Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Osmanlıca Milletler Dilidir

Osmanlıca Milletler Dilidir

Bizim gazetenin hayırlı icraatlarından birisi daha başladı.

Adına “İnkılap” denilen darbelerle koparılan geçmişimize, karınca misali de olsa Osmanlıca dersleriyle döneceğiz inşallah. 

Dünyada harf inkılabının gerçekleştirildiği tek coğrafya İslam coğrafyasıdır. Üstelik bu inkılaplar veya harf ihtilalleri, Rusya ile Türkiye’de aynı tarihlerde yapılmıştır.

Bugün Orta Asya başta olmak üzere diğer İslam milletleriyle aramızda tercüman olmasının sebebi, harf inkılaplarıdır.

Gazetemizin bu faaliyetiyle birlikte yüreğimize su serpen ve bütün bir İslam âleminin umudu olan, Müslüman maskeli hainler ile direkt İslam düşmanı olan çevrelerin hazmedemediği, Türkiye Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın, “5. Din Şûra’sında” “Osmanlıcaya” ait konuşmasını hatırlatayım. 

“Bizim şah damarımız kesildi. Bir neslin bundan uzaklaştırılması sıradan bir şey değildir. Süleymaniye’deki eserleri okuyamayan bir millet neye yarar?

Çok zengin birinin iflası nasıl zor bir şeyse, bu kadar zengin bir ilmin iflası daha kötü bir şeydir.

Bunlar istese de istemese de bu ülkede Osmanlıca öğrenilecek ve öğretilecektir.”

Cumhurbaşkanının ne demek istediğini anlamak için bir insanın öncelikle hakikaten tüm hücreleriyle; Allah’a, Kur’an’a, Peygamber’e ve ahiretgününe iman etmesi gerekir.

Böyle bir imana sahip olan herkes, Cumhurbaşkanını anlar ve kabullenir.Bir insanın dilini değiştirmek, imani değerlerini tınaz gibi savurmaktır.

Ülkemizle birlikte diğer İslam coğrafyalarında dil değişimi dev bir İslam ümmetini birbirinden ayırmış ve tüm dini değerlerini altüst etmiştir.

Bugün İslam dünyasının arasındaki ihtilaflar ve bir arada olunamamasının nedeni, dilleri savrulmuş milletlerin, haliyle dinlerinin de savrulması sebebiyledir.

Çok uzağa gitmeye gerek yok. “İslam dini, birlik ve beraberlik dini” diye yediden yetmişe, Kelime-i Şehadet getiren her Müslüman söylemiyor mu? Söylüyor.

Peki, bırakın üç nesli bir yana, iki nesil arasında bile neden dini bağlarımız ve öğretilerimiz arasında kopukluklar var o zaman? Geçelim.

Cehennem korkulacak bir yerdir değil mi? Ama Cehennemin de korktuğu insanlar vardır. Hatta bırakın korkuyu, o kişilerden titrediği söylenir.

Kimdir diye sorarsanız “Cahiller” diye cevap verirler. Evet, Cehennem kendisine cahiller gelecek diye tirtir titrermiş. Geçelim.

Topyekûn İslam düşmanlığı geçmişte öyle şeyler yaşatmış ki, Osmanlı’dan kalma çeşitli kamu kuruluşlarının Osmanlıca yazılı isimleri dahi “Bu dini bir şey galiba” diyerek kazınmıştır.

Ya mezar taşlarını başına gelen felaketler. Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin her yerinde, Osmanlıca mezar taşları dozerlerle ve küfürlerle kaldırılmıştır.

“Ben de Müslümanlardanım” diyebilen ve geçmişinden koparıldığına inanan insanlar, geçmişiyle köprü kurmalıdır.

Bu köprü aynı zamanda nesiller arasındaki kopuklukları da giderecektir. Müslüman ailenin önemli sorunlarından birisi de nesiller arasındaki kopukluğun tâ kendisidir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi