Ersoy Dede

Ersoy Dede

Biri Meral Tamer’i durdursun

Biri Meral Tamer’i durdursun

Meral Tamer bir şeyler yapmaya çalışıyor sanırım. Çok anlayabilmiş değilim. Zira geçen gün köşesinde naklettiği akıllara zarar hikâye ne gazetecilikle izah edilir ne militanlıkla… Militanlık bile yapıyor olsa, bunun bir ahlâkı olur. Meral Tamer’de artık hiçbir şey kalmamış. Bakın şöyle yazıyor köşesinde; “….Arkadaşımın Taksim’deki ofisinde yıllardır temizlik hizmetlerinde çalışan aydınlık yüzlü, 2 çocuk annesi genç kadın günlerden bir gün başı kapalı olarak gelmiş işyerine… Arkadaşım akşamdan sabaha ne değiştiğini merak ettiğinde ise Anadolu’da yaşayan annesine AKP’den 200 lira aylık bağlandığını, karşılığında ise ailedeki kızların kapanmasının şart koşulduğunu anlatmış…..”..  Böyle bir yalanla yapacaksanız Ak Parti karşıtı kampanyayı, sonra ‘bu parti nasıl oluyor da seçim kazanıyor’diye sormayın. Böylesi bir muhalefet propagandası ancak ve ancak muhalefet ettiğini zannettiğiniz yapılara yarar.  Bu kadar ucuz, basit, pespaye bir yalanla, devrimsel bir hamle olan ortaöğretimde kılık kıyafet düzenlemesini ne itibarsızlaştırabilirsiniz ne de berhava edebilirsiniz.. Neden ‘biri Meral Tamer’i durdursun’ dediğimi de arz edeyim. Ne zaman böyle netameli konulara girse, ya kendi başından geçmiş gibi ya da biri kendisine anlatmış gibi böyle fiktif hikayelere yer veriyor Meral Tamer. İnandırıcılıktan uzak, gerçeküstü hikayeler.

İŞTE O MASALLARDAN BİRİ

Geçen yıl Ağustos’un 15’iymiş baktım. Bir bayram ertesi..  Meral Tamer almış kalemi eline döktürüyor. “…Karşıdan gelen ve sabah koşusuna çıktığı her halinden belli olan kır saçlı şortlu bir bey, bizi görünce yavaşlayıp, ‘Levent Camii ne tarafta?’ diye sordu. Biz yolu gösterince de bayramımızı kutlayıp cami yönünde koşmaya devam etti… Anlaşılan bayram namazına yetişmek istiyordu. Nitekim 10 dakika sonra ezan okundu...” İşte‘şortlu namaz’ tartışmasının başlamasına vesile olan o yazısı böyle başlıyordu Meral Tamer’in.. Hayal dünyasında kurguladığı bir öyküyü (sanıyorum önce kendisi inanıp) ardından da gerçekmiş gibi köşesinde satan bir isim. ‘Hoppala, bu şortlu adamın namaza yetişme hikayesi neden gerçek olmasın ki?’ dediğinizi duyar gibiyim.. O zaman Meral Tamer’in cümlesini, namazlarla ve ezanlarla ilgili bilgilerinizi gözden geçirerek bir daha okuyun.. Bayram namazı için minareden ezan okunmuş meğer Levent’te.. Vakit namazları gibi.. Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri kaldırılmasın bence. Meral Tamer’in hâlâ ihtiyacı var… 

••

AHMET HAKAN SORUNSALI

Karma eğitim ile ilgili bir haberi eleştirirken Ahmet Hakan kantarın topuzunu ağır kaçırmış,“paçavra” demiş Akit Gazetesi’ne.. Hatırlayanlar bilecektir, ‘paçavra’ söylemi, 28 Şubat’taki dik duruşu nedeniyle Akit Gazetesi’ne darbeci basın tarafından verilen bir şeref madalyasıydı. Bu madalyayı, Akit ile birlikte “Ahmet Hakan’lı Kanal 7” de paylaşıyordu…  Çok şükür ki, Kanal 7 de, Akit Gazetesi de bu verilen değere layık olmak için o gün çalıştıkları gibi bugün de çalışmaya devam ediyorlar. Hâlâ aynı basın organlarında Akit Gazetesi için ‘paçavra’ diye söz ediliyorsa, bu gazetenin doğru yolda olduğuna başka ispat istemez.. Neyse demiş ki Ahmet Hakan; “…Ey paçavra.. Küçük bir kız çocuğunu taciz etmek ile suçlanan ve senin de kıyasıya müdafaa ettiğin bir yazarın vardı…..” Biliyor da laf olsun diye söylüyor. Yine de arz edelim..  Hüseyin Üzmez’le ilgili soruşturma başladığı gün yazıları durduruldu, ondan sonra da bir daha Akit’te tek cümlesi bile yer almadı.. Şimdi soru sırası bende. Peki sen beş yaşında bir çocuğa tecavüz etmeye çalışırken yakalanan DHA muhabiri hakkında bir şey yazdın mı bugüne kadar?. Ya da patronun pornoculuktan ceza aldığında nerede duruyordun?. Mahkeme; “pornografik görüntüler yayınlama suçunu itiyat haline getirmekten” yani ‘huy, alışkanlık’ haline getirmekten ceza verdi patronuna. Hüseyin Üzmez nedir?. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi