Sedat Laçiner

Sedat Laçiner

PKK silah bırakır mı?

PKK silah bırakır mı?

Son 1 haftadır PKK’nın silah bırakacağı, hatta kendisini lağvedeceği yazılıyor ve konuşuluyor… Haber önce bir iki köşe yazısı üzerinden sızdırıldı… Ardından HDP’li vekiller silah bırakma haberini güçlü bir şekilde seslendirdiler… Haber ve açıklamaların ardından ise HDP-Hükümet görüşmesi geldi…

Bana sorarsanız ortada silah bırakmayı gerektirecek herhangi bir neden de yok, silah bırakmaya dönük herhangi bir belirti de… Tam tersine, örgüt şehirlerde ve kırsalda şiddet temelli eylemlerine ve örgütlenmesine hiçbir yavaşlama olmaksızın devam ediyor. Son 1 hafta boyunca PKK ve alt birimlerinin gerçekleştirdiği yol kapatma, saldırı ve diğer eylemleri alt alta yazacak olsak birkaç sayfayı geçen bir liste çıkar karşımıza…

Kaldı ki örgüt bizzat kendisi yalanladı silah bırakma iddialarını… KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, devletin çözüm sürecinde samimi olmadığını iddia ederek, Kürt sorunu çözülmeden silah bırakma gibi düşüncelerinin olmadığını kaydetti… Karasu,“Baharda silahlı mücadele bırakılacak, silahlı güçler Türkiye’yi terk edecek haberleri akla yine bir seçim taktiğini getiriyor. Seçimden önce AKP hükümeti gerillayı Türkiye’den çıkartacak ve silahlı mücadeleyi sonlandıracak güç olarak gösterilmeye çalışılıyor. Böylece AKP’ye bir seçim daha kazandırılmak isteniyor” dedi…

Doğrusunu isterseniz ben de çok isterim örgütün silah bırakmasını, kendisini lağvetmesini. Ancak gerçekçi olmak zorundayız. Barışı istiyoruz diye gerçeklere gözlerimizi yumamayız… PKK’nın silah bırakması için maddi sebeplerin olması, bazı radikal değişikliklerin yaşanması gerekir. Oysa ki örgüt şu anda kendisini başarılı görüyor, kendince zafere çok yakın görüyor ve silahsızlanmayı asla düşünmüyor…

PKK-İSTAN

PKK’ya göre Kürt sorununun çözümü ise Türkiye’yi de kapsayacak şekilde bir ‘PKKistanın kurulması’. PKKistan diyorum, çünkü örgüt ayrı bir Kürt devletini dahi çözüm saymıyor, kendisini tek siyasi otorite sayıyor…

Ayrıca, örgütün şiddet ve güç dışında başka bir aracı yok… Yani PKK’yı silahsızlandırmak demek, onu davasından vazgeçirmek demek. PKK’ya göre Kürtler bundan sonra asla silah bırakmamalıdırlar, çünkü silahsız bir Kürt halkı yok edilmeye mahkûmdur. Bu nedenle örgüt bundan sonra silah bırakmayı değil, ordulaşmayı ve dünya nezdinde meşrulaşmayı kendisine hedef olarak belirlemiş durumda. PKK’ya göre Çözüm Süreci örgütün silahlanmasına ve ordulaşmasına hizmet ettiği sürece devam edebilir, etmezse devam edemez…

Bu bağlamda PKK, Kobani ve diğer Suriye şehirleri üzerinden bir hayli yol aldı. Ağır silahlara kavuşan örgüt, Batı’nın sempatisini de kazandı. Bundan sonraki hedefleri Türkiye-Suriye sınırlarını buharlaştırmak ve kendince büyük bir Kürdistan’ı önce fiilen, ardından de jure, yani hukuki olarak kurabilmek…

Silahlı mücadelede Suriye ve Irak ayaklarına ağırlık veren PKK/KCK, Türkiye sınırları içinde ise dağlardan şehirlere inmeye çalıştı ve bunu da başardı. Bir zamanlar sıkça dillendirilen ‘ovada siyaset’ ideali PKK açısından gerçeğe dönmüş oldu. Ancak bir farkla, PKK dağda olduğu gibi ovada da silahla siyaset yapmaya başladı…

YDG-H: ŞEHİRLİ PKK

Şehirlere silahla inmenin en önemli ayağı ise Yurtsever Devrimci Gençlik Harekâtı(YDG-H). Kürtçe tam adı Tevgera Ciwanen Welatparêz Yên Şoreşger… Kimi kaynaklar YDG-H için ‘PKK’nın gençlik yapılanması’ diyor, kimi yorumculara göre ise yapılanma ‘PKK’nın asayiş kolu’… Eylemlerine bakıldığında ise YDG-H, örgütün şehirlere hâkim olma ve şehir mücadelesinin en önemli birimi… Birim ilk başlarda İstanbul’da ve bölgede araba kundaklama ve şiddet içeren gösterilerle faaliyetlerine başlamıştı. Zamanla örgütlenmesini tamamladı ve bugünkü halini aldı.

YDG-H, KCK’ya doğrudan bağlı, ancak aradaki emir-komuta zinciri karmaşık bir süreç. PKK’nın, YDG-H’yi doğrudan kontrol etmesi zaman zaman güç oluyor. Emirler genel olarak veriliyor, eylemlere yerel yöneticiler karar veriyor, bunların sokağa yansıması ise daha çok eylemlere katılanların inisiyatifinde oluyor. YDG-H üyeleri kesin inançlı, Kandil’deki militanlardan daha keskin ve zafere bir adım kaldığına inanan genç PKK’lılar…

Bu birimin IRA’dan ve diğer terör örgütlerinden esinlenilerek kurulduğu açık. KCK’nın sözde mahkemelerinin aldığı kararları uyguluyorlar, kendilerine örgütün polisi veya asayiş gücü olarak bakıyorlar… Yol kesiyorlar, kendilerince ‘vergi vermeyenleri’ cezalandırıyorlar, okul yakıyorlar, tehdit ediyorlar, kimlik kontrolleri yapıyorlar, işyerlerini ve araçları kundaklıyorlar…

Son birkaç aylık sürece bakıldığında ise kesintisiz bir şekilde eylem yapıyorlar, araç kundaklıyorlar, yolları kapatıyorlar, kurtarılmış bölgeler kurabilmek için hendekler kazıp, güvenlik güçlerinin belli mahallelere girişine engel oluyorlar…

Dediğimiz gibi, son 1 haftalık eylemleri alt alta yazsak dahi örgütün silah bırakmayacağını, tam tersine daha büyük bir silahlı ayaklanmaya hazırlandığını görebiliriz.

PKK SİLAH BIRAKIR MI?

Peki, manzara bu ise, neden HDP ve devlete yakın bazı kaynaklara örgütün İlkbahar’da silah bırakacağını yayıyor?

Belli ki bu şekilde 6-7 Ekim’de adeta biten Çözüm Süreci yeniden diriltilmeye çalışılıyor. Topluma vazgeçemeyeceği kadar iyi bir hedef sunuluyor… Bu manevranın mimarı iseAbdullah Öcalan.

Öcalan, ‘ger-bırak’ taktiği ile adım adım hedefe varacağını düşünüyor. Öcalan’a göre Çözüm Süreci davalarını gerçekleştirebilmeleri için biçilmiş kaftan. Zaten Kuzey İrlanda süreci ile PKK ile devam eden sürecin temel farkı da burada… İlkinde terörü bitirmek ve araç olmaktan çıkarmak için bir süreç yürütüldü, ikincisinde ise örgüt terörü arttırmak ve meşru hale getirmek için bir süreç yürütüyor…

Başka bir deyişle, Öcalan bir yandan PKK’nın daha büyük çatışmalara hazır olmasını ve şehirlere durdurulamaz şekilde yerleşmesini istiyor, diğer taraftan HDP üzerinden Türk toplumuna pembe hedefler sunuyor…

Elbette HDP de sürecin devam etmesini ve kendisinin önemli bir aktör olarak devam etmesini arzu ediyor.

Sonuç olarak İlkbaharda PKK silah bırakacak haberlerini ihtiyatla karşılamak için her türlü sebebimiz mevcut. Hatta, eğer bu şekilde devam eder ise İlkbaharda 6-7 Ekim olaylarını aratacak gelişmelerin yaşanması da şaşırtıcı olmayacaktır…

Ümit ederiz bu sözlerimizde yanılırız… Umarız barış için gerçek bir çözüm süreci oluşturulabilir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Laçiner Arşivi