Ahmet Türk

Ahmet Türk

Partili Cumhurbaşkanlığının Siyasi Ederi!

Partili Cumhurbaşkanlığının Siyasi Ederi!

Hatırlarsınız, Cumhurbaşkanının ilk kez doğrudan halk tarafından seçildiği dönemde, “partili cumhurbaşkanı” ve “başkanlık veya yarı başkanlık” kavramları günlük hayatımızın bir parçası olmuş, anayasal ve kurumsal mimari ile alakalı tartışma alanları kamuoyunu hayli meşgul etmişti… Hatta Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlık makamının maksimum yetkilendirilmiş olması ile alakalı çalışmaları, güçlü bir siyasi parti bağına yaslanmak istemesinin sebepleri ve kafasındaki Cumhurbaşkanlığı makamının rıza ve iktidar üretme kapasitesi ile alakalı niyetlerine dair, dağarcığımız münasibinde ve mütenasibinde âcizane bazı çalışmalarda bulunmuştum…

Algılarımızın sıradanlaştırıldığı ve standartlaştırıldığı, hesaplı ve kitaplı suni gündemlere bağlanıp kaygılandığımız hatta rahatsız olduğumuz bu günlerde, Cumhurbaşkanının hak ve salahiyetleri merkezli yeni tartışma alanları tekrar gündeme oturmaya başladı.

Önce, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika Zirvesi’nden dönerken “Cumhurbaşkanı olarak Anayasal yetkileri kullanmamak diye bir şey olmaz. O yetkiyi de kullanacağız. İnşallah 2015’e de öyle gireriz” diyerek fitili ateşlemişti! Birkaç gün evvelde Cumhurbaşkanı siyasi danışmanı ve Ak Parti İzmir milletvekili Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2015’in ilk haftasından itibaren iki aylık periyotlar halinde Bakanlık Kurulu toplantılarına başkanlık edeceğini ifade ederek küllenen tartışmaları tekrar alevlendirdi.

Soru şu: Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından doğrudan seçilmesiyle mevcut Anayasal kurumsal yapı otomatikman değişmediğine ve Devletin nihai siyasi sorumluluğu Hükümet’ten Cumhurbaşkanı’na yer değiştirmediğine göre, bu tartışmaların müstakbel anayasa değişikliğine kadar bir karşılığı ve anlamı var mı? 

     Cevap: Hayır!

     Halk tarafından doğrudan seçilse de mevcut Anayasal iradede Cumhurbaşkanının yetki ve görev parametreleri değiştirilmemiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halk tarafından doğrudan seçilmişliği, geniş temsiliyeti bulunması kendisinin Meclis grubunda, Kabine ve idarede tüm siyasi sorumluluğu nihai olarak üstlenip hacimli-kritik kararları tek başına üretmesi; gerek teknik, gerekse siyasi sistem bütününe yayılı “siyasi anlayış” bakımından mümkün değildir!

     O halde bu gayretlerin ve algı yönetiminin amacı nedir? Cumhurbaşkanlık makamının maksimum yetkilendirilmiş olmasını arzu eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şu anda güçlü siyasi parti bağına “yaslanarak” hayat-memat meselesi olarak gördüğü 2015 seçimlerine hazırlanıyor. Teamüllere aykırı olarak Ak Parti lehinde konuşmalarla mitinglere ve açılış törenlerine katılıyor, seçmen algısına yavaş yavaş yerleşen “karizmatik lider sonrası Ak Parti” dezavantajlarını, “ben buradayım” mesajıyla ortadan kaldırmaya çalışıp, Ak Parti’nin en etkili “propaganda merkezi” olma misyonunu sürdürüyor!

Önümüzdeki günlerde il il çıkacağı teşekkür mitinglerinde bu niyetlerinin somutlaştığını net olarak göreceğiz! Öte yandan kamuoyunu “Başkanlık” kavramına alıştırıyor; çünkü yaptırdıkları anketlerde Başkanlık Rejimi’ne kamuoyunun desteği %38’i dahi bulmamakta..!

     Hülasa… 

Hem Ak Parti'yi ve hem de Türk siyasetini tanzim etmek isteyen Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın, bazı makro ekonomik müdahaleleri dışında işinin kolay olduğunu düşünmüyorum! 

     Bakmayın siz Başbakan Davutoğlu’nun “Cumhurbaşkanımız ile bizim ilişkilerimiz siyasetle başlamadı, siyasetle de sürecek ve bitecek ilişkiler değildir. Doğası gereği tamamıyla ortak bir dava arkadaşlığına ve ortak bir ideale dayanan ilişkilerdir” şeklindeki beyanlarına… Sayın Davutoğlu’nu bir kenara çekseniz, direkt olarak “özgür ve bağımlılıktan uzak” siyaset bilimci kimliğine hitap edip sorsanız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devletin nihai siyasi sorumluluğu üstlenmeye girişmesini ve tanzim etmesini siyaseten akılcı olmayacağını çok güçlü argümanlarla ifade edeceğinden yüzde yüz eminim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Ahmet Türk Arşivi