Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

İddianı İspatla Başkan!

İddianı İspatla Başkan!

Olmadı Başkan.

Mehmet Doğan üstad için bu lafları etmeyecektiniz.

En ufak bir “arızayı”, “eleştiriyi” bile CHP’ye bağlayıp, geçiştirmekte üstünüze yok, bunu herkes biliyor.

Lakin, Sayın Doğan’ın son derece yapıcı olan eleştirilerini bu şekilde püskürtmeye kalkmayacaktınız.

O ki, ömrünü CHP zihniyetiyle mücadeleye vermiş; tüm yazılarında, kitaplarında hakikatı aramış biridir.

O ki, bu duruşundan dolayı meşhur 312 general davası kapsamında Ahmet Hakan’ın gazetesi tarafından linç edilmeye çalışılmış, bir aydındır.

“Olay”, kullandığınız “dil” ve “izlediğiniz taktik” bu kez kişiliğinizi ele verdi.

***

Sayın Doğan kimi icraatlarınızı yapıcı bir üslupla eleştiriyor..

Bunu arkanızdan değil, açık yüreklilikle, herkesin gözü önünde; Akit’teki köşesinden yapıyor.

Memleketi Başkent daha iyi olsun; içlerinden biri olduğu Başkentli daha iyi yaşasın diye.

Tek derdi bu Sayın Doğan’ın.

Siz ne yaptınız?

Ahmet Hakan gibi azılı bir Akit karşıtına, Mehmet Doğan’ı kötülediniz.

“Kötülemek” ne kelime!

Doğan’ın ifadesiyle “iftira” attınız.

Baştan sona okudum, Hürriyet’te Ahmet Hakan’a yaptığınız açıklamayı.

Doğan’ın eleştirilerine en ufak bir cevap ver(e)miyor;

“Dolayısıyla olduğu” bas bas bağıran, şu özet “iftirayı” atıyorsunuz ortaya:

“Kitabını satmak istedi, almadığım için düşmanlık yapıyor”.

Doğan’ın eleştirilerini bu son derece bayağı “iftira” ile geçiştirmeye çalışıyorsunuz.

Mehmet Doğan’ı kamuoyu önünde küçük düşürmeyi; yazılarını itibarsızlaştırmayı hedefliyorsunuz.

Bu şekilde temize çıkabileceğinizi mi sanıyorsunuz Sayın Başkan?

Asla!

Aksine, hakkınızdaki kimi “menfi” düşünceleri perçinlediniz.

***

Hadi çıkın işin içinden nasıl çıkacaksanız?

Mehmet Doğan konuyla ilgili olarak sitemize yaptığı açıklamada, “hodri meydan” dedi.

Üzerine basa basa “ne Türkiye Yazarlar Birliği’nin ne de şahsının Melih Gökçek’ten hiç bir talebi olmadığını” söyleyen Doğan, Gökçek iddiasını ispat etmezse “şerefsiz müfteri” sıfatının alnına yapışacağını belirtti.

Bir Ankaralı olarak şehir kimliğinin tahribine, Ankara’nın değerlerinin yok sayılmasına karşı çıkmayı vazife ve sorumluluk olarak gördüğünü söyledi.

Bu duruşuna karşın Gökçek’in gerçek dışı bir iddiada bulunduğunu ortaya koyan bir bilgi de paylaştı.

Ahmet Hakan’a “Mehmet Doğan bize kitabını satmak istedi, almadığım için düşmanlık yapıyor” diyen Melih Gökçek, Mehmet Doğan’a ait “Genç Safahat” adlı kitaptan Meclis Kararı’yla tam 10 bin adet almış.. Bunları hediye olarak dağıtmış.

Google’da basit bir arama ile bunu teyit etmek mümkün.

Karşınıza çıkan kaynak da Büyükşehir’in kendi resmi internet sitesi.

Mehmet Doğan’a ait “Genç Safahat” kitabını hediye ettikleri haberleri yer alıyor, sitelerinde.

Bu bile tek başına Gökçek’in Doğan için ettiği lafların gerçek dışı olduğunu ortaya koymaya yetiyor.

“Mehmet Doğan bize kitabını satmak istedi, almadığım için düşmanlık yapıyor” diyen Gökçek’i kendi sitesi yalanlıyor, anlayacağınız.

Dönelim Doğan’ın çağrısına:

“İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir, iddiasını ispat edemeyen müfteridir, şerefsizdir.”

Şimdi gözler Gökçek’te.

Hadi, CHP’lilere karşı verdiği sözde kavgada yaptığı gibi hemen bir basın toplantısı da Doğan’ın bu çağrısı için yaparak, iddiasını ispatlasın!

İspatlasın da görelim, iftiracı kim, düşmanlık yapan kim?

Bu iş öyle, “CHP’lilerin üzerine yıkıp sıyrılmak” gibi olmaz.

Bu iş öyle, kapalı ASKİ suyu içip, “Ankara’nın suyu temiz, bakın içtim. CHP’liler yalan söylüyor” demenize rağmen “taban”da ve “medya”da lehinize üç maymun oynanmasına benzemez.

Gerçek “delille” gelin Sayın Başkan, gerçek “delille”.

İspatlayın iddianızı.

Karşınızda CHP’liler yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi