Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Yetki ve sorumluluk birlikte olur

Yetki ve sorumluluk birlikte olur

Gerekli yetkiyle donatılmış seçilmişler ile atanmış bürokratların yetki alanlarına giren bir takım olayları duymadık, görmedik, haberimiz yok ya da bizi kandırmışlar demeleri onları sorumluluktan kurtarır mı? Yetki alanları içinde bir takım yetkisizler kendilerine çeşitli yollarla yetki alanları oluşturuyor, ortaya derin ya da paralel olarak nitelendirilen bir takım yapılar çıkıyorsa bunların amiri konumunda olanların işin içinden “Duymadık. Bilmiyorduk” diyerek sıyrılmaları düşünülebilir mi?
 
Derdim gerek Paralel Yapı olarak nitelendirilen gerek Balyoz darbe davası kapsamında verilen ifade ve yapılan açıklamalar en tepedeki sorumluların olayların farkında olmadıklarını gösteriyor. Etrafınızda olanlardan haberiniz olmamış, buda ülkemizde bir takım sıkıntılara sebep olmuş ise ortada bir sorumlu kişi var demek değil midir? Amir konumundaki yetkili kişiler her zaman çevrelerinde cereyan eden olayların hepsinden haberdar olamayabilirler. Ancak, bu haberdar olamayışın hukuki ve siyasi sorumluluğu olması gerekmez mi?
 
Aylardan beri tüm Türkiye Paralel Yapı ile yatıp onunla kalkıyor, yıllardan beri Balyoz darbe davası ile insanımız meşgul. Ancak gelinen noktada görünen o ki, Paralel Yapı’dan zamanın Başbakan’ı dâhil bakanlar ve diğer yetkililerin haberi olmamış. Yine Balyoz darbe girişiminden de yetkililerin haberi olmamış. Sadece bir takım söylentiler kendilerine ulaşmış ama ciddi bulmamışlar, araştırma ve soruşturmaya gerek duymamışlar. Onlar araştırma gereği duymamış ama yüzlerce insan yıllarca cezaevlerinde ömür tükettiler. Onların haklarını kimler koruyacak, çalınmış yılları nasıl telafi edilecek.
Yetkililer olumlu icraatlarının karşılığını nasıl görüyorlarsa, duymamış ya da ciddiye almamış olmakla ülkenin ve insanımızın uğradığı zararın hukuki sorumluluğu olması gerekmez mi? Seçilmişler içinde hukuki sorumluluğa ilave olarak siyasi sorumluluk söz konusu değil midir? Görün o ki, bazı makamlarda sınırsız yetki var ama sorumluluk yok. Alt kademelerdeki görevlilere anında fatura çıkartılabilirken tepe noktalarda bulunanlar verdikleri bir ifade ya da açıklama ile olayın içinden sıyrılıvermektedirler.
 
Paralel Yapı olayında da aslında yetkililer hariç toplumun önemli bir kesimi mahiyetini tam olarak bilmese de bir yapılanmayı görüyor ve biliyordu. Bazı bakanlıklarda ortaya çıkan yapılanmadan kimsenin haberinin olmaması mümkün olabilir mi? Gerçekten yargı ve emniyet böylesine bir yapılanmanın eline geçmiş ve bundan yetkililerin haberi olmamış ise o makamlarda niçin oturduklarını izah etmeleri gerekmez mi?
 
Uzunca bir süre her istenene ‘evet’ diyen siyasiler, işin ucu kendilerine dokununca bir anda ayağa kalkabilmişlerdir. Bu yapı işi zamanın başbakanı ve bakanlarına kadar bir takım komplolarla götürmemiş olsalardı varılmış essiz bir mutabakat ile işler yürütülüp gidilecekti. Teşebbüs ya da düşünce safhasında kalan darbe belki de gerçekleşecekti.
 
Özellikle Balyoz davası sonuçlanmış, kesinleşmiş kararlar ortaya çıkmış, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bir itiraz ile davanın yeniden görülmesi gündeme gelince bir zamanların yetkilileri dava nasıl sonuçlanır bilinmez ama verdikleri ifadede darbe olayından haberleri olmadığını söyleyerek davanın seyrini değiştirme durumuna gelmişlerdir.
 
Tekrar ediyorum gerek Paralel Yapı gerek Balyoz darbe planından yetkililerin haberleri gerçekten olmayabilir. Ama bu onların sorumluluğunu ortadan kaldırır mı? Bu sorunun cevabını vermek durumundayız.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi