Rakamları yan yana veya alt alta koyup toplayalım: 1+9+0+7=17... Bu rakamlar Fenerbahçe geçen sezon şampiyon olduğu zamanki yazı başlığımdı. 100 yılın efendisiydi, Fenerbahçe... 1907’de kurulacaksın, 2007’de 17. şampiyonluğunu yakalayacaksın. Bir yabancı futbolcun, adı Alex, ligimizde sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen yabancı gol kralları arasına girecek. Böyle bir sezon yaşadı Fener ve 2007’yi bitirene kadar 100. yıl kutlamalarına devam ede geldi bugüne kadar.

Fenerbahçe bu şampiyonluğun keyfini çıkartırken, 2007-08 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ndeki başarı, kulübü zirveye taşıdı. Gerçi Fenerbahçe kendi ligine iyi başlamamıştı. Ama homurdanmalar kulaklarda çınlamıyordu, çünkü Şampiyonlar Ligi’ndeki başarı gerçekti.

Sonra ne oldu? Kanarya ligde kaybettiği puanları telafi uğraşına girişti, ezeli rakipler Galatasaray ve Beşiktaş’ı kendi sahasında yenerek puanları 3’er 3’er topladı. Son hafta Trabzon’u da yenerek 2007’de liderlik koltuğuna Sivas ile birlikte oturdu...

Aslında Fener sezona şanssız başladı. özelikle kaleci sorunu hep gündemde oldu. İyi bir form grafiği gösteren Serdar sakatlandı. Kuşkulu bakışlarımıza takılan kaleci Volkan daha sonra takıma güven veren isimdi.

Kezman sergilemiş olduğu iyi olmayan performansının yanı sıra dizinden geçirdiği operasyon nedeniyle kendine zayi ilanı çıkartmış gözüküyor. Onun yerine oynayan Semih ise hem içte hem dışta attığı gollerle, kendisini zirveye taşıyan adam oldu. 2007 yılının flaş transferi elbette Roberto Carlos’tu. O da takıma yaptığı katkılarla kendisine güvenenleri mahçup etmedi.

İkinci yarı kolay geçmeyecek. öncelikle Devler Ligi’nde Sevilla maçı var. Kanarya, İspanyol takımını özellikle ilk maçta Saracoğlu’nda farklı bir yenilgiye uğratmak zorundadır. Beraberlik yetmez. Az gollü galibiyet hiç yetmez. İnanıyorum ki, Fener bir üst tura çıkacak.

Ligde de ikinci yarıda Fener’i üst düzey maçlar bekliyor. Derbiler, deplasmandaki Trabzon ve Sivas sınavları Fenerbahçe’nin ligdeki görüntüsünü tayininden başka bir şey değildir. Fener deplasman fobisinden de kurtulmak zorunda. Falcı değiliz, ‘önün açık, bahtın açık Fener’ diyemiyoruz..

Fener’in başarıdaki kaderi ya da kadersizliği futbolcuların ve Zico’nun hünerlerine bağlanmıştır.