Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Keşkek ya da Herise

Keşkek ya da Herise

Osmanlı medeniyetinde beslenme kültürü, bir nevi “ibadet” biçimindedir. Yani beslenmenin her türlüsünde, dini vecibeler ve gereklilikler vardır.

Osmanlı’da beslenme, hayatın devam etmesi için biyolojik bir ihtiyaçtan ziyade, kültürel değerlerin yaşatılması ve devamı için oldukça önemlidir.

Keşkek ve benzeri yemek merasimleri, insanları bir araya getiren ve aralarındaki bağları kuvvetlendiren toplu yemek günleridir.

“Keşkek” ya da “Herise,” bu özel günlerin yemeklerindendir. Ana malzemesi et ve buğday olan bu yemek; “imecenin,” “kardeşliğin,” “paylaşmanın,” “dayanışmanın” ve “insani değerlerimizin” yaşatılması için yıllarca icra edilmektedir.

…………….

Oğuz boylarının Orta Asya’dan göçüyle beraber gelen ve göç boyunca, yollarda da yapılan bu yemekler, göçün sağ salim Anadolu’ya gelmesini temin etmiştir.

Bir başka gayesi de; mola verilen yerlerde, başta dinlenme ve sağlık kontrolü olmak üzere, oralarda kalacak boyların nerelere yerleşmesi gerektiği ve göç yolunu gözden geçirilmesi gibi işlerin yapılmasıdır.

Keşkek günleri, hemen hemen ülkemizin her yan ve yöresinde küçük farklılıklarla bilinmekte ve her yıl dualarla, mevlidlerle icra edilmektedir.

Bazı bölgelerimizde ise Ramazan ve bayram günlerinin vazgeçilmez yemeklerindendir. 

……………..

Denizli’nin Babadağ İlçesi’nde ise her yıl eylül ayının ikinci haftasında yapılan Keşkek günü, ülkemizdeki keşkek günlerinin en çok bilinenidir.

Babadağlı hayırsever Hacı Ahmet Kundak’ın önderliğinde yıllardır koordine edilen Keşkek gününe, bu yıl da yurtiçi ve yurtdışından pek çok Babadağlı ve misafirleri katıldı.

Keşkek sayesinde yediden yetmişe bir araya gelenler eş, dost ve akrabalar hasret giderdiler.

Kıymetli dostum Mustafa Çiloğlu’nun daveti üzerine biz de oradaydık ve Orta Asya’dan bu yana gelen örfün yaşatıldığına şahitlik ettik.

………………

Yazının başlığındaki “Herise” ismine açıklık getireyim. Bazı bölgelerimizde Keşkeğin diğer adı “Herise’dir. Her iki yemeğin ana malzemesi de “et ve buğdaydır.”

Babadağ’ın önemli özelliklerinden birisi de dünyada bulunmayan ve sadece bu bölgede yetişen 45 ayrı bitki çeşidini bağrında barındırmasıdır.

Yeşilin her tonunun görücüye çıktığı ilçede, küçük küçük yayla evlerinin yanı sıra çok sayıda küçük mescidler de yapılmış. Adeta Cennet’in bu dünyadaki hali gibiydi.

İşte Babadağ Keşkek günü bu yaylalardan, “Karaçöplen Yaylası’nda” yapıldı.

…………..

Binlerce kişinin yemek için bir araya gelmediği aşikârdı. Bu kadar insanı ancak manevi bağlar bir araya getirebilirdi.

Bu arada beklemediğim sürprizlerle karşılaştık. Vicdanını öne çıkarıp, cüzdanını arkaya atan işadamı Akit okurlarıyla” tanıştık.

Bu güzide insanlardan Necati Özşenel ile Turan Başaran Bey’ler ve daha nice aynı minvaldeki insanlarla kucaklaştık.

Ezcümle; Cumhurbaşkanından, Başbakanına kadar, birbiriyle kucaklaşan aziz milletimizin ruhu, yaratılırken “Lebbeyk” (buyur Allah’ım) demiş.

Keşkek merasiminde görülen fotoğraf buydu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi