Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kulis yok yola devam!..

Kulis yok yola devam!..

Sayın  Gül’ün “dönüşü”  ve  paralel hayalleri...

“Twitleri katlamayı” bıraktı bunlar, “hayalleri katlamaya” başladılar.

Ve tabii bir de “fitne”leri.

 “Sevgi Ekmek”ten bahsettiler.

Fitne tohumları ektiler, ya tutarsa!..

AK Parti MKYK’nın toplantıda  olduğu sırada ‘Partime döneceğim’ diyen Sayın Abdullah Gül ile“ortak” hareket edilecekmiş!..

Nisan ayında “Siyasete dönmeyi düşünmediğini” açıklayan Sayın Gül’ün “dönüşünden” ne anlamlar çıkartmışlar, ne ümitlere kapılmışlar!..

Sayın Gül’ün “Ben geçmişle çok uğraşmam, geleceğe bakarım!” şeklindeki sözlerini “Paralel Yapı ne yaptıysa, beni ne zaman niçin dinlediyse dinledi, boşveririm!”e yormuşlar!..

 Sayın Gül  “paralel tezgâhlara” gelecek kadar “tecrübesiz” sanki.

 Ham hayal!..

2015 HESAPLARI... SİYASET İÇİN ÇOK UZUN SÜRE...

Sayın Abdullah Gül 2015 seçimine  dair hesaplar yapabilir ama “Sayın Erdoğan’a iftiralarla saldıran ve kendisini dinlemeye alan” çevreler ile “diyalog” eğilime girmesi halinde bütün hesaplarının alt üst olacağını çok iyi bilir.

Madem AK Parti’ye dönmeye karar verdi, “paralel devlet”e ilişkin görüşlerini çok net bir şekilde ortaya koyacaktır.

Sayın Gül, önde gelen kurucuları arasında yer aldığı partide “baş üstünde” tutulacaktır.

SIKINTI OLMAZ, FAZİLET KONGRESİ’NE DÖNMEZ!..

Birileri “Fazilet Partisi” dönemindeki durumu hatırlatıyor.

Malûm; 

Sayın Abdullah Gül, Sayın Recai Kutan’a karşı genel başkanlığa adaylığını koymuş, kaybedeceği aşağı yukarı önceden belli olan Kongre’den güçlü bir destek çıkartmak suretiyle “yeni parti”nin yolunun açılmasını sağlamıştı.

Şimdi benzeri bir durum olur mu?..

“Paralel Yapı”lar hiç heveslenmesin.

O bir başka dönemdi.

O 28 Şubat darbesinin dağıttığı siyasi ortamda, ortalığı toparlamak için girişilmiş mecburi bir hareketti.

Ülkeyi uçurumun kenarından alma hamlesiydi.

Bugün için ortada öyle bir durum yok.

Sayın Erdoğan, halkın oylarıyla birinci turda Cumhurbaşkanı seçildi.

Siyasi kariyerinin en güçlü döneminde.

AK Parti tabanı kendisini canı gönülden destekliyor.

Ekonomi sağlam temeller üzerinde.

Siyonist lobinin, Paralel uzantılarıyla ortak hareket ederek “ekonomik kriz” çıkartmak istediğini biliyoruz.

AK Parti “ekonomi kurmayları”ndan bazılarını da kafaya almışlar; bir kriz çıkacak ve bir “muhafazakar”, krizde “kurtarıcı” olarak öne sürülecek.

Sayın Gül böyle bir duruma düşer mi?..

Asla.

Ülkesinin zararına olacak bir işi asla yapmaz.

Kış kışlığını yapacaktır, fitne kazanları kaynayacak, dahildeki bir kısım “kifayetsiz muhterisler” ve kapitalist düzenin AK Parti’deki kimi temsilcileri “yeni oyun”larda yer almaya çalışacaktır.

Ancak...

Şu gezi olaylarını çıkartanların ellerine sağlık; o mücadele sırasında AK Parti “kimliğini” buldu.

Aziz millet, AK Parti ile bütünleşti.

AK Parti “Anavatan Partisi”nden uzaklaştı!..

Birileri “direnecek” elbet.

Varsın dirensin, yine milletin dediği olacak.

Sayın Gül de milletin kalbindeki yerine uygun görevler üstlenecek.

Kendisi için önümüzdeki 8-9 aylık süreç son derece önemli.

Paralel Devlet ve diğer “vesayetçi” yapılara karşı net tavrını ortaya koyarsa, yüksek itibarının üzerine ekler.

Aksi takdirde.

Yok, aksi takdirdesi yok.

Sayın Gül’ü boşuna sevmedik biz.

İSTİŞARE ÇOK ÇOK ÖNEMLİ

Evet, bu hassas noktada AK Parti’deki istişare kanallarının gerçekten çok iyi çalışması ve“karar”ın istişare sonucunda alındığına dair kanaatin yüreklerde yer etmesi lazım.

Sayın Erdoğan bu inceliğe her vakit dikkat etmiştir, yine edecektir.

AK Parti’den birilerinin umduğu kriz çıkmayacaktır.

“Kulis” yok, yola devam!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi