Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bülent Arınç’ın Şahsi Açıklaması Üzerinden

Bülent Arınç’ın Şahsi Açıklaması Üzerinden

Arınç, camianın en eskilerinden.

Tozunu da yutmuş, sözünü de tutmuş... 

Arkadaşlığımız, 1968 yılı Ankara Hukuk Fakültesinden başlar.

Sayıları çok az kişi Anadolu Grubu adı altında bir araya geldik.

Arınç (Küçük Erbakan), başkanımızdı.

Rejimin dayatması çerçevesinde çetin bir yokuş...

Cevapları çok ağır olan bir imtihan... 

Fazla ileri gitmeye kalkışsak polis yakamızdan tutup götürüyor.

Giymek için ikinci pantolonu olmayan, cebinde harçlığı kıt, ancak “bebeklerin avcuna hak yol İslam yazacağız” marşını söylerken ideallerini yükseklerde tutan kararlı, inançlı bir avuç gençlik.

Irmaklar derelere, dereler de deryalara akar ya...

Merhum Erbakan Hoca’nın Odalar Birliği’ndeki mücadelesiyle Nizam Partisi olarak siyasi arenada yerimizi alarak ülkenin yönetimine talip olduk. 

Sonuçta ne mevkisi, ne makamı olmayan ideal bir ekip.

Bugün ne varsa o ekibin ihlasına, gayretine aittir...

Merhum Özal da ondan türedi, AK Parti de.

Alınan mesafenin manevi mimarı merhum Erbakan Hoca, komutanı da şüphesiz Erdoğan’dır. Artık çok şey eskisi gibi değildir... Köprülerin altından çok sular aktı.

Ne var ki bir camiada kırgınlıklar, dargınlıklar her zaman olabilir. 

Bazıları doyumsuzluğundan, bazıları da geri plana itildiğinden şikayet eder.

Arınç, geri plana itilenlerden olmadığı gibi kıdemi gereği hep göz önünde tutularak, ağabey muamelesi görmüştür. Önce Meclis Başkanı, ardından Başbakan Yardımcısı...

Bu arada partiyi yerden yere vurup da en önde olanlar da yok değil.

Burhan Kuzu Hoca sitem edenlerden.

Hatta kırgın.

 “Dün bu partiyi neden kurdunuz” diyerek eleştirenlerin bugün en iyi yerlerde olduğunu söylüyor. Benim de bildiğim, Cemil Çiçek, parti kurulduğunda “rejimle kavga edenlerle bir arada bulunmam” dediği halde bir hafta sonra partiye katılarak görev verilmesi Burhan Hoca’yı doğruluyor. 

Daha çokları... Ertuğrul Günay gibileri de önümüzden geldi geçti!

Şu anda gezip de parti aleyhine konuşanlar o günlerin eseri.

O gün anlaşılmadıysa da, bugün neden öyle olduğu gayet iyi anlaşılıyor.

MOSSAD’ın el mahsulü “paralel yapılanma” sadece devlet kademelerinde değil, partide de yerini almıştı. O yapı Burhan Hoca gibilerine görev vermeyi engellediği gibi, hakkımız olduğu halde bizleri de yaklaştırmadı. Delegeler bizi seçti onlar gelip oturdular...

Maalesef Arınç da dahil, koltuğa oturan çevresi ile alakasını kısıtlayınca yapı daha da yapılandı. Bugün bile yapılan bazı tayinler paralelden öte daha da paralel...

Bu kadar yazmamıza rağmen aramıyorlar, sormuyorlar bile.

Yeni bir devrin eşiğine geldik.

Bu devir bamteli gibi hassas.

İktidarın yapacağı kadro çalışmaları gereği tel çelikleşebilir de, beklenmeyen bir an ortadan da kopabilir. Paralel Yapılanma hırsı ile hevesi ile tetikte bekliyor...

Yeni bir başbakan ile yeni bir kadro, vizyon değişikliği.

Eskiler “yeterlilik gereği” koltuklarını özenle arkadan gelenlere vermekten imtina ederlerse bilesiniz ki işler karışır. Kırılmalar darılmalar olur.

AK Parti kadrosunu yerli ekibinden oluşturmuş olsaydı, görüşüme göre seçimlerdeki başarısı %70’lerde olacaktı. Biz zannettik ki Ertuğrul Günay gibiler partiye oy getirecek.

Aksine oy kaybına neden oldular.

Hep ben varım demekle olmuyor...

Sahabe ahlakı arkadan “su” diyene bardağını uzatacaksın...

17 Aralık sonrası Başbakan’ın “hata ettik” açıklaması yanısıra Hocaefendi’nin “aldatıldık hâlâ da aldatılıyoruz” şeklindeki itirafı önemli bir gelişme sayılır.

Hatayı madem gördük, o halde hiç olmazsa bundan sonra yapmayalım...

Koltuklar gelir geçer, kardeşlik baki. 

Hani bunun ilk sahibi?..

Bu koltuklar hiç kimseye baki değil, baki kalan tek Allah’tır(cc)...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi