Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Şırnak ve yoğurtçular köyünün adları nereden geliyor?

Şırnak ve yoğurtçular köyünün adları nereden geliyor?

Ön­ce­ki haf­ta, ara-sı­ra bu kö­şe­de ke­li­me­le­rin kö­ken­le­ri­ni araş­tı­ra­ca­ğız de­miş­tim ya; iş­te on­lar­dan il­ki: Şır­nak ve Yo­ğurt­çu­lar köy­le­ri­nin isim­le­ri­nin hi­kâ­ye­le­ri.

Hem Şır­nak, hem de Yo­ğurt­çu­lar kö­yü­nün ad­la­rı, doğ­ru­dan Nuh Tu­fa­nı ile ala­ka­lı­dır.

“Ha­di Şır­na­k’­ı Hz. Nu­h’­a bağ­la­dın da, Yo­ğurt­çu­la­r’­ı na­sıl bağ­la­ya­cak­sın ho­cam?” de­yip bı­yık al­tın­dan gü­ler gi­bi­si­niz. Ger­çek­ten de “Şır­na­k”­ın iza­hı ko­lay. Yo­ğurt­çu­la­r’­ın­ki de ko­lay ama çok ko­mik.

Şır­nak

“Şır­na­k” ke­li­me­si­nin as­lı Hz. Nu­h’­a da­ya­nı­yor. 

An­la­tı­lan­la­ra ve Ku­r’­an’­da bil­di­ril­di­ği­ne gö­re (Hud-44), Hz. Nu­h’­un ge­mi­si, Tu­fa­n’­dan son­ra su­lar çe­ki­lin­ce Cu­di da­ğı­na otu­rur. Su­lar iyi­ce çe­ki­lip ka­ra or­ta­ya çı­kın­ca, ge­mi­den 80 ki­şi çı­kar ve Cu­di da­ğı­nın etek­le­rin­de bir köy ku­rar­lar. O kö­yün adı, 80 ki­şi­ye iza­fe­ten Arap­ça “Se­mâ­nî­n” olur. Bu köy, şim­di­ki Şır­na­k’­ın 5 ki­lo­met­re gü­ne­yin­de­dir.  

Yö­re hal­kı, Hz. Nuh ve Tu­fa­n’­dan son­ra­ki yer­le­şim ye­ri ola­rak böl­ge­nin öne­mi­ni bi­lir ve yıl­lar son­ra bu­gün­kü Şır­na­k’­ın ol­du­ğu yer­de te­şek­kül eden yer­le­şim mer­ke­zi­ne ön­ce­le­ri “Şehr-i Nu­h” der­ler. “Şerh-i Nu­h”­ta­ki “şeh­r” za­man­la “şir-şı­r” şek­li­ne dö­nüş­müş­tür. “Nu­h” ke­li­me­si de, h’­nin k’­ye, u’­nun da a’­ya dö­nüş­me­siy­le “na­h” ol­muş­tur. Kürt­çe­’de de h’­nin k’­ye dö­nüş­tü­ğü­nü bi­li­yo­ruz. Me­se­la Fars­ça “e­şe­k” de­mek olan “ha­r” ke­li­me­si Kürt­çe­’de “ke­r” şek­li­ne dö­nü­şe­rek ay­nı an­lam­da kul­la­nıl­mak­ta­dır. 

Baş­lan­gıç­ta “Şehr-i Nu­h” şek­lin­de Fars­ça bir iza­fet tam­la­ma­sı olan ke­li­me za­man­la, dil­de­ki fo­ne­tik de­ği­şik­lik­le (Bu­na ka­ba­ca “yu­var­la­ma­” de­riz.) “Şır­na­h” ve da­ha son­ra da “Şır­na­k” ol­muş­tur.

Şır­nak­lı­lar bu­nun far­kın­da­dır. O yüz­den Şır­na­k’­ta “Şehr-i Nu­h” adı­nı alan otel, okul, in­ter­net si­te­si var­dır ve hat­ta bir­kaç yıl ön­ce üni­ver­si­te öğ­ren­ci­le­ri, üni­ver­si­te­le­ri­nin adı­nın “Şehr-i Nu­h” ola­rak de­ğiş­ti­ril­me­si­ni is­te­yen im­za kam­pan­ya­sı dü­zen­le­miş­tir.

Yo­ğurt­çu­lar 

“Yo­ğurt­çu­la­r” kö­yü­nün adı­nın ne Hz. Nuh ile ve ne de Tu­fan ile ala­ka­sı var. Bu ke­li­me bi­zim Cum­hu­ri­yet dö­ne­mi akl-ı ev­vel­le­ri­nin uy­du­ruk köy ad­la­rın­dan bi­ri.

Yo­ğurt­çu­lar kö­yü­nün es­ki adı, ta­aa 10. yüz­yıl mü­el­lif­le­rin­den el-Is­tah­rî ve Mak­di­sî­’de ve son kay­nak ola­rak da Ş. Sa­mi­’nin Kâ­mû­sü­’l-A’­lâ­m’­ın­da “Se­mâ­nî­n” ola­rak ge­çer. “Se­mâ­nî­n” ke­li­me­si Arap­ça­’da “sek­se­n” de­mek­tir. Yu­ka­rı­da da be­lirt­ti­ği­miz gi­bi, Tu­fa­n’­dan son­ra ge­mi­den çı­kıp Cu­di da­ğı­nı etek­le­ri­ne ku­ru­lan ilk köy, bu köy­dür ve ge­mi­den çı­kan 80 ki­şi ta­ra­fın­dan ku­rul­du­ğun­dan do­la­yı bu ad ve­ril­miş­tir. El-Is­tah­rî­’nin Top­ka­pı Sa­ra­yı­’n­da­ki B. 334 nu­ma­ra­lı nüs­ha­sı­nın 43a say­fa­sı­na ba­kar­sa­nız, ora­da­ki min­ya­tür-ha­ri­ta­da Ami­d’­in kar­şı­sın­da ve Cu­di da­ğı ete­ğin­de “Se­mâ­nî­n” kö­yü­nü gö­rür­sü­nüz. O köy, ta­rih bo­yun­ca hep Nuh Tu­fa­nı ile iliş­ki­li bir şe­kil­de ol­mak üze­re bu ad­la anıl­mış; da­ha son­ra bu­ra­ya Kürt­ler, Fars­ça 80 de­mek olan “Heş­tân/He­şân/Heş­ti­yâ­n” de­miş­tir.   

Gör­dü­ğü­nüz gi­bi ke­li­me­nin Arap­ça­sı da Fars­ça­sı/Kürt­çe­si de Hz. Nuh ve Tu­fa­n’­la ala­ka­lı. Çün­kü üç dil de ad­lan­dır­ma ya­par­ken ay­nı or­tak ha­fı­za­yı kul­la­nı­yor. Fa­kat bi­zim ha­fı­za­sı­nı kay­bet­miş par­ti­zan cum­hu­ri­yet­çi­ler, bu kö­yün adı­nı 27 Ma­yıs dar­be­sin­den son­ra, yo­ğurt ile iliş­ki­len­di­rip “Yo­ğurt­çu­la­r” ya­pı­yor. Ar­tık o za­man­lar o ci­var­da çok mal-da­var var­dı da kö­yün adı “Yo­ğurt­çu­la­r” mı kon­du, yok­sa An­ka­ra­’da mı bil­mem ama bü­tün in­san­lı­ğın or­tak ha­fı­za­sın­da­ki Tu­fan ola­yı ve bü­yük Tu­fa­n’­dan kur­tu­lan 80 ki­şi, bir yo­ğurt kâ­se­sin­de bo­ğul­muş.  

Bü­tün dün­ya­nın bil­di­ği bu hi­kâ­ye­nin yö­re­ye sağ­la­ya­ca­ğı tu­rist akı­şı­nı da biz yaz­ma­ya­lım Sü­hey­lâ!... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi