Ahmet Varol

Ahmet Varol

Kudüs’te Tehlikeli Gelişmeler

Kudüs’te Tehlikeli Gelişmeler

Vahşette sınır tanımamasına, büyük yıkım ve katliam gerçekleştirmesine rağmen Filistin direnişinin kararlılığı karşısında Gazze’de yenilgiyi kabul etmek zorunda kalan siyonist işgalci bunun intikamı için daha sonra Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya yüklendi. 

Eski Kudüs bölgesinde Filistinlilerin evlerini gasp edip yahudi yerleşimcilerin mülkiyetine geçirirken  şehrin etrafında da yine Filistinlilere ait arazileri gasp edip yeni yerleşim birimleri inşa ederek her taraftan yahudi kuşatmasına alma çalışmalarını hızlandırdı. Öyle ki samimiyetten uzak olsa da ABD ve Avrupa ülkeleri bile bu yahudileştirme faaliyetlerine tepki gösterme ihtiyacı duydular. Ama tabii tepkilerin sözlü açıklamalardan ibaret kalması, fiili önleme başvurulmaması işgal rejimini cüretlendirdi. 

İşgalci bu arada Kudüs’ün ve Filistin’in sembolü Mescidi Aksa’yı gasp planını hızlandırma amaçlı stratejik faaliyetlerini de artırdı. Bu amaçla öncelikle işgal rejiminin parlamentosu Knesset’e Mescidi Aksa’nın yahudilerle Müslümanlar arasında paylaştırılmasını öneren bir yasa tasarısı sunuldu. Sonra da paylaştırma planının altyapısının hazırlanması amacıyla yahudi yerleşimciler tarafından sık sık ve planlı bir şekilde baskınlar düzenlenmeye başlandı. Birtakım radikal siyonist gruplar tarafından organize edilen yahudi yerleşimciler Mescidi Aksa baskınlarını polis gözetiminde gerçekleştirdiler ve Müslümanlardan onlara tepki gösterenlere cami içinde çok sert saldırılar düzenlendi. 

İşgal güçleri yine aynı amaçla yani Mescidi Aksa’nın paylaştırılması planının şartlarının oluşturulması amacıyla Müslümanlara çeşitli kısıtlamalar getirdiler. Bu amaçla sık sık yaş sınırlaması uygulamasına başvurarak bazen kırk bazen elli yaşın altındaki Müslümanları Mescidi Aksa külliyesine dâhil alana sokmadılar. Batı Yaka bölgesinden gelenleri ise özellikle Cuma günleri hiç Kudüs’ün içine dahi sokmadılar. 

Mescidi Aksa’yı hedef alan provokatif eylemlerin ve baskınların arkasında duran ve özellikle son zamanlarda ismi daha çok öne çıkan bir isim vardı: Güya “Tapınak Dağı Mirasını Koruma Vakfı” adıyla bir tahrik ve şiddet örgütü kurarak başına geçen ve bu kuruluşun gölgesinde Mescidi Aksa’ya yönelik saldırıları yönlendiren, aynı zamanda Müslümanlara karşı saldırgan tutumuyla öne çıkan terörist haham Yehuda Glick. Tapınak dağı derken kastettiği Mescidi Aksa’nın inşa edilmiş olduğu tepeydi ve amaçladığı da bu kutsal mabedi ortadan kaldırıp yerine Siyon mabedi adını verdiği bir mabet inşa edilmesini sağlamaktı. 

İşgalcinin Gazze saldırısından sonra Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya yüklenmesine paralel olarak bu kutsal mabede saldırıları organize eden terörist haham Glick’in iyice azgınlaşması doğal olarak Filistinlilerde tepkiye neden oldu ve geçtiğimiz Çarşamba akşamı Batı Kudüs’te yine Mescidi Aksa’nın yıkılmasını isteyen provokatif bir konferanstan çıktığında motosikletli bir gencin silahlı saldırısı sonucu ağır yaralandı.  

İşgalci siyonist herhangi bir polis soruşturması veya mahkeme sorgulaması ihtiyacı duymadan eylemden, on bir yıl işgal zindanlarında kalmış ve bunun on yılını da hücre hapsinde geçirmiş olan Mutaz Hicazi’yi sorumlu tutarak olayın hemen ardından sıcağı sıcağına onun Kudüs’teki evine bir çete baskını düzenledi ve 32 yaşındaki Hicazi’yi evinde şehit etti. Saldırıyı gerçekleştiren çetenin elemanları aynı zamanda, şehit için büyük çaplı bir cenaze töreni düzenlenmesini engellemek amacıyla cesedini kaçırdılar. 

İşgal yönetimi bu cinayete paralel olarak aynı zamanda 30 Ekim Perşembe günü sabah namazında itibaren Mescidi Aksa’yı tamamen ibadete kapattığını bildirdi. Namaza gelenleri içeri sokmamak için de her tarafından polis kuşatmasına aldı. Kudüs’ün işgal edilmesinden bu yana ilk olan Mescidi Aksa’yı tümüyle ibadete kapatma uygulaması Filistin’in her tarafında tepkilere neden olunca Cuma sabahı yeniden ibadete açmak zorunda kaldı. Fakat yaş sınırlaması uygulamasını sürdürdü.

İşgal rejiminin Mescidi Aksa’yı hedef alan uygulamalarına karşı dün Cuma namazı sonrasında Filistin’in her tarafında büyük kalabalıklar tarafından gösteriler düzenlendi. Ancak tehlikenin ve Mescidi Aksa’nın ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğu gerçeğinin tüm İslâm âlemi tarafından görülmesi gerekir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi