Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yehuda sendromu!

Yehuda sendromu!

Niye ben değil de o!

İbrahim b. İshak b. Yakub (AS)’nin oğullarından (İsrail oğullarının ilk kuşağındaki) 13 kişiden 11’i kardeşleri Yusuf’u kuyuya attılar.. Yusuf daha küçücük bir çocuktu! Al-i İbrahimiçin büyük bir imtihandı bu olay.. Büyük abi Yehuda öyle düşünüyordu; “ekinleri, eken ve hasadını yapan, sürüleri otlatıp, sütlerini sağan bizken, Peygamberlik neden Yusuf’a”.

Şeytan ateşten yaratılmıştı, insan topraktan, şeytan, Allah’ın emrine karşı çıkıp insana itaat etmeyi reddetti. Kabil Habil’i niçin öldürmüştü..

Haramların kronolojik kategorisinde “ilk haram” kibir, ırkçılıktır, 2.’si fahşa/haddi aşmak, kural tanımazlık ve 3.’sü Habil-Kabil olayındaki sonuç: Katl..

Yehuda sendromu aslında Azazil sendromudur.. Yahudi mitolojisindeki Hz. Adem’in ilk eşi mor renkli bir deriye sahip. Lilith de kadın olarak eşine karşı üstünlük iddiasındadır.. Lilith(lili, Laila, Leyla, ‘gece gelen kadın’) sonra Adem’den ayrılıp şeytanla evlenir ve ölümsüz olur! Onun için bazı geleneklere göre kadın günahkâr ve ruhsuzdur! (Haşa)

Kimileri ilmine mağrur oldu, kimi servetine, kimi evlatlarının, tabilerinin çokluğu ile kibirlendi..

Kur’an-ı Kerim’in “cehaletin babası/ebu cehil” dediği kişi, zamanının iktisadiyatını, siyasetini, sanat ve edebiyatını en iyi bilen kişi idi.. Kitap, bilip de yapmayana “kitap yüklü eşek” der.. Gerçeği bilip hakikatin bilgisinden habersiz olana.. Hakikati bilip de aksini yapana ise Bel’am der.. Belam, rivayet edilir ki, Hz. Musa’dan ve Harun aleyhisselamdan sonra Tevrat’ı en iyi bilen kişi idi..

İlmi yücelten kitap, yeri gelir, bilgini yerin dibine batırır. Namazı yücelten kitap, “vay o namaz kılanların haline ki” diye başlar, yeri geldiğinde..

Bazılarının tevazu kibirlerinin maskesidir bu arada.. Kim neyi  putlaştırırsa, onun esiri olur.İlim de, alim de putlaştırılabilir.. Allah’tan gayrı neyi putlaştırırsanız o put’tur.. Para, kadın, her neyse.. Kibir şeytanın karakteridir.. Kibir aklı da ahlakı da yakan bir ateştir.. Öfkenin babasıdır. Öfke ise aklı zail eder. Tıpkı aşk gibi.. Unutmayın öfke baldan tatlıdır.. Aklı zail eden şeylerden, arızi olan, vazgeçemeyeceğiniz bağımlılıklardan kaçının!

Ben! Benim fikrim, benim malım, benim çocuklarım, benim toprağım, benim ailem, benim liderim, benim şeyhim. Ben, ben, ben. Hani haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana, zalimlere karşı duracaktık. Hani bir topluluğa olan düşmanlığımızı bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmeyecekti. Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa haktan yana olacaktık hani! Hani doğduğumuz ana babayı, doğduğumuz zamanı, toprağı, derimizin rengini ve cinsiyetimizi biz seçmemiştik ve bundan dolayı üstün ya da geri olamazdık. Hani hepimiz Adem’in çocuklarıydık ve Adem de topraktandı. Hani bize hayır gibi gelen şer, şer gibi gelen de hayır olabilirdi.

Kimse geçici olan hiç bir şeyi ihtirasla, aşkla istemesin, Allah’ın rızası dışında. Allah o şeyle sizi imtihan eder. Para, makam, mevki.. Her neyse o sizin için imtihan olur, fitneye dönüşür. “Mallarınız, canlarınız, sevdikleriniz sizin için fitne olur.

Ne kadar çok mal ve iktidar talebimiz var..

Bakıyorum da birileri iktidara giden yolda Ankara’ya gidemedikleri, geride kaldıkları/bırakıldıkları için nasıl bir öfke içindeler. Onların öfkelerini görüp, önden gidenlerden intikam almak için pusuya yatanların sundukları nimet ve imkânlar önlerine serilince, öfkenin beslediği intikam duyguları ile, aradıkları para ve fırsatların cazibesi birleşince, menfaat veintikam duygularını besleyen ihtirasları onları nerelere sürüklüyor!. Yıllarca yazıp söylediklerini bir kenara bırakıp başkalarının intikam savaşına ucuz asker oluyorlar.. Onların hali, “yün eğiren kadının hali”ne benziyor, akşama kadar eğirdiği yünü sabaha kadar söküyor..

Nice insan gördüm şu kısacık ömrümde bu vadide savrulup giden. Dev zannettiğim nice kişilerin cüce olduklarını zor zamanlarda gördüm. Öbür dünyada şahidliklerine ve dualarınamuhtaç oldukları insanların arasından ayrılıp saflarını değiştiren nice insancıklar tanıdım.. Kimi servetine mağrur oldu, kimi malına, kimi makamına.. Kimi Karun oldu, kimi Belamlaştı, kim, İlahlık ve Rablik taslamaya başladı, kiminin makamı put oldu, kiminin gücü putu oldu..

Yaklaşan Kurban Bayramı bu açıdan bir fırsat. Şeytan, size yolunuzdan sapıtmak istiyor..Nefsinizi kurban edin ki kurtulasınız..

İçimizden birilerinin makamını, servetini, gücünü kıskanmayın. Herkesin yaptıklarını gören, duyan hüküm sahibi olan bir Allah var! Fasıkların sözüne inanmayalım, Suizandan kaçınalım.. Zalimler karşısında susmayalım. Bilmediğimiz şeyin peşine düşmeyelim, kafamızı kiraya vermeyelim. Şeytan bizi Allah’la aldatmasın.. Mesela, bizim Beyaz Türklerin öfkesini anlıyorum. Kasımpaşalı bir İmam Hatipli nasıl bize baş olur! Nasıl başörtülü biri Çankaya’ya çıkar. Çankaya’ya çıkacak kişi, “ilahların bir eşi” ya da onun bir benzeri olması gerekirdi..

Beyaz Türkleri anlıyorum da, “bizimkiler”e ne oluyor. Yoksa onlar da “Neden ben değil” sorusunu mu soruyor.. Ya da neden o adam, Ankara’ya giderken beni de yanına almadı diye mi düşünüyor birileri.. Bu iktidar sofrasında neden ben yokum, kıskançlığı mı!

Sahi, Allah (cc) neden Hz. Ali’ye kamil bir iktidar vermedi. Oysa o Allah’ın arslanı, ilmin kapısıydı. Ya da Neden Eba Zer gibi ilim ve hikmet sahibi, iktisat kuramcısı acından öldü..

Bütün bunlar bir imtihandır.. Bütün bu yaşananlar, gerçekten iman edenlerle etmeyenleri, gerçekten ilim sahipleri ile olmayanları ayırt etmemiz için bize bir imkân sunuyor..

Kurban Bayramı’nda şeytan taşlamaya ve İsmailimizi kurban etmeye hazır mıyız! Selam ve dua ile.

Not: Bu yazıyı yazarken, İHH’dan Bülent Yıldırım’ın, UMRAN dergisinden Cevat Özkaya’nın ve  Özgür-Der’den, HAKSÖZ dergisinden Hamza Türkmen’in anlattığı bazı olaylar geçti hep gözümün önünden.. Allahım bizleri affet, bizleri nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Allah bizlere rahmet eylesin (Amin).

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi