Ahmet Varol

Ahmet Varol

Kanaat Önderleri Buluşması

Kanaat Önderleri Buluşması

İslâm coğrafyasının her tarafından önemli şahsiyetleri, fikir adamlarını ve hareket önderlerini bir araya getiren İslâm Ülkeleri Kanaat Önderleri Buluşması’nın altıncısı bu yıl yine İstanbul’da, bu kez Beylikdüzü Kaya Ramada Plaza’da, 22-24 Ekim’de yani geçtiğimiz Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri düzenlendi. 

Aynı günlerde günlük yazıları yazmak dâhil başka çalışmalarımın da olması sebebiyle toplantıdaki tüm programları takip etme imkânım olmadı. Ancak Allah’ın izniyle bazılarına katılma fırsatı bulabildim. Benim için en önemli yanı ise bu vesileyle Moritanya’dan Endonezya’ya Güney Afrika’dan Makedonya’ya kadar İslâm coğrafyasının veya Müslüman toplulukların yaşadığı coğrafyanın her tarafından değerli dostlarımızla buluşma imkânı bulmamız ve yeni dostlar edinmemiz oldu. Birçoklarıyla kısa da olsa sohbet ederek yaşadıkları ülkelerdeki gidişat hakkında kanaatlerini, tespitlerini sorma böylece hem dostluk bağlarımızı güçlendirme hem de gelişmelerle ilgili bilgilerimizi yenileme imkânı elde etmiş olduk. Dolayısıyla bu toplantı yılda bir kez düzenlense de birçok yönden önem arz ediyor ve kalıcı faydalar sağlıyor. 

İstanbul’daki Türk-Arap İlişkileri Merkezi (TAİM) tarafından organize edilen toplantı İslâm coğrafyasının her tarafından muhtelif sivil toplum kuruluşlarının ve halk hareketlerinin liderlerini bir araya getirmesi sebebiyle geniş çaplı buluşma niteliği taşıyordu. 

Toplantının benim gördüğüm kadarıyla en önemli özelliği halkların iradelerini temsil eden dava ve fikir önderlerini buluşturmasıdır. Çünkü resmi yönetimleri değil sivil yapılanmaları, halk iradelerini temsil eden oluşumları ve onların fikir adamlarını buluşturma amacıyla düzenleniyordu. Katılanlar arasında bürokratik konum ve kimliğe sahip olanların da bulunması toplantının bu özelliğini ortadan kaldırıcı nitelikte olmadığı gibi bürokratik kimlikliler de daha çok halkların ve kitlesel hareketlerin fikir önderlerinin tavır ve seçimlerini kendilerinden dinlemek amacıyla toplantıya iştirak etmişlerdi. 

Bu tür toplantıların düzenlenebilmesi zulüm rejimlerinin ayakta kalmak için silahın gücünü ve şiddeti sonuna kadar kullanma çabalarına, kendi sultalarını tanımayanlara hayat hakkı tanımayacaklarını ilan etmelerine rağmen halkların özgürlük mücadelelerinin, zulmü tanımama konusundaki ısrarlılıklarının da devam ettiğini gösterir. Hak ve özgürlük mücadelesi başkasının hukukuna saygı ilkesinin çizdiği daire içinde ama haksızlığa da boyun eğmeme kararlılığıyla sürdürülüyor. Zulüm rejimleri ise hâkimiyetlerini sürdürmek için mümkün olan her şeyi kendi açılarından meşru ve yasalarına uygun sayarak yapmakta sakınca görmüyor. O yüzden zulüm ve şiddette sınır tanımama konusunda siyonist işgal rejiminin başındaki Netanyahu ile Mısır halkının tepesine oturup ona Firavun rejimini reddetmelerinin cezasını çektirmeye çalışan diktatör Sisi arasında yahut biriyle gizli biriyle açıktan işbirliği yaparak Arap dünyasındaki tüm fitne savaşlarını finanse eden Suud kralı arasında fark göremiyorsunuz. Onlar hepsi birbirlerinin dostudurlar. 

Fakat hak ve adalet arayışı içinde olan halkların da birbirlerinin dostları olmaları, zulüm rejimlerinden kurtulup adaleti hâkim kılmak için güçlerini birleştirmeleri gerekir. Halkların hak ve özgürlük mücadelelerine öncülük edenlerin buluşması bu açıdan da önem arz ediyor. Çünkü ümmetin birlik ve bütünlüğünün bozulup, ulusçu ayrışmalara dayalı bir şekilde parçalara bölünmesi, sonra da aralarına aşmamaları gerektiği telkin edilen sınırlar çizilmesi uluslararası emperyalizmin İslâm coğrafyasını zulüm rejimleri vasıtasıyla sömürgeleştirmesini sağladı. Şimdi bu sınırların aşılarak köprüler kurulabilmesi, kurulan köprülerin sağlamlaştırılması, nerede kimin ne yaptığından veya kimin neye ihtiyacı olduğundan haberdar olunabilmesi için böyle bir araya gelinmesi, sorunların gündeme getirilip konuşulması, çözüm arayışlarının tahlil edilmesi gerekiyor. 

6. İslâm Ülkeleri Kanaat Önderleri Buluşması’nda da Filistin, Suriye, Mısır, Yemen, Libya ve Tunus gibi halkların hak ve özgürlük mücadelesinin sıcak bir şekilde devam ettiği bölgeler başta olmak üzere İslam coğrafyasının yaşadığı sorunlar ve çözüm arayışları hakkında önemli değerlendirmeler yapıldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi