Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Uzay mâcerâmızdaki psikolojik sınır

Uzay mâcerâmızdaki psikolojik sınır

TÜRK­SAT Ge­nel Mü­dü­rü En­sar Gül, iki gün ön­ce, TÜRK­SAT 6A Ha­ber­leş­me Uy­du­su Pro­je­si İm­zâ Tö­re­ni'nde, pro­je bi­tin­ce ken­di ha­ber­leş­me uy­du­su­nu ya­pa­bi­len on ül­ke­den bi­ri ola­ca­ğı­mı­zı söy­le­di. Sâ­de­ce yap­ma­nın de­ğil, fır­lat­ma­nın da önem­li ol­du­ğu­nu ve RO­KET­SA­N’­ın fır­lat­ma yön­tem­le­ri üze­rin­de ça­lış­tı­ğı­nı ifâ­de eden Gül, çok mü­him bir tes­pit­te bu­lun­du:

"Biz bu psi­ko­lo­jik sı­nı­rı aş­mış ola­ca­ğız. Ço­cuk­la­rı­mız, ar­tık Tür­ki­ye'de ken­di uy­du­su­nu ya­pa­bi­li­yor. Fır­lat­ma iş­le­mi ta­mam­lan­dı­ğın­da 'uza­ya fır­la­ta­bi­li­yo­ruz' di­ye­ce­ğiz. Bu çok önem­li." 
Ge­liş­miş ül­ke­le­rin, bu­gün­ki uzay mâ­ce­râ­sı­nın te­mel­le­ri, Or­ta­ça­ğ’­da, İs­lâm âlim­le­rin­ce atıl­dı. İlk uçuş de­ne­me­si, ilk ro­ket de­ne­me­si Os­man­lı­’da ya­pıl­dı. Mâ­zi­miz böy­ley­ken, ge­çen asır­da­ki uzay ya­rı­şı­na, 1994’de, bir hay­li geç gir­dik. Bu­na rağ­men, son yıl­lar­da epey bir me­sâ­fe ka­tet­tik. Ar­tık her­şe­yi ile mil­lî bir uy­du­dan bah­se­di­yor ve Tür­ki­ye­’den fır­la­tıl­ma­sı ha­yâ­li ku­ru­yo­ruz.

İki se­ne ön­ce bu­gün, tâ­ri­hî bir adım atıp ya­zı­lı­mı yüz­de yüz mil­lî olan Gök­türk-2 uy­du­su­nu, Çi­n’­den fır­lat­tık. Fa­kat, ne okul­lar­da fi­zik öğ­ret­men­le­ri ko­nuş­tu ne de so­kak­ta­ki va­tan­daş.
2013 Ey­lü­l’­ün­de ise Tü­bi­tak, yer­li im­kân­lar­la fü­ze ya­kı­tı üret­ti. Bu se­ne­nin ba­şın­da TÜRK­SAT 4A uy­du­su fır­la­tıl­dı. Ge­ne he­ye­cân yok. Ay­nı ses­siz­lik, TÜRK­SAT6 pro­je­si için de ge­çer­li.
Gök­türk-2’nin fır­lat­ma tö­re­nin­de, Baş­ba­kan Er­do­ğan, "Bir ha­yâl kur­duk. O ha­yâ­lin pe­şin­den koş­tuk. O ha­yâ­li pla­na, pro­je­ye ve iş­te bu­gün, ger­çe­ğe dö­nüş­tür­dük." de­miş­ti.

Evet, bir psi­ko­lo­jik eşi­ği ge­çi­yo­ruz. Bu eşi­ğin adı rü­yâ gör­mek; ha­yâl kur­mak. “Sen uça­maz­sın.” di­yen­le­rin kar­şı­sı­na, “Geç­miş­te uç­muş­tuk; ge­ne uça­rız.” öz­gü­ve­niy­le di­ki­li­yo­ruz. 
Ec­dâ­dı­mız, rü­yâ­lar gö­re­rek me­de­ni­yet in­şâ et­ti. Ne va­kit rü­yâ gö­re­mez ol­duk, ge­ri kal­dık. Hem rü­yâ gör­me­dik hem rü­yâ­la­rı­mız ça­lın­dı. Eğer ba­tı­lı­lar rü­yâ gör­me­se­ler uza­ya fü­ze gön­de­re­bi­lir­ler miy­di?
Şim­di ye­ni­den rü­yâ gör­me­ye baş­la­dık. Gö­nül is­ter­di ki hep be­râ­ber ay­nı rü­yâ­yı gö­re­lim ama, eşik­te ta­kı­lıp ka­lan­lar var ma­ale­sef. Kim­ler mi? Yo­lu­nu şa­şı­ran­lar ve on­la­ra çe­ne­si­ni yo­ran­lar. 

Yo­lu­nu şa­şı­ran­la­rın uf­ku o ka­dar. Hep var­dı­lar ve hep ola­cak­lar. Çe­ne­si­ni yo­ran­lar ise tâ­rih bo­yun­ca hiç yol­suz­luk ol­ma­mış da ye­ni îcâd edil­miş gi­bi yat kalk yol­suz­luk ko­nu­şu­yor­lar. Da­ha dün rü­yâ­sı­nı gö­re­me­di­ği­miz ge­liş­me­le­re sı­ra ge­lin­ce yok­muş gi­bi dav­ra­nı­yor­lar. On­la­ra gö­re, ne Mar­ma­ray var ne hız­lı tren. Ağ­rı­’da ha­va­ala­nı da yok. Uy­du fi­lan da fır­lat­ma­dık. As­lın­da uçurt­ma ama, ik­ti­dâr bi­zi kan­dı­rı­yor. Var­sa yok­sa yol­suz­luk.

Her iki ta­raf da na­sip­siz ves­se­lâm. Gök­yü­zü­ne bak­mak­tan da ha­yâl kur­mak­tan da mah­rûm­lar. 
Bu ya­zı­yı, ta­raf­tar­lık uğ­ru­na yol­suz­luk­la­ra kı­lıf ara­ma ola­rak gö­ren­ler şu­nu bil­me­li­ler ki ben­de­ni­zin gö­zün­de, yol­suz­la­rın pi­re ka­dar de­ğe­ri yok. Bu yüz­den, hiç ku­su­ra bak­ma­yın pi­re ka­dar bi­le ol­ma­yan­la­ra kı­zıp “Ha­di gel yor­gan ya­ka­lım.” di­yen­ler­le iş tut­mam. 
Üs­te­lik, han­gi ik­ti­dâr uy­du fır­lat­sa he­ye­cân­la­nı­rım. Na­sip me­se­le­si. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi