Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

İnsanlıkta Yoksullaştılar

İnsanlıkta Yoksullaştılar

Varlığını hak ve özgürlüklerin teminatı olarak gören ABD, işgal ettiği topraklara kan, gözyaşı ve yoksulluk götürüyor. Fakat diğer yandan da ürettiği zulmü maskelemek için, özgürlük söylemini tekrar tekrar dillendirmeye devam ediyor. Ne yazık ki, bilinci körelmiş ve sürünün bir parçası olmuş fertler akıllarını kullanma cesaretlerini tamamen kaybediyor ve kendilerine sunulan sahte özgürlüğün heyecanına kapılıyorlar. Sürü nereye giderse onlar da yolun sonunu bilmeden o yöne doğru gidiyorlar. ABD’nin öncülüğünü çektiği kapitalist zihniyetler için, sürüleşen insan en makbul insandır. Zira bu kişinin doğruyu yanlışı ayırt edecek basireti yoktur.

Bizlere büyülü camlar ardından dikkatimizi celb edecek görüntüler sunuluyor. Mesela ABD’de bir grup insan akıntıya kapılan bir yunus balığını kurtarabilmek için canla başla çalışıyorlar. Onlara göre ABD’li olmak bir ayrıcalık, devlet bir tek insanı için bütün dünyayı ayağa kaldırıyor. Bu toplumda marjinal grupların çarpık fikirlerini ifade etmelerine ve yaymalarına müsaade ediyor ve bu özgürleşmekle eş değer görülüyor. 

Cinselliğin alabildiğince kışkırtılmasına göz yumuluyor, zina özgürlükler bağlamında ele alınıyor. Olayın arka planını göremeyen kitleler, bütün bunları özgürleşmenin göstergesi olarak algılayıp, her dakika onlarca insanı katleden ABD ve yandaşlarından övgüyle bahsediyorlar. 

Sürü psikolojisi ile hareket eden bir kişiye bu görüntüler cazip geliyor. Akıtılan kan ve gözyaşına odaklanmak yerine kendilerine sunulan güç gösterilerine odaklanıyorlar. Zira bilinci körelmiş kişiler maddi güce özel bir değer atfederler, onlara göre güçlü olanın yaptığı her şey doğrudur. Uyuyan kitleler üzerinden prim yapmaya çalışan hegamonik güçler yaptıkları zulüm ve haksızlıklara kolayca kılıf bulabiliyorlar. Son günlerde ardı sıra öldürülen siyahi gençler bunun apaçık örneği. Öldürülen kişilerin yakınları mahkemenin verdiği karar karşısında ikinci kez yıkılıyor ve sokaklara dökülüyorlar. Besleyip büyüttükleri ırkçılık hastalığı bir kez daha su yüzüne çıkıyor. Bu hastalık ABD ve Batı zihniyetinin müptela olduğu en büyük hastalıklardan biridir. 

Irkçılık, adalet ve merhamet gibi iki önemli değeri baltalayarak zayıf bırakıyor. Merhamet ortadan kalktığında insan, insan olmaktan çıkıyor ve ruhsuz bir varlığa dönüşüyor. İnsanlığın katledildiği bir ortamda, sınırlar bir bir ortadan kalkıyor ve vahşet kaçınılmaz oluyor. Bugün Afrika ve Ortadoğu’da yaşayan toplumlar bu vahşetin birinci derecede mağdurudurlar. 

Dünya değişiyor, teknoloji hayatımızın her alanında kullanılıyor, bilimsel keşiflere her gün bir yenisi daha ekleniyor. Fakat kapitalist zümreler ve bu zümrelerin güdümünde hareket eden toplumlar insanlıkta gün be gün geriliyorlar. O yüzden dünyada ne huzur ne de sükûnetten eser var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi