Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bülent Arınç Ve Yalçın Akdoğan

Bülent Arınç Ve Yalçın Akdoğan

Belki çok usturuplu bir ifade olmayacak ama “haber siteleri midir,” “lağım siteleri midir” belli değil.

Yaklaşık otuzbeş yıldır fiili olarak bu mesleğin içerisindeyim ve kimlerin münafık kimlerin Müslüman olduğunu bilirim. Daha doğrusu bilirdim, bilmiyormuşum.

Bir süredir öyle hadiselerle karşılaştık ki; “aldatılmışlığın, kandırılmışlığın, ihanetin” binbir halini gördük, görüyoruz, yaşadık ve yaşıyoruz.

Aklım erdiği günden bu yana “kartel medyası” kapsamına giren; irili ufaklı her türlü sesli, görüntülü ve basılı medya kuruluşlarıyla, bunlara menfaat karşılığı “dost” gözüken kesimlere asla inanmadım ve güvenmedim.

Bana “kendinizle övünebilecek bir şey söyle” deseler. Belki de sadece büyük bir onurla bu “kuru kalabalığa” inanmadığını söyleyebilirim.

Bir de güvendiğimiz dağlara kar yağdıran medya var ki, itiraf edeyim, onlara inandık, güvendik. Aldatılmışlığın acısı, kartel medyasının yaptığı açık düşmanlıktan daha ağır geldi.

Şükürler olsun artık kartel medyası diye bir şey kalmadı, gidecek başka yerleri olmadığı için oralarda “çömelenlerle” bu “çömelenlerden”değilmiş gibi görünüp, onlardan medet umanlar kaldı.

Haberleri üç yayın kuruluşundan takip ederim. Birincisi kendi “gazetem,”ikincisi “Anadolu Ajansı,” üçüncüsü de TRT.

Haberler dışında radyo ve televizyon olarak izlediğim tek kurum da yineTRT’dir.

Bunlardan birinde herhangi bir olumsuzluk vukua gelince hiç olmazsa muhatap bulabilir, meramınızı anlatabilirsiniz. Ama Rabbim diğerlerinden kulaç kulaç uzak eylesin.

Ayrıca “sorumsuzluğun Cehennemi bile titrettiği sosyal medyada” yokum. Twitter denilen gayya kuyusundan çok uzağım.

Twitteri hayırlı ve resmi iş olarak kullananlar hariç, twitter; “140 harfle karakterlerin sürüler halinde gezindiği ve kafa göz yardığı bir mecra.“Bunlara hamallık etmenin bir anlamı yok” deyip kapattım.

Önceki gece Cumhurbaşkanlığı ödül töreninde Alev Alatlı’nın muhteşem konuşmasını bir siteden okurken, gözüme yandan bir haber ilişti.

Sevdiğim iki insan kafa kafaya vermiş konuşuyorlardı ama aralarındaki konuşma bir tartışma haberi olarak verilmişti.

Önce inandım. Bir süre sonra “Firavunizm zihniyetiyle çalışan sitelere bakayım” dedim ve gördüm ki, fotoğraflar çarşaf çarşaf.

“Eyvah yine düştük” dedim. Kısa bir inanma yaşadığım için öncelikle Başbakan Yardımcılarımız Bülent Arınç ve Yalçın Akdoğan Bey’lerden haklarını helal etmelerini istiyorum.

Dün sabah ise haberlerde Yalçın Akdoğan’dan şu açıklamayı okudum.

-“Gazetecilik ile yalancılık arasında fark vardır. Biri hakikatin peşinde koşar, diğeri yalan ve çarpıtmanın. Yasamayla ilgili bakan olarak Sn. Bülent Arınç’la yaptığım BÜTÇE konulu konuşmayı, tartışma diye verenler, külli bir yalanın içindedir.”

Evet, işte durum bu. Kendilerini “dürüst” kabul eden ama böyle yalan habere diğerleri gibi yaklaşanlara “Hucurat Suresi 6. Ayetini” hatırlatalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi