İbrahim Bekiroğlu

İbrahim Bekiroğlu

IŞİD Biter, Zihniyeti Bitmez

IŞİD Biter, Zihniyeti Bitmez

IŞİD’in çok uzun ömürlü olmayacağını, bir yıla kalmaz etkisine kaybedeceğine inananlardanım. Ortadoğu’da size ait olmayan toprakları ele geçirip üzerinde devlet kuramazsınız. Bunu Moğollar bile başaramadı. Güncel versiyonu IŞİD de başaramayacaktır. Ancak şu da var ki; IŞİD bitse bile IŞİDci zihniyet var olmaya devam edecektir. Nerede bir otorite boşluğu bulsalar orada yine neşv-ü nema edeceklerdir. Bugün Irak ve Suriye’de palazlanan IŞİD’in yarın Libya’da yeni bir devlet kurmaya çalışmayacağını kimse garanti edemez.

IŞİD’i onbinlerce genç yaşlardaki insanlara cazip kılan sebepleri ortadan kaldırmazsanız örgüt var olmaya devam edecektir.

IŞİD’in baş kesmeleri, petrol yataklarını ele geçirmeleri, Kobani, Yezidiler gibi bir çok olayı ve kavramı medyada görmek mümkün. Lakin IŞİD’e katılmaya sebep olan faktörler hakkında yazan kimse nerdeyse yok gibi. Bir tek Oklahoma Üniversitesinden Loretta E. Bass’ın Batı ülkelerinde yaşayan Müslüman göçmenlerin IŞİD’e katılmasını konu edinen bir yazı görebildim. Elde sadece Bass’ın araştırması olduğu için onu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bass’ın belirttiğine göre Batılı ülkeler IŞİD’e katılımın önüne geçmeye çalışıyorlar. IŞİD’e katılan Batı pasaportlu militanların bir gün ülkelerine dönüp terör faaliyetlerinde bulunmalarından korkuyorlar. İstatistiklere göre 15,000 yabancının IŞİD için savaştığı tahmin ediliyor. Bunların 5 bini Avrupa Birliğine üye bir ülkenin vatandaşı. Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve’ye göre şu ana kadar 930 Fransız vatandaşı IŞİD’e katılırken 36 tanesi çatışmalarda öldürüldü. Diğer Batı ülkelerinden katılım sayısı da endişe verici. İngiltere’den 800, Almanya’dan 300 kişi IŞİD’e katıldı.

Bass da medyanın IŞİD’e katılımlarla ilgili bir çok haber yapıp katılımın arkasındaki faktörleri gündeme getirmemesinden şikayetçi. Ona göre IŞİD, Avrupa’daki genç Müslüman göçmenlerin ayrımcılığa maruz kalmasını ve iş ve sosyal hayattan dışlanmasını iyi kullandı. Avrupa’nın sorununun göçmenleri hor görmesi ve topluma entegre edememesi olduğunu söylüyor. IŞİD’e katılanların çoğu ikinci nesil göçmen olup Batılı yaşam tarzını bilen insanlar. Ancak deri renkleri, etnik köken ve Muhammed ve Abdullah gibi isimleri onların toplumsal ayrımcılığa uğramasına neden oluyor.  

Loretta Bass başka bir tehlikeye de vurgu yapıyor; Militanların geri dönmesi. IŞİD savaşçılarının geri dönme tehlikesi ilk olarak Fransa’da hissedildi. 29 yaşında bir Fransız vatandaşı olan Mehdi Nemmouche Mayıs ayında Brüksel’deki Yahudi müzesine saldırıp 3 kişiyi öldürdü. Mehdi’nin 2013’te Suriye’de IŞİD için savaştığı düşünülüyor. Nemmouche, Roubaix şehrinde doğan bir göçmen çocuğuydu. Ailesinin ekonomik durumu çok kötüydü. Ailesi başka bir Fransa’da yaşadıklarını söylüyor. Ten rengi, fakirlik, Müslüman olmak gibi tipik göçmen özellikleri taşımaları onların hep yabancı olarak görülmelerine neden olmuş.

Fransa diğer Avrupa ülkelerine nazaran entegrasyon için daha çok çabalayan bir ülke. Fransa nüfusunun yüzde 19’u göçmendir. Göçmenlerin yüzde 67’si Kuzey Afrika, Mağrip ve Türkiye gibi ülkelerden geliyor. Müslüman nüfus toplam nüfusun yüzde 7,5’ini oluşturuyor ve 2030’da yüzde 10,3 olması bekleniyor. 2005’teki göçmen isyanı 300 şehre yayılmış ve 3 hafta sürmüştü.  Göçmenlerin sorunlarıyla yüzleşmemek Fransa’nın yeni isyanlara gebe kalmasına neden olacaktır.

“Diğer Avrupa ülkeleri de tıpkı Fransa gibi Müslüman göçmenlere karşı sert politikalar uyguluyor.” diyor Bass. İsviçre ve Avusturya 2009’da minareli cami yapılmasını yasakladı. Fransa, Belçika, İspanya, İsviçre ve İtalya peçeyi yasakladı.

Bass devamla “ Bu tür politikalar göçmenlere düşmanlığın belirtileridir. Göçmenler eşit eğitim, iş ve barınma haklarından mahrum bırakılıyorlar. Müslüman göçmenlerin ötekileştirilmesi onların yalnızlaşmasına ve toplumdan ayrışmasına neden oluyor.” diyor ve şu örneği veriyor;İngiltere’de Sierra Leone asıllı 19 yaşındaki İbrahim Kamara çocukluğunda ırkçı tacizlere maruz kaldı. Çektiği sıkıntılar yüzünden bilgisayar mühendisliğinde başarısız olan Kamara, daha sonra kariyeri düşük başka bir bölümde okumak zorunda kaldı. Zaman içinde radikalleşen İbrahim internet üzerinden IŞİD’le temasa geçerek örgüte katıldı ve Eylül ayının sonunda Suriye’de öldürüldü.

 Fransa’da genç Kuzey Afrika’lı ve Alt-Sahra göçmenleri evde kendilerini Fransız, dışarıda ise Afrikalı olarak görüyorlar. Fransız değerlerini kabul etmelerine rağmen toplum tarafından yabancı olarak kabul edilmelerini anlayamıyorlar.

Genç göçmen vatandaşların öteki olarak görülmeleri, taciz edilmeleri ve ayrımcılığa maruz kalıp işsiz kalmaları onları ait oldukları, saygı gördükleri ve değer verildikleri  bir memleket arayışına itiyor. İşte IŞİD gençlere bunu vadettiği için katılım çok oluyor.

Bir çok Avrupalı göçmen asimile olmadıkları, toplumca kabul edilmedikleri ve saygı görmedikleri için IŞİD’e katılıyor.

Avrupa göçmenlere karşı olan tutumunu değiştirmezse göçmen korkusuyla yaşamaya devam edecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İbrahim Bekiroğlu Arşivi