İshak Özen

İshak Özen

“Su, Filistin akıyordu, musluğu açtığımda”

“Su, Filistin akıyordu, musluğu açtığımda”

Türkiye Diyanet Vakfı'na bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) geçtiğimiz yılın son günlerinde okur-yazarların bir araya gelerek sohbet edip kitap okuyabileceği bir güzel mekân açtı Ankara’da.  Kızılay’ın en merkezi yerinde açılan mekân büyük bir boşluğu doldurdu ve kısa sürede kitap dostlarının uğrak yeri oldu. Kalem Kitap Kahve kitap dostlarına bir sığınak olmasının yanı sıra gerçekleştirdiği etkinliklerle kültür sanat gündemine de önemli katkılar sundu. Birçok önemli ismi sevenleriyle buluşturan Kalem Kitap Kahve’nin sezon finali de muhteşemdi. Son programın konuğu “Sükûtu seçtim ama hiç susmadım.” diyen üstad Nuri Pakdil oldu. Kendisinin de onur konuğu olarak katıldığı ve kısa bir selamlama konuşması yaptığı “Birazdan Gün Doğacak” başlıklı panelde Pakdil, çeşitli yönleriyle ele alındı. Moderatörlüğünü Necip Evlice’nin gerçekleştirdiği panelde yazar ve mütefekkir Rasim Özdenören, “Nuri Pakdil’in Devrimciliği”; şair Arif Ay “Nuri Pakdil’in Söz, Sükût ve Eylemi” ve şair İbrahim Demirci “Nuri Pakdil’in Dili”, konusunda katılımcılara bilgi verdi. Programa gösterilen ilginin yoğunluğu kadar katılımcıların çoğunluğunun gençlerden oluşması da önemle not edilmesi gereken ayrıntılardandı.  

“Namaz en büyük eylemdir”

Panele birçok önemli ismin yanı sıra Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katıldı ve yaptığı açılış konuşmasında “Nuri Pakdil’in zihnine ve gönlüne nasıl düştüğünü” anlattı. Görmez, Pakdil’in ismini genç bir İmam Hatip öğrencisi olduğu lise sıralarında okul yönetiminin öğrenciler arasında düzenlediği namaz konulu bir hutbe yazma yarışması vesilesiyle duyar. Yarışmaya Görmez de katılmıştır. Yazdığı hutbe jüri üyeleri tarafından çok beğenilir ancak küçük bir “sorun” vardır. Görmez, namaz için “eylem” tabirini kullanmıştır ve o yıllarda devrim, eylem gibi kelimeler kulağa hiç de sempatik gelmemektedir. O yüzden bu “eylem” jüri üyeleri arasında tartışmaya neden olur. Özellikle meslek dersi hocaları ifadenin “ahengi bozduğu”nu savunurken edebiyat hocası “Nuri Pakdil de namaza eylem der.” diyerek aksini savunur. Neticede ikinci grup kazanır ancak Görmez’in gönlüne de “Pakdil adı düşmüş”tür. Görmez, ertesi gün edebiyat hocasına gider ve ondan “namaza eylem diyen Nuri Pakdil’in kitabı”nı alır, okur. Pakdil’in zihnine düştüğü günü böyle özetleyen Görmez, daha önce kendisiyle karşılaştığında sükût orucu nedeniyle paylaşmadığı bu hatırasını Pakdil’in huzurunda ilk kez paylaşma fırsatı bulduğunu söyledi ve ekledi: “Ben hâlâ namaza eylem demeye devam ediyorum.”

Pakdil ile Özdenören birkaç güzel saat

Programın zirve noktası üstad Nuri Pakdil’in sahneye çıkmasıyla yaşandı. Pakdil, salonu dolduran gençlere kitaplar ve kitapçılarla hemhal olmaları ve mutlaka bir yabancı dil öğrenmeleri tavsiyesinde bulundu. Bunun şart olduğunu söyleyen Pakdil, “Çünkü çok donanımlı Müslümanlar olmalıyız.” diye konuştu. Pakdil, Kudüs’ün Müslümanlar için neden önemli olduğunu da anlattı ve meşhur cümlesini hatırlattı: “Eğer kitaplarımı okumak inceliğini göstermişseniz benim ünlü bir cümlem vardır: Kalbimin bir yanı Mekke’dir, diğer yanı Medine’dir. İkisinin de üzerinde ince bir tül gibi Kudüs vardır.”  Pakdil konuşmasını bir Ortadoğu sloganıyla bitirmek istediğini söyledi ve yumruk yaptığı elini yukarıya doğru kaldırarak haykırdı: “Yaşasın, İslam’ın kardeş birlikteliği, kardeş dayanışması.” “Heyecan anıtı” Nuri Pakdil’in devrimci ruhu Görmez’in kendisine özel baskı Kur’an hediye etmesiyle bir kez daha gürledi: “Kur’an, bütün Müslümanların ezeli ve ebedi değişmez anayasasıdır!”

Panelin konuşmacılarından Rasim Özdenören Pakdil’in en önemli yanının ahlak olduğunu “Pakdil serapa ahlak ve ilkedir.” sözüyle açıkladı. Pakdil’in bir zaman kendisine söylediği “Ahlaklı olmalıyız Rasim!” sözünün de hiçbir zaman aklından çıkmadığını söyledi.

Şu cümleler de Özdenören’in konuşmasından:

“Cebinde bütün yoksulları sevindirecek cümleler taşır Pakdil. Ona göre en sevimli kelime sükûttur.”

“Hakikat, sükûtta gizlidir.”

“Ateşi avucumuzda tutabilmek ancak sükûnetle mümkündür.”

“Sessizlik, anlamın demlenme sürecidir.”

“İnsan kendi cehennemini sözcüklerle kurar, yine sözcüklerle yıkar.”

“Pakdil demek, eylem demektir. Bu eylem, militanca bir eylemdir. Eylem yapıyorum, o halde varım.”

“Onun (Pakdil’in) iki köşesi vardır. Bir, Mevlana köşesi; iki, Kudüs köşesi.”

“Yazı aslında bir ses yakalayarak onu eze eze bitirmektir.”

Panelde daha sonra söz alan şair Arif Ay, Nuri Pakdil’i bir cümleyle tanımladı: “Vicdanı olan ve vicdanı sürekli kanayan bir adam.” Ay’dan heybeme düşen diğer cümleler de şöyle:

“Namaz zamanın kalp atışıdır. Namazı kaldırırsanız zaman ölür.”

“Su, Filistin akıyordu, musluğu açtığımda.”

“Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum.”

“Pakdil yazmanın da, konuşmanın da, susmanın da ustasıdır. Ben en çok onun susma derslerinden etkilendim. Saatlerce susarak otururduk. Bu susmaların konuşmalardan daha etkili olduğunu gördüm.”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İshak Özen Arşivi