Sinan Burhan

Sinan Burhan

Davutoğlu’nu Başbakan yapan selam...

Davutoğlu’nu Başbakan yapan selam...

Selam esenlik demek, selam dirilmek demek, selam bereket demek. Beni en çok etkileyen bir selam anı var. O da Başbakanımız Ahmet Davutoğlu Bey’in Arakan Müslümanlarına verdiği selam.. Esselamü aleyküm. Bu selamı Ahmet bey güçlü bir biçimde peş peşe verdi. Her bir selam tüylerimizi diken diken etti. Bırakın Arakanlı mazlumları, bizlerin bile ruhunu diriltti. Ve bu selamdaki samimiyet, bu selamdaki duygu bu selamdaki mücadele Ahmet Bey’i milletin gönlüne nakşetti. Akademik birikim, ahlaki duruş, hepsi bir yana o selamın yüzü suyu hürmetine Yüce Allah Ahmet Bey’i Başbakan yaptı.

Tam beş sene önce Milli Gazete’de yazarken Ahmet Bey’in dindar kimliği sebebi ile merkez medya tarafından hedef haline getirildiğini belirtmiştim. Hatırlayın eksen kayması vs. tartışmaları. Mavi Marmara mazlumlarına sahip çıkması da bizlerin gönlünü fethetmiştir. Muhalif bir gazetede bile hakkını teslim etmiştik. O zaman da İslam Dünyası dediği için kendisini sevdik.

Kontv Ankara Temsilcisi olduğum için zaman zaman Ahmet Bey’i programlara konuk ettik. En son Anadolu Yayın Platformu olarak da konuk etmiştik. Bu programlarda da gördük ki Ahmet Bey’in en büyük arzusu müslümanların çilesine son vermek. O nedenle hepimiz bu kutlu yolculukta ona destek vermeliyiz.

Başbakanımız Arakan’ı ziyaret etmeden tam 15 yıl önce İHH ile birlikte Arakan’a gazeteci olarak gitmiştim. O zaman bu bölge unutulmuş ve kaderine terk edilmişti. Bu bölgede yaklaşık 100 yıldır katliam, sürgün, ambargo yaşanıyor. Budist inancına sahip olan komünist diktatörlük tam bir soykırım yapıyor.

Başbakanımızın selamı ile girizgah yapmamın nedeni; Arakan’ın unutulmamasıdır. Kendisi Dışişleri Bakanı olarak oraya gitmiş ve mazlumlarla birlikte ağlamış, birlikte sevinmişti. Bugün kendisi artık icranın başıdır. Bu mazlum halkla ilgili çalışmalara ve yardımlara hız vermelidir. Elbette halen yardımlar devam ediyordur. Ancak vites yükseltmenin zamanı gelmiştir. Gelin bir kez daha Arakan’daki sorunları ele alalım.

Burma yönetimi Müslüman nüfusun çoğalmaması için bir asimilasyon politikası uyguluyor. O nedenle evlilikleri engelliyor. Evlenmek için 50 ila 300.00 kyat arasında vergi hem kadın hem de erkek tarafından ödenmek zorundadır. Buna rağmen evlenmek için 2-3 yıl beklemek gerekmekte ve kimi zaman da ödeme yapılmasına rağmen izin verilmemektedir. Burmalı Müslümanların isimleri dahi değiştirilmek istenmektedir. İslam’a ait tarihi kalıntılar ve eserler yok edilmeye bırakılmıştır. Örneğin Arakan ismi bile Rakhine Pray olarak değiştirilmiştir.

Müslümanlar için seyahat tam bir işkencedir. Komşu köyler için bile seyahat kartı isteniyor. Bu kartı olanlara, keyfi bir biçimde izin verilmeyebiliyor. Otobüslerden, trenlerden atılıyorlar. Şubat 2001 tarihinde bir kasabadan başka bir kasabaya gitmek isteyenler izinsiz gittikleri için yerel mahkeme tarafından 7 yıl hapis cezasına çarptırılmışlardır. Böyle bir zulüm görülmemiştir.

Arakanlıların vatandaşlık kimlikleri dahi yoktur. 1980’li yıllarda çıkartılan bir kanunla bu mazlum halk vatandaşlık dışına çıkartılmışlardır. Rohingyalıların vatandaşlıktan çıkartılması temel insan haklarına aykırıdır.

Ülkemize düşen en önemli görev, uluslararası platformlarda bu meseleyi diri tutmaktır. Uluslararası toplumu harekete geçirmelidir. Hem millet olarak hem devlet olarak, Arakanlı mazlumlara daha da fazla sahip çıkmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sinan Burhan Arşivi