Ahmet Varol

Ahmet Varol

Suriye’de Zulmün Ağustos Bilançosu

Suriye’de Zulmün Ağustos Bilançosu

Siyonist işgalcilerin Gazze’ye yönelik  7 Temmuz 2014’te başlattıkları ve 51 gün süren yıkım ve katliamları İslâm dünyasındaki diğer bazı önemli gelişmelerin gölgede kalmasına neden oldu. Fakat Suriye’de üç buçuk yılını doldurmak üzere olan katliam ve yıkımlar kesintisiz sürüyor. Ağustos ayı içinde de toplu katliamlar ve cinayetler gündelik devam etti.

Gayri meşru saltanatlarını sürdürebilmek için zulmü sınırsız bir şekilde kendilerine meşru sayma konusunda aynı anlayış ve çizgide olan bütün bu rejimler katliam ve yıkımda da birbirleriyle yarış halindeler. Suriye’deki Baas rejimi ise her zaman insanları topluca imha ve evlerini başlarına yıkma konusunda siyonist işgal güçlerinden önde gitti. 

İşgalci siyonistlerin Filistinlilere yönelik saldırılarında bu derece aşırı gidebilmelerinde Baas’ın sergilediği vahşetin ve gerçekleştirdiği katliamların kendilerine kazandırdığı cüretin önemli rolü olduğunu söylemek mümkündür. Bu açıdan Baas zulmü Filistin topraklarını işgal altında tutan siyonistlere de gaz verdiği için olumsuz sonucu sadece Suriye’ye iltica etmiş Filistinlilere değil öz yurtlarında yaşamaya devam edenlere de dolayı bir şekilde yansıyor. 

Fakat birinin öldürdüğü insan sayısının diğerininkinden çok olması da zulüm ve şiddetin birini diğerine nispetle daha basit ve küçük görme yanlışına yöneltmemeli. Zulmün boyutu ne olursa olsun reddedilmesi ve devam eden zulüm uygulamalarının hepsinin büyük ve önemli mağduriyetlere neden olduğu, hiçbirinin diğerinden daha basit ve önemsiz olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. 

Suriye’de Baas zulmü devam ederken kendini güya “İslâm Devleti” olarak tanımlayan ama İslâm adına onaylanması mümkün olmayan uygulamalarıyla gerçekte İslâmî kimliğe ve direnişe darbe vuran bir IŞİD zulmü var. Böylece orada savunmasız halk bir bakıma örsle çekiç arasında kalmış durumda.

Irak’ta ABD işgaline karşı özgürlük mücadelesinin yıpratılması ve işgalle işbirliği içindeki oluşumların önünün açılması için oynanan oyunun aynısının bugün Suriye’de oynanması, üstelik dün Irak’ta bu taktik için kullanılan unsurların ve araçların aynısının kullanılması dikkat çekicidir. Dolayısıyla Irak direnişini bu oyunun bitirdiğinin dikkate alınması, oradaki tecrübenin iyi okunması ve IŞİD oyununun bu tecrübe ışığında değerlendirilmesi, böyle bir oyunda kullanılan kirli unsurların halkın hak ve özgürlük mücadelesine bir şey kazandıramayacağının bilinmesi gerekir. 

Bu hususlara dikkat çektikten sonra Suriye İnsan Hakları Teşkilatı’nın yayınladığı raporlara dayanarak zulmün Ağustos bilançosuna dair bazı özet bilgileri aktarmak istiyorum. 

Suriye İnsan Hakları Teşkilatı’nın yürüttüğü çalışmalarla Ağustos 2014 içinde 2591 kişinin öldürüldüğü belirlendi. Ancak bu sayı öldürülenlerin tümünü içermiyor. Çünkü ortaya çıkarılamamış cinayetler de olduğu tahmin ediliyor. Özellikle rejimin kontrolündeki bölgelerde öldürülenlerin tümü hakkında bilgiye ulaşılmış değil. 

Verilen sayı içinde rejimin askerleri, Şebbiha çeteleri, yahut dışarıdan getirttiği militanlar tarafından gerçekleştirilen saldırılarda ve katliamlarda öldürülenlerin yanı sıra IŞİD militanları tarafından öldürülenler de var. Sayı silahlı çatışmalarda öldürülenleri de içermekle birlikte büyük çoğunluğunu sivil savunmasız insanlar oluşturuyor. 

Ağustos ayı içinde, genellikle rejim askerleri ve ona destek için gönderilen yabancı militanlar tarafından 22 sağlık görevlisi öldürüldü. Tümü saldırılarda yaralananlara acil sağlık hizmeti sunmak amacıyla gönüllü hizmet vermek için gitmiş olan bu 22 kişinin 10’u doktorlardan ve eczacılardan oluşuyor. 

Rejim zindanlarında Ağustos ayında 243 kişinin işkenceyle öldürüldüğü tespit edildi. Son derece vahşi işkence uygulamalarına başvurulan bu zindanlarda Ağustos 2014’te öldürülen bu insanlarla birlikte işkence yüzünden hayatlarını kaybedenlerin sayısının 5281 olduğu bildirildi. Bunların 94’ü çocuk, 32’si kadın. 

Suriye’de gerek Baas rejiminin ve gerekse IŞİD militanlarının basın mensuplarına yönelik saldırı ve şiddet uygulamaları üzerinde inşallah ayrıca duracağız. 

Not: Ribat’ın Eylül sayısı için yazdığımız “Irak ve Şam’ın haritası yeniden mi çiziliyor?” başlıklı yazımızı web sitemizden (www.vahdet.info.tr) de okuyabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi