Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Bir özgürlük ver; içinde ahlak olmasın!

Bir özgürlük ver; içinde ahlak olmasın!

Şimdi laik insanlar veya laik millet gülü dikensiz istiyor.  Yasaklardan arınmış bir dünya, ahlaktan azade özgürlük düşlüyor.  Cenneti de dünyaya indirebilse keyfine diyecek yok.  Günümüzde sosyal hastalıklardan birisi olarak laiklik hastalığından bahsetmek mümkündür.  Hem de eskilerin tabiriyle ‘el cunun funun’ nevinden yani katman katman. Elvan elvan.   Cumhuriyet gazetesinde bir haber dikkatimi çekti.  ‘Ama’lı özgürlük!  Özlem Güvemli imzasını taşıyan haberin başlığı ‘ama’sız’ yani mutlak bir özgürlüğü çağrıştırıyor.  Demek ki kayıtlı, mukayyet olmuyor. Kestirmeden nefsini tanrı edinmenin ve ona tapınmanın yolunu arıyor. Kur’an bunları ‘ hevasını yani nefsini ve egosunu ilah edinmiş ve şişirmiş kişiyi gördün mü?’ diye tarif ediyor. ‘Ama’lı özgürlük’ başlıklı haberin mahiyeti ve muhtevası başlığından belli.  Yeni Başbakan Ahmet Davudoğlu’nu taşlıyorlar.  Niye? Özgürlüğü sınır koymuş?  Kelepçelemiş! Nefisleri besbelli sınırsız olanını istiyor. Sınırsız demek ahlaksız demektir zaten. Davudoğlu’nun suçu şunları söylemesi:  “Her özgürlük bir sorumluluk gerektirir. Basın özgürlüğü basın ahlakını gerektirir, girişim özgürlüğü helal rızkı gerektirir. İnanç özgürlüğü diğer inançlara saygıyı gerektirir. Biz tüm özgürlükleri yeni bir ahlakı formasyonla buluşturacağız…”

Sen misin onu diyen! Açmışlar ağızlarını, yummuşlar gözlerini.  Nefsin kayıt kuyudu ve freni mi olurmuş!  Onların nefislerinin freni patlamış. Nefsin dizginlerini bırakacaksın, nereye salınırsa salınsın!  Nefis benim, beden benim değil mi?  Dilediğim gibi kullanır ve dilediğim gibi yederim!   Nefse fren koymak kimin haddine? Dünyada olmaz. Bu yaklaşımın altında derin bir hastalık var.  Laikliği hedonizm yani zevkperestlik mesleği haline getirmiş olan hastalık.  Bunlar laikçiliği Freud  mesleğine çevirmişler.  Titan tinana bir vaziyet! Sanki dünya zevkten ibaret. Ya hasta olanlar, acı çekenler ne olacak?  Acıyı dindirebilseler belki buna da çare bulacaklar. Acı çekenlere tavsiyeleri şu olabilir:  Zevklenenlere bakarak biraz neşelensinler ve eğlensinler?

Günümüzde behimi hisler özgürlük kisvesine büründürüldü. Halbuki, cinsellik aklı örten, karartan ötesinde öldüren bir husustur.  Azı karar çoğu zarardır. Yeme düşkünleri midelerinin, uçkur düşkünleri ise uçkurlarının zebunudurlar. 

Bilimsel araştırmalar da şehvet düşkünlerinin ahmak olduğunu ortaya koyuyor. İnsan nereye yoğunlaşıyorsa orada dengesini kaybediyor.  Uçkura yoğunlaşan uçkur adam haline geliyor.  Asil atın tanımında mühim bir unsur var:  Asil at; vasfı ölçülü olandır.  Günümüzde laiklik anlamını, kilise devlet ayrımından değil hedonizmden yani ahlak ile insanı ayırmasından, arasına kalın çizgi çekmesinden alıyor. Laiklik hukuki normdan ferdi norma veya hayat tarzına indiğinde o artık hedonizm demektir. Yıktın perdeyi eğledin viran!  Artık laiklik başka bir evresini veya dönemini yaşamaktadır. Bu din ile devleti değil insan ile ahlakı birbirinden ayırması dönemidir.  Ahlaki izafiyetçi falan da değiller. Düpedüz ahlakı sıyırmışlar.

Biraz somuta inelim. Antalya’da kadınlar plajı yapılmış ve hemen menhus ruh devreye girerek ‘illa de nefsimin payını isterim’ diye tutturmuş! Bak hele?   Bazı gazetelerde gördüm; Antalya’da Kadınlar Plajı’nı protesto eden kadınlı erkekli Halkevi üyesi grup, önce halay çekip horon tepmiş, ardından da cümbür cemaat denize inmiş.  İstanbul’da parklarda kamusal alanda içki yasağını da böyle delmişlerdi!  Ötesine geçmeyelim saf ve körpe zihinleri idlal edebiliriz. Haremlik selamlık olmasın, komün olsun diyorlar.

Ama bu küresel bir mesele.  Antalyalı nudizm meraklısı karma grubun Belediye Başkanı Menderes Türel’i tefe koymasına benzer bir olay da İspanya’da yaşandı.  Orada da laik insanlar kazan kaynatıyorlar.  Bir İspanyol belediye başkanının suçu da ahlaklı olanı söylemesi. Doğru söyleyeni de dokuz köyden kovarlar.  İspanya’nın Valladolid kentinde 500’ü aşkın protestocu kadın belediye binasının girişinde sütyen zinciriyle protesto eylemi düzenledi. Sosyal paylaşım sitesi Twitter’da başlatılan protesto fikri, halen İspanya’da en çok paylaşılan tecavüzle mücadele kampanyalarından biri oldu. Göstericiler, bir radyoya verdiği mülakatta söyledikleriyle büyük tepki çeken Valladolid belediye başkanı León de la Riva’nın istifasını istiyorlar. Geçmişte de cinsiyetçi sözler sarf etmesiyle bilinen León de la Riva, radyo sunucusuna, “tecavüz etmekle suçlanır diye bir kadınla yalnız başına asansöre binmeye çekindiğini” söylemişti. De la Riva, “Düşünün bir, asansöre biniyorsunuz ve sizi ayartmaya çalışan bir kadınla karşılaşıyorsunuz. Asansörde sutyenini, eteğini çıkarıyor, sonra da dışarı fırlayıp bağıra çağıra kendisine saldırmaya çalıştığınızı söylüyor.” demişti. İspanya’nın namus abidesi kadınları belediye başkanını sütyenleriyle protesto ediyorlar! Eskiden kadının saçına eline değseniz namus elden giderdi.  Şimdi çok şükür bir şey olmuyor!  Namus zihinde başlıyor, zihinde bitiyor. Zihni namus var ama tensel veya bedensel namus yok.  Manzarının daha fazla tasvire tahammülü yok.

Kur’an bu hastalığı fetretin uzamasına bağlar.  ‘Talet bihim el emedu ve kaset kulubuhun’ der.  Fetret uzamış ve kalpleri kasvet bürümüştür.  İmam Busuri ise  namussuzluğu namus zannetme hastalığını şöyle tasvir eder:  Kad tünkiru’l aynu dav’eş şemsi min remedin/ Ve yünkiru’l femu ta’mel mai min sakemin.  Göz, hastalıktan dolayı güneşin ışığını göremez. Dil de hastalıktan dolayı ma-i zülali algılayamaz.  Tatlıyı acı zanneder! Laiklik hastalığı budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi