Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Osmanlı’da ve Batı’da “kadına şiddet”

Osmanlı’da ve Batı’da “kadına şiddet”

Osmanlı toplumunda kadının bir takım hukuki ve vicdani haklara sahip bulunduğunu, öyle iddia edildiği gibi “ikinci sınıf vatandaş” muamelesi görmediğini ve şiddete uğramadığını, önceki yazılarımızda örnekleriyle görmüştük…

Peki köy kadınının durumu nedir?..

Köy kadını şehir kadınına nispetle daha şanslı, daha özgürdür. Çünkü doğrudan üretimin içindedir. Erkeğiyle birlikte ekim, dikim, hasat, satış konularında aynı haklara sahiptir. Kadına sorulmadan ekim-dikim yapılamadığı gibi, ürün de satılmaz…

Yani hem evde, hem çarşıda kadın söz sahibidir. Bu yüzden Osmanlı köylerinin “anaerkil” bir yapıya sahip olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Bunların çoğunu Batılı gezginler yazıyor…

Onaltıncı Yüzyıl gezginlerinden Canaye’ye (Le Voyage de Philippe du Fresna-Canaye, ed. M. A. Hauser, Paris, 1897) göre, “Osmanlı kadını ince zevkli ve becerikli”dir…

Lady Montagu:“Türk kadınları arasında zarif ve güzel olmayan kadın görülemez… Her ne kadar bütün Hıristiyanlık âlemi içerisinde İngiliz sarayının en zarif kadınların bulunduğu yer olarak inanılsa da, orada bile bu kadar zarif kadın yoktur” (Briefe aus dem Orient).

D’Ohsson:“Güzel şekiller, siyah ve parlak gözler, sağlıklı hareketler, uyumlu renkler, aşırıya kaçmayan ziynetler ve her şeyden önemlisi zarafet, bu ülkenin kadınlarını Avrupalılardan ayırır.” 

Julia Pardoe, Olivier, Gautier, La Borenne Durand de Fontmagne, Edmondo de Amicis başta olmak üzere, birçok Avrupalı seyyahın (gezgin) kaleminden yukarıdakine benzer tespitler çıkmıştır.

Bunların tümünün özeti, Türk kadınlarının zarafet konusunda tüm dünya kadınlarına örnek olacak durumda olduklarıdır.

Kendilerine değer verilmiş, hattâ baş tacı edilmiş, İslâmî esaslar çerçevesinde Osmanlı kadını yüceltilmiştir.

“Aynı çağarda Avrupa kadınının durumu neydi?” diye sorarsanız, Onsekizinci Yüzyıl sonlarına kadar Avrupa’da kadın dövmek son derece doğal sayılırdı. Hatta pazarlarda, kadın dövmek için özel surette yapılmış sopa ve kırbaçlar satılırdı.

Dahası, kadın dövmenin, “sinirleri yatıştırdığı”na inanılır ve tavsiye edilirdi.

Meşhur tarihçi Brantom,“Onaltıncı Yüzyıl Almanyası’nda, sadakat göstermeyen kadının kocası tarafından öldürülmesine izin verildiğini”yazıyor.

1558 tarihli “Frankenhaus Kanunnamesi”ne bu maksatla bir de madde konmuştu: “...Aldatılan erkek öfkeye kapılıp nikâhlı karısını öldürürse, erkeğin bu fiili ceza gerektirmez.” (bu madde ancak 1900′de kaldırıldı).

Onyedinci Yüzyılın sonlarına kadar, İngiliz gazeteleri, “satılık kadın”ilanlarıyla dolu çıkardı. Hem de, “Büyük fırsat… Kelepir mal” başlıkları eşliğinde... 

Ve ortalama fiyat dört Şilindi (sudan ucuz yani).

Eşleri tarafından satılan kadınların üzerinde bir süre sonra kocasının hak iddia etmemesi için, belediye, “tapu” işlevi gören bir belge tanzim edip verirdi.

“Batıda kadın” konusunda Fransa’dan birkaç da atasözü vereyim… 

“Kadın şeytandan beterdir”…

“Kadın erkeği tuzağa düşüren bir örümcektir”…

“Karısı olanın arısı var demektir, ne zaman sokacağı belli olmaz”…

“Kadın zarurî bir baş belâsıdır”…

“Kadın erkeğin sabunudur” (Kirini temizler anlamında)…

“Kadın dili kesilse bile susmaz”…

“Kadın dövülür, fakat öldürülmez” (fransız yazar Quitart’ ın “Proverbes Sur Les Femmes” kitabından)… 

O dönemde Batı’nın kadına bakışı bu çerçevede. Bizim bakışımız ise Peygamber Efendimizin muhteşem hadisinde ifadesini buluyor: “Cennet anaların ayakları  altındadır”.

Ayrıca Veda Hutbesi’nde kadına yer vermesi ne kadar manidardır: “Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim… Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.”

Bütün bunları bilmeden ekrana çıkıp “Kadın dövme geleneğimiz var!” diye ahkâm kesmek, olacak iş değil…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi