, “Türkiye’de yükselen İsrail karşıtlığının ardına gizlenen antisemitizmin kanıksanan sesini duymamış gibi yapmak istemiyor”larmış. “Antisemitizm kalkanı”nın arkasına gizlenip, “Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”in Gazze’de yaptığı “müslüman kıyımı”nı görmezden gelerek bu “aleni soykırım”ı kınamayanlar, “hadi katliamı kınayıp insanlıktan yana tavır alın” dediğim için beni, “İsrail karşıtlığı” arkasına gizlenerek“antisemitik davranmak”la suçluyorlar. Üstelik, aslında İsrail’in Gazze katliamından dolayı Türkiye’de yükselen “İsrail karşıtlığı”nı, benim yazıma dayandırıyorlar. Diyorlar ki:

“15 Temmuz’da Yeni Akit’te Faruk Köse’nin yazısı ve ardından çok sayıda benzeri, gazetenin tanıdığımız İslamcı antisemit dilinin de ötesinde, Türkiyeli Yahudileri açıkça tehdit ediyor ve saldırılara davetiye çıkarıyor. Yazılarda, ülkenin tüm tarihi boyunca devletin de, devletin maaşsız memurlarının da dergilerde, gazete köşelerinde yaptığı şey tekrarlanıyor, yani onların gözünde doğuştan potansiyel suçlu Yahudiler sadakatlerini kanıtlamaya çağrılıyor.”

Oysa ben onlardan sadece, “Gazze’de yapılan katliamı kınamaları”nı istemiştim. Sadece bir kınama... “Biz bu katliama ortak da, taraftar da değiliz” açıklaması... “İsrail’in melanetlerinin bizimle alakası yoktur” açıklaması...

Ne var bunda? Madem “insan”sınız, madem “yükselen antisemitizm”den de rahatsızsınız, o halde İsrail’in yaptığı “insanlık dışı fiiller”i benimsemediğinizi açıklamada ne mahzur var? Niçin Gazze’de yapılan katliamı kınamıyorsunuz, onaylamadığınıza dair bir açıklama yapmıyorsunuz da, “hadi kendinizi İsrail’in melanetlerinden uzak tutun” tavsiyesinden rahatsızlık duyuyorsunuz? Yoksa siz, “Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”in “Gazze katliamı”nı normal mı görüyor, bunu tasvip mi ediyor, bundan hoşnut mu oluyorsunuz? Yoksa siz, Filistin’e atılan her bombada, Filistinliye sıkılan her kurşunda sevinç içinde tezahürat yapan “alçak İsrailli yahudiler”in bu alçaklığına ortak mısınız?

Beni bahane ederek kampanya başlattığınıza göre, bu suallarin açık ve net cevabını da vermek zorundasınız.

Bir de “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misali, İsrail’in katliamlarını yok sayıp, katliama karşı yükselen “tepkilerin sınırı aşabileceği”ne ve “yahudi toplumuna karşı saldırı”ya dönüşebileceğine dair yaptığım “samimi uyarı”yı kullanarak, tarih boyunca gördüğümüz “klasik acındırma taktiği”ne başvurmaları yok mu... Ben sadece “6-7 Eylül olayları”nı örnek vermiştim, onlar yanına ne kadar “toplumsal vaka” varsa hepsini katarak “maksat saptırması” yapıyor, güya “Yahudi cemaatinin İslamcıların tehdidi altında oldukları” imajını oluşturmaya çalışıyorlar. Şu ifadelere bakın:

“Yahudilere ölüm çağrılarına ses çıkarmamak için 1934 Trakya olaylarını, 6-7 Eylül’ü, Maraş’ı, Çorum’u, Madımak otelini, Hrant Dink’i kısacası bu ülkenin kıyımlarla dolu tarihini unutmuş olmak gerekiyor.”

Gördünüz mü “duygu sömürüsü”nü, gördünüz mü her esintiden kendilerine nasıl da“mazlumiyet paydası” çıkardıklarını? Sanki bütün bu olaylar “Yahudi toplumuna karşı” olmuş gibi, sanki “Yahudilere ölüm çağrıları” varmış gibi, sanki İsrail’in Gazze katliamını kınamalarını istemek yanlış bir şeymiş gibi, işi dayandırdıkları noktaya bakın! Bir de, “bu ülkenin kıyımlarla dolu tarihi”ifadelerine özellikle dikkat etmelisiniz. Bu, Gazze katliamına meşruiyet kazandırmak için kullanılmış bilinçli ve sinsi bir ifade.

Varsayalım ki bir tehdit var... Ama Gazze’de soykırım var! Tehdit etmek mi ağır, soykırım yapmak mı? Tehditten rahatsız olan, soykırıma da karşı çıkmalı, değil mi?

Bu tutumlarının nedeni belli: İsrail’e zımnen destek vermek... Yoksa, bir kınama yaparak meseleyi bitirmek varken, bunu kampanyaya dönüştürmek de neyin nesi oluyor?

Diyorlar ki: “Filistinlilerle dayanışma adına Yahudilere yöneltilen saldırganlığa ve antisemit söylem ve eylemlere aktif olarak karşı durmaya çağırıyoruz.” Kimi? “Türkiye toplumu”nu... “Radikal İslamcı çevreler Türkiyeli Yahudileri açıkça tehdit ediyor ve saldırılara davetiye çıkarıyor. Filistinlilerle dayanışma adına Türkiyeli Yahudileri hedef gösteren antisemitizmi reddedin” diyorlar.

Madem öyle, ben de buradan “karşı kampanya” başlatıyor ve “müslüman Türkiye toplumu”ndan kampanya için “destek mektupları” ve “destek e-mailleri” gördermelerini,“destek açıklamaları” yapmalarını istiyorum. İşte karşı kampanya mesajım:

“Türkiye Yahudi Cemaatinin, antisemitizm kalkanı arkasına gizlenerek, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama karşı çıkan bir açıklama yapmamak suretiyle zımnen destek vermeleri, ülkemizdeki toplumlar arası barışı dinamitlemek anlamına gelmektedir. Bu yüzden, Yahudi cemaatinin katliama suskun durararak mazlumiyet edebiyatı yapmalarını reddediyor, onları İsrail’i kınamaya davet ediyorum.”

İstanbul’a döndüğümde bu kampanyayla ilgili bir de web sitesi açmayı düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Faruk Köse Arşivi