Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Milli İrade ve Ümmetin Sarayı

Milli İrade ve Ümmetin Sarayı

Geçen yıl bugünlerde Türkiye uçurumun kenarından döndü. Aslında Türkiye ile birlikte İslam Dünyası da büyük bir tehlike atlattı.

‘Milli İrade’yi temsil eden seçilmiş hükümete karşı darbeye teşebbüs edilmesi Yeni Türkiye’nin AK Parti kadroları ve Recep Tayyip Erdoğan eliyle inşâ edilmesini önlemeye yönelik küresel bir hamle değildi sadece, Yeni İslam Dünyası’nın inşasında Türkiye’nin öncü ve hâmi olmasının önünde barikat kurma, yeniden ‘tarihe dönüş’ünü engelleme operasyonuydu aynı zamanda. Çöktü. 

Ama geride birçok hasar bıraktı; bir sene sonra hâlâ devam eden türbülanstan çıkış için hemen her sahada çetin bir mücadele veriliyor bugün. Toplumsal travmalara sebep olan Gezi ve 17/25 Aralık sürecinin tırmandırdığı psiko-sosyal gerilim de henüz izale edilebilmiş değil. 

Türkiye’nin son 12 yılda yakaladığı ekonomik ve siyasi istikrar, darbelerle ve vesayet mekanizmalarıyla mücadeledeki kararlılık, devrim denebilecek anayasal reformlar, çözüm sürecindeki ilerleme dış politikaya güç veren temel faktörlerdi. Gezi ve 17/25 Aralık süreci bünyeyi adeta zehirledi ve kısmî bir felç yaşanmasına sebep oldu. Bu felç halinden en ziyade Türk dış politikası olumsuz anlamda etkilendi. Zira yaşanan kriz, ülke enerjisini büyük oranda belli sahalara teksif etme zaruretini doğurdu.  Lâkin unutulmaması lazım, bu meş’um sürecin fâilleri sadece ülke içinde aktif değiller ve İslam Dünyası’nın maruz kaldığı ‘küresel kuşatma’nın tüm aktörleriyle işbirliği içerisindeler. Onun için krizle mücadele de küresel olmak zorunda…  

TÜRKİYE, MISIR VE SURİYE GİBİ OLMADI

Evet, hedef buydu, Türkiye’yi Mısır’a dönüştürmek, olmadı Suriye gibi yapmaktı ve hâlâ da bundan vazgeçilmiş değil. Bölgedeki statükoyu tehdit eden veya etmesi muhtemel her inisiyatif gibi Türkiye’nin ‘ilkeli duruşu’ daima tehdit olarak görüldü. Onun için klasik darbe mekanizmalarını işlemez hale getiren Erdoğan hükümetine karşı hînihâcette kullanılmak üzere bekletilen ‘dost-modern vesayet’ düzeneği çalıştırıldı. 

Her darbenin meşruiyete ihtiyacı vardır; toplumu ikna edecek ‘haklı gerekçeler’ üretilmesi gerekir. Oysa birşeyleri ‘tamir’ ve ‘bozulan düzeni sağlamak’ için ‘mecburen’ yapılan darbeler devlet ve toplum dokusunu ifsat ve tahrip ederler sadece. 

3Y (yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar) ile mücadele için yola çıkan hükümeti 1Y (yalan) ile yıkma harekâtıydı 17/25 Aralık. Milli İrade duvarına çarptı ve bitti.

ÜMMETİN SARAYI

Şimdi, yeniden ve daha güçlü bir şekilde yürüme vakti… 

Kamboçya’dan Küba’ya, Tataristan’dan Güney Afrika’ya, Endonezya’dan Endülüs’e, Türkistan’dan Habeşistan’a, Kafkasya’dan Balkanlar’a, artık bir coğrafya ile sınırlandıramayacağımız İslâm Dünyası ve dünya mazlumları güçlü ve müreffeh bir Türkiye inşa etmemizi bekliyorlar. Millete, ümmete ve dünya mazlumlarına hizmet üretecek Yeni Türkiye için 1150 odalı Ak Saray bile çok küçük onun için. 

Büyük ve cihanşümul düşünebilen, cesaret ve metanet sahibi, köklerine yabancı olmayan, Yeni Türkiye’ye inanan, millete ve ümmete sevdalı gece-gündüz koşabilecek kadrolarla sefere çıkma zamanı şimdi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Cihangir İşbilir Arşivi