Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

11 Eylül’ün Obama versiyonu!

11 Eylül’ün Obama versiyonu!

IŞİD meselesiyle birlikte yaşadıklarımız yeni bir 11 Eylül vakasıdır. Bunu herkes biliyor. Bu vaka da eskisi gibi kurgudan uzak değil. Birisi Siyonist birkaç Batılı gazetecinin hunharca kesilmesi aslında yeni bir 11 Eylül sahnesi. Peki bu sahneyi kim tertip etti? O gazeteciler tesadüfen mi seçildiler? Yine o boğazlama işlemini yapan yeni Muhammed Atta’ların gerçek kimliği ne? İngiliz aksanının dışında Batı ile ilişkileri ne düzeyde? Bu Londonistan kaçkınları kimin adamı ve neyin nesi? Biraz sonra boğazı kesilecek olan gazeteciler neden bu kadar soğukkanlı? Olayın gerçek mahiyeti ne olursa olsun; olayda karanlık noktalar ve manipülatif yönler var. Amerikalı gazeteci James Foley’in infazından sonra ikinci olarak IŞİD tarafından boğazlanan ve böylece kesik başlar zincirine katılan Steven Sotloff muamma ve onun ötesinde esrarengiz ve karanlık bir şahsiyet. Google üzerinden bir karartma yapılıyor ve Yahudiliğinin üzeri örtülüyor. Belki de bununla The Wall Street Journal muhabiri Daniel Pearl’ün akıbetine uğramasını engellemeye çalışıyorlar. Bu ve bundan sonrası karanlık. İnfazın ardından İsrail Steven Sotloff’u sahipleniyor ve Yahudiliğini açık ediyor hatta teşhir ediyor. Böylece yeni bir duygu sömürüsü kampanyası başlatıyor. Nazilerle alakalı yaptıkları gibi. Ailesi ve ailesinin avukatı ise daha ilginç yöntemlere başvuruyor. ‘Yahudi Lawrance’in şehitler mertebesine yükseldiğini ilan ediyor. Gerçi onlar Sotloff’un Lawrance’e özenmediğini söylüyorlar ama neden hikayesi Lawrance’i çağrıştırıyor? Lawrance olmadığını söyleme gereğini hissediyorlar?  

Kesikbaş iki gazetecinin üzerinden yeni bir 11 Eylül vakası kurgulanıyor. Beyaz Saray sakini ‘Düzmece Hüseyin’ Batı’yı ve bölgemizdeki Emevi kalıntısı Arap ülkelerini de arkasına alarak yeni bir Haçlı seferi kurguluyor ve başlatıyor. Bu yeni Haçlı seferi 1991 ve 2003’ün bir sentezi. Ya da baba ile oğul Bush’un tertiplerinin bileşkesi. Yeni 11 Eylül veya yeni Haçlı seferinin mimarı Beyaz Saray sakininin orta adı Hüseyin. Ama bu Hüseyin bu savaşı Kerbela diyarında icra etse de kesinlikle Kerbela Hüseyin’i değil. Olsa olsa selefleri bazı Moğollar gibi İranlı ve İrancı Hüseyin!  Obama 11 Eylül referansını kullanıyor. Lakin 11 Eylül’ün teşhis-i illeti şöyle idi: İslam’ın düşmanı kendi içinde. İslam kendi içindeki düşmanıyla yüzleşmeli. Obama’nın 11 Eylül referansında teşhis-i illet aynı kalmakla birlikte biraz değişiklik arz ediyor: Sünniliğin düşmanı kendi içinde, yüzleşmeli! İşte Obama harfiyen şunları söylüyor: “Onlar da müdahil olmalı. Sadece Suudi Arabistan değil, Ürdün, BAE ve Türkiye’deki ortaklarımız. Bu onların bölgesi. IŞİD onları bizden daha çok doğrudan tehdit oluşturuyor…” Sünni ülkelerin sorununun İran olmadığını, yaşananların basit bir Sünni-Şii çekişmesi ve meselesi de olmadığını belirten Obama vurucu cümleyi veya hükmü sona saklıyor: “Bugün bu ülkelerin karşı karşıya kaldığı en büyük tehdit IŞİD tarafından temsil edilen Sünni aşırılıktır” İran Hüseyin’inden önce selefleri Moğollar da bakın ne demişti?

Amerikalılar gibi İslam topraklarına çöreklenen Moğollar siyaseten teşeyyü emareleri gösterip Sünnileri Şiileştirmeye çalışmışlardır. Bu onların, İran ile gizli müttefik olan Obama gibilerin (tacit ally) siyasi geleneğidir. Moğol vezirlerinden birisi Sünnileri birbirine düşürmek ve onları ateizm ve Şiilik kucağına itmek istemiştir (Fikru’l Havarici ve’ Şia Fi Mizani Ehli’s sünneti ve’l Cemaa, Prof. Ali Muhammed Sallabi, el Mektebetü’l Asriyye, Beyrut, s: 62). Sünnilere Şiilik dailiği yani propagandası yapmıştır. Obama ve idaresi İlhanlılar veya Gazan Han gibi Şiileşmek istiyorlarsa önlerinde hiçbir engel yok. Ama ilginçtir; nedense onlar Şiileşmek yerine bizleri yani Sünni kesimleri Şiileştirmek istiyorlar! Neden acaba? Şiiler iç kavgadan dış kavgaya zaman ve vakit bulamazlar da ondan! İç bünyeyi tahrip ederler. Dışarıya dokunmazlar.  Biz Ehl-i Kıble ile çenk etmekten kaçınırken onlar bu alana yoğunlaşırlar! Müslümanlarla harp etmekten küffara vakitleri kalmıyor. Ama yine de zorunlu hale geldiğinde bize Haricilerle ve umumi Ehl-i bidatla harp etmek İmam Ali’nin bir geleneği ve sünnetidir. Şiilik ve Haricilik madalyonun iki yüzünden ibarettir. Bizim Ehl-i Beyt muhabbetimiz manipülatif değildir, dolayısıyla İran’dan bağımsız ve kendimize özgüdür. 

11 Eylül’ün yeni versiyonuyla birlikte ABD ve İran ekseni kaybettiklerini yeniden kazanmaya ve toparlanmaya çalışıyorlar. Yanlışları üzerine tüy dikiyorlar. Yanlışları çıkmaz haline getirerek iflaslarını örtbas etmeye çalışıyorlar. Bununla birlikte kargaşa ve kaos ortamını artırarak aslında iflaslarını derinleştiriyorlar. İran bütün bölgeyi çıkmaza sürükleyerek varlığını ispata çalışıyor. Böylece yıkıcılık üzerinden var olmaya ve kazanım elde etmeye çalışıyor. 

Çıkmaz sokakta yol almak bir çıkışa ve sonucu götürmez. Serapta su görmek kimseye havuz bahşetmez. Şer üzerinden zafer kazanmak isteyenlerin, yolun sonunda paylarına sadece hüsran düşer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi