Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Karaman’ın Koyunu

Karaman’ın Koyunu

Karaman’da ülkücüler Fırat Çakıroğlu ardından gıyabi cenaze namazı kılmak için müftülüğe müracaat etmişler.
Müftülük müracaatı yerinde görmemiş ve “her ölen için gıyabi cenaze namazı mı kılınırmış” demiş.
Ülkücüler de kibarca eylemlerini yapmışlar, müftüyü kınamışlar ve dağılmışlar.
Eskiden olsa o müftü Karaman’da sokakta rahat gezebilir, utanmadan sarf ettiği sözler yüzünden milyon kez özür dilemeden hayatını garanti altına alabilir miydi?
Gıyabi cenaze namazı için ne müftüye, ne de imama ihtiyaç var oysa…
Her ülkücü imamdır zira her ülkücü toplulukta içlerinden biri başkan ve/veya imam olarak başa geçip namaz kıldırabilir. Bu akıncılar için de böyledir, milli mücadeleciler için de, bütün toplum için de elbet…
İki Müslüman yolda giderken namazlarını kılacak olsalar biri imam biri cemaat olur, olur biter.
İmamlık maaş ve kadro karşılığı bir iş değildir kısaca.
Ben Karaman’lı ülkücülerin yerinde olsam, Karaman’da hiç kimse bir daha o imamların da, o müftünün de arkasında namaza durmaz. Duramaz.
Türkiye’nin de her tarafında artık hadnaşinas davranışlara ve din kisvesi altında terbiyesizliğe izin verilmemelidir.
Hiç kimse şu mübarek dinimizin temsilcisi olmadığı gibi; din adına ahkâm kesme özgürlüğüne de sahip değildir. Dini siyasete alet edenlere, din adına sömürü çarkı kuranlara, din adına masum bir milletin kalbiyle oynayanlara artık müsamaha gösterilmemelidir.
AHMET HAKAN YANILIYOR:
IŞİD İLE DE OLUR, PKK İLE DE...
Ahmet Hakan yanılıyor.
Kobani’yi kurtarma meselesi öyle değil.
Kobani düşseydi, yani Kobani IŞİD güçlerinin eline geçseydi; Türkiye’nin üst aklı, Tırların boşuna fırfırlamadığı kanaatini paylaşacaktı. Zira Kuzey Irak’taki yapılanma akabinde Suriye kuzeyindeki yapılanma Türkiye’nin asla ve kat’a müsaade etmeyeceği bir Kürdistan oluşumuna meydan veriyordu. Bu açıdan IŞİD ya da herhangi başka bir silahlı güç buna engel olacaktı. Gel gör ki stratejik ittifak yaptığımızı sandığımız ABD bir yandan ajanlarını IŞİD içine sızdırırken bir yandan da PYD ve PKK güçlerini vatan müdafaasındaki kahramanlar olarak lanse etmeye başladı. 
Suriye politikasında ABD ile birlikte hareket ettiğini düşünen Türkiye Esed sonrasında ortaya çıkacak yapının bölgesel menfaatine ve başta da İsrail’in güvenliğine halel getireceği için tornistan etti ve Türkiye’yi tabiri caizse ‘corcinos’(hatırlatın Corcinos’un ne olduğunu size bir gün anlatayım) bıraktı.
Eli bağrında hangi hüzünlü şarkıyı söyleyeceğini bile bilemeyen Türkiye bu sefer Kobani’nin sözde kurtarılması fiillerinde göz kulak olma iddiasına girişti. Aklı sıra uluslar arası camiaya şirin gözüktü. Hem öyle ya içerde de Kürt sorununun çözümüne katkı sağlardı.
Şimdi Şah Fırat operasyonu büyük bir zafer gibi sunulduğu için sadece muhalefet değil aklı başında her Türk insanı derin bir moral çöküntüsü içinde…
Buna iktidar yanlıları da dahil.
Yaptığım bir araştırmayı yanda veriyorum. 
Kısaca Ahmet Hakan’ın dediği gibi değil mesele.
Olaylar öyle geliştiği için öyle…
Kobani, IŞİD, PKK, PYD, ABD, Suriye Muhalefet güçleri, Türkmenler, Süleymanşah.. bütün bunlar ayı ile tilkiyle bir arada yaşamayı becerebilen Türkiye’nin tavuksu korkuları ile mündemiçtir. 

BİR ANKET

10 milletvekili(AK Parti’den)
10 belediye başkanı(AK Parti’den)
10 il genel meclisi üyesi(Ak Parti’den)
10 vatandaş(AK Partiye oy veren)
Arasında anket yaptım. Tek bir soru sordum. Süleymanşah Türbesinin taşınmasını bir zafer olarak görüyor musunuz? Dedim. Sonuçları şöyle çıktı:
10 Milletvekilinden sadece üç tanesi zafer olarak niteledi, fakat bunu söylerken gülümsüyorlardı. 10 belediye başkanından dördü cevap vermedi. İkisi kızgınlıkla “zafer” diye niteledi. Geri kalan dördü “zafer değil” dedi. İl genel meclisi üyelerinden ikisi cevap vermedi. Kaçındı. İkisi “zafer ama muhalefetin suçu” dedi. Yani “muhalefet yerinde dursaydı hükümet bunu zafer diye sunmayacaktı” dediler. Üçü “abi bilmiyor musun bizi, böyle zafer olur mu” diye kanaat belirtmiş oldular. Üçü de “zafer değil ama hükümete güveniyorum, türbeyi yeniden eski yerine koyacak” dediler.
İşin ilginci on vatandaş, partililerden daha sadıktı. Sadece ikisi net olarak “zafer değil” dedi. Bir tanesi ki –üstelik yakınım- “Allah çarpar” dedi. Üçü “ne yani askerler orada ölsünler miydi?” dedi. İkisi “ordu ile hükümet ilk defa yurt dışında işbirliğine girdi” gibi laflar etti. İkisi de “Türkiye bir tuzaktan kurtuldu” dedi. 
Bu anketin değerlendirmesini bir başka gün yapacağım.
Fakat öyle inançlı seçmeni olduğu müddetçe AKP’nin sırtının yere gelmeyeceği âşikâr… Türbeyi dileği yere taşıyabilir böylece…    

ASIM’DAN SESLER

Vatan uğrunda efendim, vatan uğrunda bütün
Biz o zilletlere katlanmamış olsaydık dün
Memleket yoktu bugün, yoktu iyâzen-billah
Öyle üç balgam için millete kıymak da günah
..
Mülkü satmıştı ya düşmanlara, ondan da geçin
Yıkmadık aile koymazdı, Huda hakkı için
Bulunur pek çok adam cenge koşup can verecek
Harbin en müşkîli haysiyeti kurban etmek

Rubai

Bin tükenmez şevki bir bir sırlayandır kahramanlık
Her çağın mazbutu zatı ünleyendir kahramanlık
Tarihin görkemli altın sandığından kaldı bizge
Atsız’ın mısralarından fırlayan bir kahramanlık

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi