Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Doğum kontrolü Batı taklitçiliğinin sonucuydu

Doğum kontrolü Batı taklitçiliğinin sonucuydu

Doğum kontrolü ülkemize Avrupa ve ABD telkinleri ile gelmiş ve yerleşmiştir. Bu millete en ileri hedef olarak Batı’yı (önce Avrupa, daha sonraki yıllarda ABD) gösterenler, kurtuluşun Batı’da olduğunu olmazsa olmaz ilk şart olarak sunanlar Batı’dan kulaklarına üflenen her şeyi tartışmasız gerekli ve doğru kabul ettiler. Bu sebeple de doğum kontrol vasıtalarının niçin ülkemize Avrupa ve özellikle de ABD tarafından ücretsiz gönderildiği üzerinde hiç düşünmediler, yargılamadılar. Çünkü ülkemizde sağcısı ve solcusu ile kendilerini aydın sanan kişiler ve siyasi partiler kulaklarına üflenen “Bakabileceğiniz kadar çocuk yapın” sözlerine öylesine inandılar ki, bunun için yurt çapında kalkınmanın ilk şartı olarak kabul ettikleri doğum kontrolü (nüfus artışının düşürülmesi) kampanyaları yürüttüler. Bu kampanyalarda yabancılarda gönüllü olarak yer aldılar.
Sözün özü insanımızı kısırlaştırmaya giden yolun ilk adımı doğum kontrolü olarak atıldı. İkinci adımda ise buna bir de sezaryenle doğum eklendi. Çünkü ilk doğumunu sezaryenle yapan hanımların doğum sayısı genellikle ikide kalıyordu. Böylece doğum kontrolü kesinleşmiş oluyordu.
Bu hatırlatmanın ardından mesleğe ilk başladığım 1970’li yılların başlarında Sağlık Bakanlığı’nın hazırlayıp doğum kontrolünü yaygınlaştırmak maksadıyla bastırdığı uzun süre dağıttığı bir broşür elime geçmişti. Bu 16 sayfalık broşürün bir yerinde üzeri boyanarak kapatılmış bir yer dikkatimi çekmiş, yaptığım inceleme sonucu burada spiral denen rahme yerleştirilen doğum kontrol aletlerinin kansere yol açtığı yazıyordu. Ne var ki, buranın üzeri karalanarak dağıtımı sürdürülüyordu. O zaman bunu çalıştığım gazetede rahme yerleştirilen aletlerin kansere sebep olduğunu manşete çekmiştim. Ne var ki, buna rağmen kimse tınmadı, kadınlarımızın sağlığını tehdit eden bu uygulamadan vazgeçilmedi, bekli de geçilemedi… Çünkü Batı ne söylerse doğru, ne yaparsa haklı anlayışının azat kabul etmez köleleri sağcı ya da solcusu ile dönüşümlü olarak iktidara geliyorlardı.
Durup dururken doğum kontrolüne gelmiş değilim. Doğum kontrolüne de hep karşı oldum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü ihaneti yaptılar” sözleri beni geçmişe götürdü. Doğru kimden gelirse sahip çıkmak gerektiği anlayışı ile bu konuya girdim. Ancak, Cumhurbaşkanı’nın doğum kontrolünü ihanet olarak nitelendirdiğini haberin yer aldığı gazetelerde ”AB Türkiye için stratejik hedef” sözleri de yer alıyordu. Bir yandan Batı’nın ülkemizde sergilediği yüzlerce ihanetin bir tanesini dile getiriyor, öbür yandan bu ihanetleri telkin eden, hatta dayatanlar stratejik hedef olarak gösteriliyor ki, belli ki doğum kontrolüne karşı çıkılırken Batı hayranlığından kurtulabilmiş değil.
Batı’nın Türkiye’ye dayattığı tek yanlış uygulama sadece doğum kontrolü de değildir. Bunun yanında özellikle ekonomik çıkarları uğruna insanımızın beslenme alışkanlıkları bile değiştirilmiş, kendi ürettiğimiz tereyağının yerini onların margarinleri almıştır… Bu bakımdan eğer AB stratejik hedef ise onlara bezememizi sağlayan uygulamaları da gönüllü olarak kabul etmek durumunda olduğumuz unutulmamalıdır. Daha aralarına almadan her alanda Avrupalıya benzemeye çalışmıyor muyuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdulkadir Özkan Arşivi