Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Aksa Türkleri bekliyor!

Aksa Türkleri bekliyor!

Ahir zaman sahnesinin en mühim meselelerinden birisi veya düğümü Kudüs meselesi ve onun özü de Aksa Camiidir. Şark-Garp kavgasının gerisinde de bu mesele vardır.  İsrail’in bölgeye ikame planı Haçlı Savaşlarının bir devamı niteliğindedir.  Hatem Bazian’ın kaleme almış olduğu  ‘Revisiting the British Conquest of Jerusalem’ başlıklı makalesinde Kudüs’ün İngilizler tarafından işgal edilmesinin kolektif algıda Haçlı Seferlerinin bir parçası olarak değerlendirildiğini ortaya koymaktadır. Eskinin düşmanları olan Yahudiler ve Hıristiyanlar ortak bir proje etrafında bir araya gelmişler ve İslam dünyasını ve kutsallarını yağmalamışlardır.  Ortaçağ’da Endülüs üzerinden kader birliği yapan Müslüman ve Yahudiler Ortaçağın ortakları olarak anılmışlardır.  Ortaçağın müttefikleri olan Yahudiler ve Müslümanlar ittifakların değişmesiyle yeni çağın veya modern çağın düşmanları haline gelmişlerdir. Bunda iki saik etkili olmuştur. Bunlardan birisi Batılıların Yahudi meselesinden kurtulma arzuları ikincisi de Yahudilerin milli bir devlet peşinde olmaları ve ‘atalar yurduna’ dönme tutkularıdır. Bu iki faktörün birleşmesiyle birlikte Batı ile İsrail arasında ortaklık kurulmuştur.  Bu itibarla bir cihetle İsrail’in kurulması Haçlı projelerinin devamıdır. Batı’nın ortak hafızasında Haçlı izleri kalsa da Hıristiyanlı tesirleri azalmıştır. Bu nedenle günümüzde Haçlılık, Siyonizm ile Batı çıkarlarının izdivacı haline gelmiştir. Merhum Mısırlı Muhammed Gazali’ye göre, Deccalizmi temsil eden bu bileşkedir. Kutsal olmayan iğreti ittifaktır.  Mesih müminleri, tutkunları ile düşmanları bir araya gelmiştir. İşte Deccalizm bu alacalılıktır.

Haçlıları bölgeden söküp atan Türk-Kürt ittifakı ve Nureddin- Salahaddin rüzgarıdır. Moğolları bölgeden temizleyen de Türk-Arap ittifakıdır.    Tarih yeni bir rövanşa ve tekerrüre daha hazırlanıyor. Salim Azzam Bey’den duymuştum.  Amcası Abdurrahman Azzam Paşa’dan bahsetmiştir. Bu anılan zat Arap Birliği teşkilatının ilk genel sekreteridir. Salim Azzam, amcası Abdurrahman Azzam Paşa’nın zaman zaman Türkiye ziyaretlerinde camileri ve cemaati dolaştığını ve kolaçan ettiğini aktarmıştır.  Gençliğin imana dönüşünü gördükçe ve camilerin gençler tarafından doldurulduğunu müşahade ettiğinde gelecekle alakalı umutla dolduğunu anlatmıştır. İstanbul’da salatin camileri dolduran gençliğin yeni Kudüs fatihleri olacağına inandığını belirtmiştir. Bu gençlik aynı zamanda Necip Fazıl Kısakürek’in rüyasıdır.   Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik... "Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" anlayışında bir gençlik.  Merhum Ali Ulvi Kurucu Bey de konferanslarında, sohbetlerinde  karşısında tertemiz imanlı gençliği görünce “Sizler benim rüyalarım, kabul olmuş dualarımsınız! Sizler bahar çiçeklerimsiniz!” derdi.  Ben de şahitlerindenim.

Bütün bunları teyit eden mühim bir işaret ve beşaret ise Gelişim Üniversitesi’nde verdiğim bir konferans sırasında yakınlarda Kudüs’e giden takdimci arkadaşın aktardıklarıydı. Aktardığı serapa bir müjde. Sizlerle de paylaşmakta bir beis görmüyorum. Mescid-i Aksa’nın murabıtlarından ve muhafızlarından olan Semir Siyam adlı zat söz konusu arkadaşında bulunduğu Türk kafilesine dönerek ‘Aksa Türkleri bekliyor ve Kudüs’ü kurtaracak Türklerdir’ diyor.  Semir Siyam’ın sözlerinin en büyük teyidi tarihte yatıyor. Bunu tarihten aktüele yansıtan şahsiyetlerden birisi de Şamlı meşhur tarihçi Süheyl Zekkar’dır.   Şam’ın Sırrını Keşfetmek başlıklı yazımda şunları yazmışım: “Haçlı Savaşları tarihçilerinden olan Süheyl Zekkar’ın Daru’l Fikir tarafından neşredilen  ‘Medhal ila tarih hurub es Salibiyye’ başlıklı eserinde Araplar arasında dilden dile dolaşan ve aktarılan bir darb-ı mesel dile getirilmektedir. Bu darb-ı mesel, Arapların kolektif belleğinden hiç çıkmamıştır. 700-800 yıllık bir geçmişi vardır ve şu mealdedir: “Arap diyarlarında hüküm Türk’ün eline geçmeden devlet işleri düzelmez ve ıslahı kabil olmaz olsa da kalıcı ve daim olmaz( Süheyl Zekkar’ın El Medhal adlı eseri s: 16-17, ikinci basım 1973)..” Ve Araplar, 1967 bozgunundan sonra bu darb-ı mesele daha sık atıfta bulunmaya başlamışlar.” Şimdi bu sıra bu müjdeleri kuvveden fiile çıkarmaya geldi. Bu da ak saçlıların duasına ve dindar gençliğin gayretine düşüyor.  Bu müjdelerin önündeki en büyük engel Suriye’de salpanım kalmamızdır. Bunu aşmalıyız.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi