Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Çatıcıların Santim Santim Düşüşü

Çatıcıların Santim Santim Düşüşü

Siyasi tarih böyle bir düşüşe, daha doğrusu, santim santim kaybolan bir düşüşe çok az şahit olmuştur.

Varlıklarını tabelalarla gösterip, sahaya indiklerinde ise hiç yok mesabesinde olduklarını gördüğümüz ve çoğunun da adını yeni duyduğumuz partiler varmış.

Çatıya direk olanları anlamanın mümkün olmadığının, her yerde seslendirilmesinin hikmeti buydu.

Aklı başında hiç kimse böyle bir kucaklaşmaya inanmıyordu çünkü. İnanmak; “karla kaplı tarlaya buğday ekmek” gibi bir şey olurdu.

Millet olarak böylesine çadır tiyatrosunu ilk defa izledik. Çatıya çıkarılan Bay Ekmel adlı kişi, her gün döktürdüğü gaflarıyla herkesi şaşırttı.

Mesela ilginç afişleri ve bayram mesajları vardı. Afişlerden biri, “Türk Milletinin Gururu” adını taşıyordu.

Allah aşkına gurura bakar mısınız? İstiklal Marşımızı dahi bilmiyordu. Bu nasıl bir gururdu böyle?

Bir afişi de “Bu Ayrılık Bitsin” ismini taşıyordu. Hangi ayrılık? Millete karşı kucaklaşanların birbirlerinden ezeli ayrılıkları ve aykırıkları gün gibi ortada değil mi?

Bay Ekmel’in kampanyası baştan sona garipliklerle doluydu. “Ekmek İçin Ekmeleddin” sloganı, ancak alay etmek isteyenlerin buluşu olabilirdi.

Bayram mesajı da şöyleydi:

“Ramazan Bayramı, Türk milletine, İslam âlemine ve insanlığa barış ve huzur getirsin. Çocuklarımız hep gülsün, şeker yiyebilsin.”

Şimdi bu şahıs, “böyle bir bayram mesajım yoktu” diye inkâr edebilir. Turkcell’in  kayıtlarında vardır. Çünkü adam “çatı amirleri ve memurları” gibi her şeyi inkâr edebiliyor.

Çocuklar şeker yiyebilsin kısmı, 1940’lardaki CHP’nin kıtlık yıllarını hatırlattı. O yıllarda çocuklar bir yana, millet şeker bulamıyor ve çayını pekmezle içiyordu.

Bugün Türkiye’nin en fakir köyüne gidip, çocuklara şeker verseniz almazlar. Çünkü her biri çeşit çeşit çikolata yiyor.

Bırakın Türkiye’nin çocuklarını, Hamdolsun Müslüman iş adamlarımız ve hayırsever derneklerimiz, fakir ülkelerin çocuklarını çikolataya doyurdu.

Neyse Rabbim, “niyetleriyle amelleri bütünleşen” bu insanları mahcup etmedi ve amelleri üzerine santim santim; “Hak’tan ve halktan” uzaklaştırdı.

Allah’ını seven, Peygamberini bilen ama suiistimal etmeyen her aklıselim sahibi insana soruyorum.

-“Meydanlarda, televizyonlarda, gazetelerde her iki adayı da dinledik ve izledik. Hangisi, ülkemizi ve milletimizi temsil etmeye layıktı?

Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın bir lideri gibi konuşur ve iletişim kurarken, diğeri ne yapıyordu?”

Bir tarafında birbirlerine ezeli düşman olan bir partinin milletvekili, diğer yanında ötekisi.

İkisinin ortasında kalmış ve avlanmış kuş gibi; “Beni buraya niye getirdiniz” diye soran Bay Ekmel bu haliyle mi çıkacaktı Çankaya’ya.

Memleketi tanımıyor, milleti tanımıyor, babasını bu topraklardan kovanların kucağına oturmuş, Cumhurbaşkanı olmaya kalkıyor.

Kısacası, bu millete bu halleri yaşatanlara yazıklar olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi