Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Türkiye ikircikli ülke mi?

Türkiye ikircikli ülke mi?

Birileri Türkiye’yi geçmişte ve günümüzde teröre karşı mücadelesinde kendi gündemine alet etmek istemesi gibi IŞİD karşısında da bu girişimlerini yinelemektedir. Eski teröristlerini yeni terörist olarak tanımladıklarının üzerine göndermektedir. Böylece piyasada eski ile yeni teröristler birbirine karışmaktadır. Bu aslında vahim bir olay. Avustralya gibi ülkelerde bazı zararlı haşerelere ve böceklere karşı ithal veya laboratuvar ürünü Frankenstein tipli yeni haşereler üretilmekte veya Latin Amerika gibi ülkelerden bu zararlı türleri yok edecek yeni haşereler temin edilmektedir. Bunlar ise daha azman hale gelerek ekolojik dengeyi bozmaktadır. Yapısal ve bünye olarak ABD terör üretmektedir. Öncelikli olarak ABD haydut bir ülkedir ve liderleri de hayduttur. Uluslar arası kanun kaçağıdır. Kendi ülkelerinin hukukunu da çiğnemektedir. Gençliğinde şişenin dibini bulan George Walker Bush zamanla kilise ile barışmış ve ikinci doğanlar arasına girmiştir. Lakin şaki adam Bağdat ve Afganistan’da daha sonra masumların kanını dökmüş ve şimdi artık içki şişeleri bile kendisini teselli edememektedir. 2014 yılı içinde esrar veya uyuşturucu saklarken yakalanmış ve bir süre gözetim altında tutulmuştur. Obama da haydut ülkenin haydut lideridir. Şaki rejimin zirve noktasını temsil etmektedir. Amerikan rejimi İslam dünyasında mutedil hareketlerin sivrilmesine izin vermiyor. Ya onları radikalleştiriyor ya da liberalleştiriyor. Her iki durumda da ruhunu çalmaktadır. İfrat ve tefrit zemininde ilerleyen hareket ve örgütlerle birlikte bölgeyi İsrail namına karıştırmaktadır. IŞİD’in ortaya çıkmasından sonra Türkiye gibi ülkeleri ‘terörle savaşına’ ortak etmek için bin dereden su getirmekte ve tehdit veya şantajla gündemine bizi alet etmek istemektedir. Ayartma ve ehlileştirme peşindedir. ABD’nin sirk maymunu gibi 180 derece dönüşünü görmeyenler Türkiye gibi ülkeleri onun neferi yapmak istemektedirler.

ABD IŞİD’e karşı bölgesel koalisyon oluşturmak için zemin yokluyor. Obama bu husustaki konuşmalarından birisinde: “Bölgedeki ülkelerin IŞİD gibi radikal örgütler hakkında “ikircikli olmaya” son vermesi gerektiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürmüştür: “Gerçek şu ki, kimi defalar, bu grupların bazılarını kendi çıkarlarına kullanmak üzere finanse etmenin kötü bir strateji olmadığını düşünen devlet aktörleri oldu. Tüm bölgeye mesajımız, bu, Sünni olsun, Şii olsun, herkese IŞİD gibi bir örgütün kabul edilemez olduğu, şiddet, kaos, masumları katletme dışında bir vizyon ve ideolojiye sahip olmadığı yönünde bir uyarı alarmı olmalı.” İkircikli olarak suçlanan ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Bununla birlikte Suriye’de Esat ve Irak’ta Şii rejimlerin ayakta tutulmasından en fazla zarar gören ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. İsrail ile Rusya ve İran mihveri ise kârdadır. Bu durumda Esat’a karşı harekete geçmeyen Obama idaresine IŞİD karşısında nasıl katılmalıyız? Bizi Rogers Planındaki gibi yeniden yarı yolda bırakacakları malumun ilamı olur. Obama denilen soytarı şunu anlamalı ki, Türkiye gibi ülkeler IŞİD’e yönelik operasyonlara ancak Suriye rejimi bittiğinde destek verebilir. Obama önce kırdığını temizler ve hatalarını tamir ederse kapımızı çalabilir. O soytarıya bu mesaj iletilmelidir. Ama her ihtimalde ABD’nin bölgesel işlere burnunu sokması için davetiye çıkarmak ihanetle eşanlamlıdır. Özal’ın baba Bush ile işi pişirmesine nasıl infial gösterilmişse ve ardından 1 Mart Tezkeresi nasıl Meclis’e takılarak geçmemişse şimdi de Obama’nın bizi ayartmasına izin verilmemelidir. Bunu yapanlar sorumludur. Türkiye’nin yalnızlığı edebiyatı üzerinden ABD ve yandaşları yalnızlıklarını kırmaya çalışıyorlar. Obama’nın bu kadar foyası ortaya çıktıktan sonra başka kapı çalsın. Kapı mı yok? İran ve ortakları ne güne duruyor? Dünden hazır ve nazırlar. Can atıyorlar. Ama çakal obama Sünni dünyasının tepkisini dindirmek için Türkiye gibi ülkeleri de yedeğine almak istiyor. Koalisyonu genişleterek kolay bir av partisi olmasını istiyor.

Zaten Batılılar yeni tür terör yapılanması olarak andıkları IŞİD’e karşı eski teröristleri palazlandırıyorlar. 2003 yılında Saddam’a karşı Tahran’da üslenen Bedir Tugayları gibi Şii teröristlerle birlikte Barzani ve Talabani teröristlerini desteklemişti. Şimdi de IŞİD’e karşı ilaveten PKK’yı devreye sokuyorlar. İsrail’in Irgun ve benzeri terör örgütlerinin rahminde doğmasına rağmen şimdi Filistin halkını terörist olarak tanımlaması gibi. Şimdi aynı ayartma tertip ve tezgahına Suudi Arabistan’ı da düşürmek istiyor. Suudi Arabistan’ı yeni terörle savaş konseptine katmak istiyorlar. Suudi Arabistan da kendi zeminini zayıflatma pahasına basireti bağlandığından dolayı buna hazır. BM’nin terörle mücadele fonuna 100 milyon dolar aktarmış.

Suudi Arabistan’ın üç korkusu var. Birincisi, bölgede İran’ın rolünün artması. Husi Şii teröristleri Sana kapılarına dayandıkları halde başta Obama olmak üzere kimsenin sesi çıkmıyor. Galiba Şii terörü İsrail terörü gibi kutsal. İkincisi, İslam devleti adıyla IŞİD belasının zuhuru. Üçüncüsü de hamisi ABD’nin ikircikli davranması. Bölgesel müttefikleri karşısında ikircikli davranan Şii teröristlere terörist demeyen Obama soytarısı zımni olarak Türkiye gibi ülkeleri IŞİD karşısında ikircikli olmakla suçluyor. Suriye’deki rolünden dolayı Bender Bin Sultan’ın azil sürecini başlatan ABD, Şii muadili Kasım Süleymani gibiler karşısında kılını kıpırdatmıyor. ABD sadece ‘dostlarıyla’ mücadele ediyor. Terörü besleyen de kullanan da ABD’nin kendisidir. Türkiye ve Suudi Arabistan gibi ülkeler de ideolojik olarak IŞİD’e karşıdır. Lakin hem İran hem de ABD siyasi olarak bu tür örgütleri kullanıyor. Yayılmacı emellerine basamak yapıyor. Ortaklıkları da bundan neşet ediyor. David Ignatius, ‘Saudi challenges/Suudi Meydan Okumaları’ başlıklı makalesinde bu yönde Suudi Arabistan’ı ayartma seanslarını yazıyor. Sonuç itibarıyla, Suudi Arabistan Mısır’da çözümün değil sorunun parçası olduğunu göstermiştir. İran’ın Suriye’deki rolüne mukabil Riyad da Mısır’da benzeri bir rol oynamıştır. Dolayısıyla Suriye ve Irak rejimi değişmeli ise Suudi Arabistan rejimi de değişmelidir. Suud, İran kafası ancak sürüye kurt dadandırır. Riyad, ABD’nin açıktan dostudur. İran ise devrimden beri gizli dostudur. Gelişmelerin gösterdiği gibi gizli dost açıktan daha kıymetlidir. Sünni dünya üzerinde İngilizlerin başlattığı büyük yağma harekatı devam ediyor. İran da bu kurtlar sofrasının gizli ortağı. Amerikan uçakları, Suriye üzerinden uçarak Suriye rejimine IŞİD’in koordinatlarını temin ediyor. Bu arada şimdi Kürecik üzerinden bilgi toplayan ABD bu bilgileri İran ve Suriye rejimiyle paylaşıyor olmasın? İkircikli Obama! Gölge etme, başka İhsan istemez.

Çankaya Köşkü

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi