M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Sünnîlikte Tevallâ ve Tebarrâ

Sünnîlikte Tevallâ ve Tebarrâ

SÜNNİLİKTE tevellâ nedir?.. Allah’ı sevip O’nun rızasını kazananları sevmektir… Allah’ı seven ve O’nun rızasını kazanan bu bahtiyarlar kimlerdir?..

1. Hz. Âdem’den bu güne kadar gelip geçmiş sâlih, itaatli, taqvalı, âbid, ihlaslı, ahlaklı, faziletli kâmil Müslümanlardır.

2. Özellikle Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona)  Ehl-i Beytidir… Âl-i Abâ’dır.

3.Ashab-ı Güzin efendilerimizdir. (Radiyalluhu anhüm ecmâîn).

4.Sıddiyklerdir.

5.Hulefa-i Râşidîndir.

6.Sağlıklarında Efendimiz tarafından Cennetle müjdelenmiş olan Aşere-i mübeşşeredir.

7.Bedir gazvesine katılmış üç yüz küsur sahabedir.

8.Muhacirîn ve Ensardır.

9.Mü’minlerin anneleri ezvac-i tahirattır.

10.Selef-i Sâlihîndir.

11.Her asırda gelmiş, hizmet etmiş mücedditlerdir.

12.Eimme-i müctehidîn hazeratıdır.

13.Sahih ve kopuksuz silsilelerle Efendimize bağlı râsih, âbid, muttaqi, rabbanî, muhlis ulema ve fukahadır.

14.Şeriattan kıl kadar ayrılmamış kâmil mürşidler ve hakiki meşayihtir.

15.İslam’a hizmet ve i’lâ-i kelimetullah etmiş  âdil ve mücahid  fi sebilillah selâtin ve müluktür.
16.Gerçek şehidlerdir.

17.İslam’ın, Kur’an’ın, Şeriatin isimsiz hizmetkârlarıdır.

Sünnî Müslüman bunların hepsini sayar, sever, kendilerine hürmet ve hayır dua eder.
Sünnîlikte teberraya gelince:

1.Müslüman, Allah düşmanlarını sevmez ve tutmaz.

2.Müslüman Kur’an düşmanlarını sevmez ve tutmaz.

3.Müslüman, Resulullah düşmanlarını sevmez ve tutmaz.

4.Müslüman Şeriat düşmanlarını sevmez ve tutmaz.

5.Harbî olsunlar, barışık olsunlar Müslüman kâfirleri tutmaz, sevmez ve onları velî ittihaz etmez. 

6.Müslüman, kendilerinde münafıklık alameti bulunan ve büyük günahları açıkta, açıkça, küstahça, meydan okurcasına işleyen mütecâhir ve mütecasir fâsıkları ve münafıkları sevmez ve tutmaz.

7.Müslüman Deccalları ve kezzabları, Firavunları,  Hamanları,  Nemrudları,  İslam’a savaş açan mürted diktatörleri tutmaz, sevmez, desteklemez.

8.Müslüman tağutları sevmez, tutmaz.

9.Kafirleri ve dost ve velî (idareci yönetici) edinenler onların hıyanetlerine, hile ve tuzaklarına, mekirlerine uğrar.

10.Sâlih, âbid, itaatli Müslümanların dostları sâlih mü’minlerdir.

11.Kâfirleri sevmek, desteklemek, onları velî kabul etmek imana zarar verir.

İslam’ın temellerinden biri de Allah için sevmek ve Allah için düşmanlık etmektir.

Buna din dilinde hubb fillah ve buğz fillah denir.

İslam düşmanı kâfirleri dost edinenler zelil, rezil, esir, rüsvay olur.

Siyasî görüş veya meşreb farklılıkları yüzünden veya cemaat holiganlığına kapılarak salih mü’minlere düşmanlık edenler dünya tokatları yer.

Kâfirleri dost ve velî edinmemek Kur’anî bir emirdir. Bu kesin=muhkem hükmü inkâr edenler kâfir olur.


İnkâr etmiyor ama zıddını yapıyor, bu takdirde büyük günah işlemiş, fâsık ve fâcir olur.

Cenab-ı Hak cümlemizi Allah için seven, Allah için buğz eden, mü’minleri dost tutan, kâfirlerden ve Tağutlardan uzak ve beri olan salih kullarından eylesin.

Sevilmesi, tutulması üzerimize vacib olan büyüklerin ruhaniyetleri üzerimize sâyeban olsun.

Cenab-ı Hak bizleri sevdiği salih, âbid, veli kullarıyla birlikte haşr etsin.

(İkinci Yazı)
Kısa Bir Mektup
 
MUHTEREM Beyefendi… Selam ve hürmetten sonra… Vaktiyle, bendenizi erkânından olduğunuz bir cemaat yüzünden tenkit ediyordunuz, hayli gıybetimi de yapmıştınız… Hâlbuki herhangi bir cemaati isim vererek tenkit etmemiştim.  Yazdıklarım anonimdi, ortaya idi…

Aradan uzun yıllar geçti ve şimdi zat-ı âliniz, dün sımsıkı bağlı ve beraber olduğunuz cemaatin kurmaylarını, idarecilerini ağır şekilde suçluyorsunuz.

Bendenizde bir dönüş yok. Eski fikirlerim, görüşlerim, tenkitlerim, uyarılarım devam ediyor.

Şahıs ve topluluk ismi vermiyorum, ılımlı hareket ediyorum… İnşaallah adalet ve insaf dairesi içindeyim.

Siz ise gerçekten büyük bir dönüş yaptınız. 

Tekrar hürmetlerimi sunarım.
 
(Üçüncü Yazı)
Kar Geliyor

 AVRUPA’DAN gelen soğuk kar kış kıyamet sınırı aşmış, İstanbul’a yaklaşıyormuş.  Evsiz Suriyeli mülteciler ne yapacak? Fakirler, kimsesizler, tek başına yaşayan yaşlılar ne yapacak? Parasızlar ne yapacak?


Tuzu kuru zenginlerin bir kısmının kış sporları yapacağını biliyoruz. Lüks oteller, kayaklar, haha ha hiho hi...

Devlete, belediyelere yeni külfetler çıkacak. Kapanan yollar makinalarla açılacak.

Bolu dağında uzun araba kuyrukları…

Varlıklı evlerde ve işyerlerinde doğalgaz sayaçları fıldır fıldır dönecek, yüklü faturalar gelecek. 

Bîçare miskinler soğuktan donup hastalanmamak için sıkı giyinecek.

Kar, zaten sıkışık olan trafiği büyük şehirlerde içinde çıkılmaz hale getirecek.

Kara kış sadece halkı vurmakla kalmayacak hayvanları da vuracak.
 

Kuşlar, kumrular, güvercinler, serçeler karınlarını nasıl doyuracak.

Son yirmi beş seneden beri İstanbul’u mekân tutmuş olan papağanlar ne yapacak? Onlar bu soğuk kışlara nasıl dayanıyor?

Barınaksız sokak köpekleri ve kedileri ne yapacak?

Bendeniz balkonumdaki otuz kırk kadar kumruya her gün kırık buğday veriyorum.

Okuyucularıma rica ediyorum: Ne olur pencere kenarlarında, balkonlarda aç kuşlara Allah rızası için yem veriniz.

Bütçeleri müsait olanlar kuru kedi maması alsınlar, küçük naylon torbalara koysunlar yolda, sağda solda, kenarda gördükleri perişan kedilere versinler.
 
Bunlar hep sadakadır… Az sadaka çok belayı ve musibeti def’ eder.
 
Zengin semtlerde bulunmaz ama fakir semtlerde çoktur, muhtarlara çok muhtaç, çok düşkün aileleri sorup onlara biraz yardım yapabiliriz. 
 
Madalyonun bir yüzünde kartopu oynayan neşeli sıcak çocuklar… Öbür yüzünde titreyen fakirler, mülteciler, meşakkat çekenler, kara saplananlar…
 
(Edebiyat, kültür ve sanattan anlayan ve Türkçeleri yeterli olanlara:  Kar gelir ve lapa lapa yağmaya başlarsa Cenab Şehabeddin’in “Kar” başlıklı o güzel şiirini okumayı ihmal etmeyiniz.)
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi