Cemal Nar

Cemal Nar

Kimdir Bu “Kitap Ve Din Olmasa Da Olur” Diyen Müfessir?

Kimdir Bu “Kitap Ve Din Olmasa Da Olur” Diyen Müfessir?

Hemen söyleyelim; Bayraktar Bayraklı.

Nerde ve nasıl mı söylemiş?

 “Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri” isimli eserinde.
Eş dost bana soruyorlardı “bu nasıl bir tefsirdir?” diye. Ben de “okumadım, hakkında bir fikrim yok. Ama yazarının bazı görüşlerine katılmıyorum. Fakat bunlar ne derece tefsirine girmiştir, bilmiyorum” diyordum.

Geçenlerde bir ayetin tefsirini incelerken bir de ondan okuyayım dedim. İyi ki okumuşum. “Parça bütünden haber verir” derler ya, bana da bir fikir verdi azıcık okuduklarım.

İşte o ayet: En’am 154. “Sonra güzel davrananlara (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi açıklamak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Musa'ya kitabı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler.”

Bu âyetin öncekilerle ilgisini açıklamaya çalışmış, orayı geçelim. Sonra tefsire başlamış. Okuyalım:
“1. "Sonra güzel davrananlara (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olarak Musa'ya kitabı verdik". Ayetin bu kısmında, Tevrat'ın hem özellikleri hem de görevleri gündeme getirilmektedir. Allah, Tevrat gibi bir kitabın -ki âyet buna sadece kitap demektedir- neden verildiğini açıklamaktadır.

a) “İyi davrananlara nimetini tamamlamak.”
“İyi davranacak olanlara mı, yoksa önceden iyi davranmış olanlara mı?”
Böyle bir soru soruyor ve ilk şıktan kendisine ekmek çıkmayacağını bildiğinden üstünde hiç durmuyor.


“Bu sorunun cevabını ikinci tercümeye göre verecek olursak, Hz. Musa'ya verilen kitap, kitap gelmeden önce iyi davranışta bulunanlara gelmiştir diyeceğiz. Böyle bir tercüme veya yorum doğru olabilir mi? İyiliği hayata geçirip muhsin olacak kadar iyi olan adamın kitaba ihtiyacı var mı? Muhsin insan zaten iyi insandır, iyiyi yaşayan insandır.”

Bu sorular önemlidir ve yazarın düşünce dünyasını ifade etmektedir. Devam edelim:
“İster önceden iyi olana, isterse kitabı aldıktan sora iyi olacak olana olsun amaç "nimeti tamamlamaktır". Bundan anlıyoruz ki insan ne kadar iyi olursa olsun, yine ilâhî kitaba ihtiyacı vardır. O zaman kitap, nimeti tamamlayıcı bir özelliğe ve göreve sahip olmaktadır. Burada yapacağımız bir açılım daha vardır: Bir insanın iyi olması, iyiyi hayatına geçirmesi, Allah'ın bir nimetidir. Belki de var olmaktan sonra en büyük nimet budur. Allah bu nimeti kulu için yeterli bulmamakta, ona tamamlayıcı olsun diye kitabını göndermekte, hayatına yeni ve tamamlayıcı bir boyut kazandırmaktadır.

Bu açıklamadan sonra şu neticeye varabiliriz: İnsan ilâhî kitap olmadan bile mükemmel bir insan olabilir.”

İşte esas can alıcı nokta burasıdır. Kitap ve din, olmasa da olur, insan onsuz da iyi insan olur. Ama onlarla olursa daha iyi olur. Zira onlar tamamlayıcıdırlar.”

Siz bu düşünceyi kabul edebilir misiniz? Din olmadan iyi olmuş bir toplum biliyor musunuz? Bütün Peygamberlerin mücadelesi “olmasa da olur” bir “tamamlayıcılık” için midir?

Devam edelim:
“Aklını kullanarak iyi olmayı becerebilir. Allah da ona iyi olma nimetini tamamlamak üzere kitabını gönderebilir. İyilere olan nimeti tamamlamak, kötüleri eğitip doğru yola getirmek için elbette vahye ihtiyaç vardır. O zaman geçmişin iyiliğini tamamlayacağı kadar geleceğin iyisini de tamamlayacaktır.
Konuyu biraz daha açarsak "Hz. Musa'ya gönderilen kitap akıl nimetinin tamamlayıcısı durumundadır" diyebiliriz.

Kitap olmadan insanın iyi olmasını temin eden akıldır. Kur'ân'm kendisine vahyolunacağını hiç ummayan (Kasas 28/86); kitabın ve imanın ne olduğunu önceden bilmeyen (Şûra 42/52) Hz. Muhammed'in mükemmel oluşu aklı sayesinde değil miydi? Ona Kur'ân'm verilmesi, ona olan nimetin tamamlanması mahiyetindedir.”

Lafa bakar mısınız? “Hz. Muhammed'in mükemmel oluşu aklı sayesinde değil miydi?” bu soruya soruyla cevap verelim: Acaba Peygamber olduktan sonraki Hz. Muhammed (sav), olmadan önceki Hz. Muhammed'i mükemmel sayar, hayatından razı olur muydu?

Devam edelim:
“Hz. Mûsâ da kitabı almadan önce iyi insanlardandı. Bu kitapla O'na olan nimet tamamlanmış oldu. Demek ki âyette geçen "iyilik edenler" veya "iyilik eden"den kasıt, Hz. Mûsâ ve kardeşi Harun olabilir. Çünkü âyetteki  ahsene kelimeleri tekil durumdadır.”( Bayraktar Bayraklı, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri, Bayraklı Yayınları: 7/23-26.)
Evet, tam bir “TC akademisyeni” mantığı.

Biz bu mantığı tanıyoruz. Üstünde uzun söze gerek de duymuyoruz. Bence bu kitabı uzmanları okusun. Ama halka hiç tavsiye etmem.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi