Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bir Annenin Diploma Hikâyesi

Bir Annenin Diploma Hikâyesi

Dün, mezun olduğu fakülteden, 24 yıl sonra diplomasını alan bir anne ile konuştum.

Kırk sekiz yaşında ve gül gibi üç çocuk yetiştiren hanımefendi, üniversite yıllarından beri, “Yeni bir Türkiye’nin” kurulacağına hep inandığını ve umudunu hiç kaybetmediğini vurgulayarak ilk imtihana girişini şöyle anlattı:

…………… 

“Günümüzde belirgin olarak iki tür Müslüman tipolojisi vardır.

Birincisi; İslam’ın iman edenlere yüklediği vazifeleri, mümkün mertebe yerine getirmek isteyenler. Hamdolsun bu sınıftayım.

İkincisi; İslam’ın öğretilerini, dinin gereklerine göre değil, nefislerini gereklerine göre düzenleyenler ve “düzenletmek” isteyenler.

İşte bu ikinci sınıfa giren tipolojiler, bizden önce, bizim dönemimizde ve Ak Parti iktidarının güçlendiği yıllara kadar, örtünmek isteyen kızlarımızın hayatlarını kararttılar.

İslam’a karşı kin ve öfke besleyen CHP ve beraberindeki sol tandaslı gruplar, kızlarımızın başını açtırtmak için her yolu denediler.

İslami değerleri kullanarak kendilerine ve avanesine dünyalık elde eden ve bugünlerde ise CHP’ye sığınan kesim, sanki Allah’tan vahiy almışçasına “başınızı açabilirsiniz” dediler.

  En çok da zorumuza giden şuydu;

İslam’ın inananlara yüklediği misyonu kabullenip, iş uygulamaya gelince Allah’tan değil, kullardan gelen mesajlara göre hareket etmeleriydi.

…………

Üniversite imtihanına girdiğim günkü yaşadığım şoku anlatayım. İHL’yi bitirdikten sonra bir yıl Kur’an Kursu’na gittim.

İkinci yıl ise üniversite imtihanına girdim. İmtihan başladığında anfide 120 öğrenci vardı ve 120 öğrencinin imtihana başladığı sırada benim tepeme bir bayan dikilmişti.

Elimden kalemimi aldı ve yüzüme büyük bir kin ve öfkeyle bakarak; “Ya başını açarsın ya da burayı terk edersin” dedi.

Bayanın yüzüne bakakaldım. Ne yapacağımı şaşırdım. Herkes imtihana devam ediyordu ve ben tehdit aldığım bayana bakıyordum.

Korkarak ve sesimi yükseltmeden “Açamam” dedim. “O zaman çık dışarıya” diye öyle bir bağırdı ki, o çirkin ses hâlâ kulaklarımdadır.

………….

Sonuç ne olursa olsun başımı açamazdım. Ben de diğer öğrencilerle eşittim ve üniversite okumak istiyordum. Gücüm ağlamaya ve duaya yetti.

(Aradan 29 yıl geçmesine rağmen bu sahneyi anlatırken yine ağladı hanımefendi. HÖ.)

Sonra diğer erkek gözetmenler bir araya geldiler ve aralarında ne konuştularsa, tepemde nöbet tutan bayan gitti, ben de son 45 dakikada imtihana başlayabildim.

Rabbim nasip etti ve kazandım fakat başörtü problemini tahsil hayatım boyunca hep yaşadım.

Çünkü yukarıda sözünü ettiğim ikinci sınıfın İslam’a öfkeli kısmı da “açın” diyordu, İslam’ı kendi nefislerine uydurmak isteyenler de “açın” diyordu.

Rahman’a imanımın neticesi, her iki gruba da uymadan, büyük zorluk ve engellerle şükürler olsun okulumu bitirdim.

İşte 24 yıl aradan sonra “Yeni Türkiye’nin” şerefine diplomamı almak istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi