Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Yargı paketinin artısı eksisi

Yargı paketinin artısı eksisi

Yargı Paketi şüphesiz yeni bir atılımın habercisidir. 

Ancak beklentilerimizin çoğunu bu pakette göremiyorum. 

Örneğin, en başta Yargıtay ve Danıştay seçimleri ile ilgili düzenlemeler.

Bir diğeri aleniyet olayı...

Anayasa “yargılamalar alenidir” diyor.

Artık mübaşirin kapıdan bağırma devri kapanmalı.

Duruşmalar UYAP üzerinden izlenmelidir.

Yargıtay ve Danıştay üyesi olmak isteyenlerin kariyer testinden geçirilmesi pakette yok. 

Adamı olan üye olursa adamı olan davayı kazanır, olmayan kaybeder...

Hakim adaylarının mahkemelerde fiilen görev yaparak mesleğe hazırlanmasına da yer verilmedi. Bu bağlamda, Hakim Adayları Eğitim Merkezinin yeniden düzenlenmesi düşünülmeliydi.

Pakette şüphelilerin aranması maddesi geçiyor. 

Halihazırdaki Ceza Usulü, “yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir” diyor.

Buifadedeki “somut delillere dayalı kuvvetli” ibaresi, “makul” olarak değiştirilmesi paralelin, derin yapılanmanın olduğu ülkemizde keyfiliklere yol açar.

“Makul” elastikidir kişiye göre değişir. 

Sanığın üstü ile eşyası neyse de iş yerinin aranması elbette ki somut delillerle olmalıdır, değilse bu iş yerini batırırsınız. Makul diyerekten aradınız hiçbir şey çıkmadı.

Çizdiklerinizi, ezdiklerinizi geri verme imkanınız yok.

Bence eski hali ile kalsın...

Avukatların dosya inceleme hakkı “ancak hakim kararı ile kısıtlanabilir” usulü yerinde bir madde. Bu paketin bence en sıkıntılı yerlerinden birisi “gizli soruşturmacı” olayıdır.

Mevcut uygulamada savcılar gerek duyduklarında soruşturmayı gizli yapabiliyorlar.

Sanığın haberi olmadan delil toplama, şahit dinleme gibi... 

Birde buna ikinci kişiyi dahil etmenin pratikte pek çok sakıncalar doğuracağını düşünüyorum.

Zaten Paralel Yapılanmanın yaptığı da budur, gizli bindiriyor...

Soruşturma ciddi bir konudur.

Bu işi ancak eğitim almış hak ve hukuk alanında duyarlı olan kimseler yapabilir. 

Diğeri ise bir nevi hafiyeciliktir... 

Paketin en ilginç tarafı iki yıl fiilen avukatlık yapanların hakimlik mesleğine kabul edilmeleridir. Halen beş yıl avukatlık yapanlar mesleğe kabul ediliyor.

Burada biraz duralım.

Mesleği yüceltelim derken düşürmemek lazım.

Şimdi ki hali ile avukatlık belli bir kariyeri gerektiren bir meslek değildir. 

Avukat olmak için bilgi ve beceriye bakılmıyor. 

Diploma cüppe.

Genelde girdikleri sınavlarda başarısız olanlar avukat oluyor.

Daha açıkçası...

Avukatlık mesleğini belli bir kariyere oturtmadan hakimliğe kabul etmemek lazım. Ancak avukatlar da diğer adaylar gibi aynı yazılı ve sözlüden geçmeleri halinde sorun yok.

Halihazırda yargılamaların gecikmesinin bir nedeni de hakim ve savcı yetersizliğidir.

Davalar şimdiki hali ile ortalama beş yıl sürüyor.

Kalite demezseniz o zaman on yıla çıkar. 

Yargıtay ve Danıştay gibi Yüksek mahkemelerde tetkik hakimliğine fazla yüklenilmemeli. 

Tetkik hakimliği işi görüyor gibi olsa da aracı bir servis halinde işi geciktiriyor. 

Dosyalar (cezalarda) savcılık, tetkik hakimi, üye, başkan gibi birkaç masada soluklanıyor.

Asliye cezalardan savcılar çekilince işler daha da hızlandı.

Bana göre üyelerdeki dosya okuma tembelliğinin nedeni tetkik hakimliğidir.

Tetkik işi hakimlik mesleğinin tabi ruhuna aykırı bir uygulama olduğundan kaldırılmalı...

Paketin yenilik tarafı; atışmaların, taşlamaların merkezi haline gelen Adli Yıl Açılış törenlerinin kaldırılması ile Yurtdışı Teşkilatı’nın kurulması olumlu bir gelişme...

Böylece bu pakette eksiklikler de var yeniliklerde.

Umarım görüşlerimiz dikkate alınır...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi