Prof. Dr. Orhan Çeker

Prof. Dr. Orhan Çeker

Münafık Tip (1)

Münafık Tip (1)

Kur’an’da en çok bahsedilen tiplerden bir tanesi münafık tiptir. Münafık tip sıkıştığı zaman yiv atmış gibi fırlar. Ayarı kayarı yoktur. Oturmuş, yerleşik, istikrarlı bir şahsiyete sahip değildir. Ödünç şahsiyetlidir. Kimin yanında bulunuyorsa onun şahsiyeti ile idare eder, ondan ayrılıp gittiği zaman o şahsiyeti orada bırakır, gittiği kişinin şahsiyetini kullanmaya başlar. Kur’an ve Sünnet bu tipi en açık şekliyle bizlere anlatmaktadır ki biz onlardan olmayalım ve onları iyi tanıyalım. Peygamberimizi en çok uğraştıranlar, yarı yolda bırakanlar, fitne peşinde koşanlar bunlar olmuştur. Bunların şeytanları yani  akıl hocaları (Bakara:14) yahudi tiptir. 

Peygamberimizin nezih toplumunda ne kadar münafık vardı sorusuna yaklaşık şöyle bir cevap verilebilir: Uhud savaşına giderken 1000 (bin) kişilik İslam ordusundan ayrılıp geriye dönen münafıklar 300 kişi olduğuna göre o toplumda % 30 münafık vardı diyebiliriz. Bu, azımsanacak bir oran değildir. Müslümanlar bin kişi ile birlikte dövüşecekken bunlar yüzünden 700 kişilik bir kuvvetle dövüşmek zorunda kaldılar.

Efendimiz a.s. onların listesini Hz. Huzeyfe’ye sır olarak vermişti. Münafıklar acaba deşifre olup rezil olur muyuz diye diken üzerinde duruyorlardı. Ya Huzeyfe ağzından kaçırırsa. Münafıklar, içlerindeki marazı faş edecek bir ayet iner diye korkup duruyorlardı (Tevbe: 64). Şahsiyet açısından azılı müşrik bile münafıktan daha net ve daha şahsiyetlidir. 

Kitap ve sünnette münafık özellikleri sayılırken madalyonun öbür yüzü olarak şahsiyetli tipi de anlatmış olmaktadır. Dolayısıyla münafık özelliklerinin zıddı olumlu olarak şahsiyetli tipi ifade eder. Mesela sözde durmamak münafıklık yani şahsiyetsiz insan özelliği ise, sözde durmak şahsiyetli insan özelliği olur. Bu mukaddimeden sonra münafık tipin özelliklerine geçelim:

Efendimiz a.s. mealen şöyle buyurur: 4 özellik vardır ki dördü de bir insanda bulunursa tam tamına münafık olur. Bir özellik bulunursa münafıklıktan bir cüz üzere bulunur: 1. Konuştuğunda yalan söyler, 2. söz verdiğinde sözünde durmaz, 3. emanet edildiğinde hıyanet eder, 4. nizalarda haksız olduğunu bile bile haklı çıkmaya çalışır. Meşhur olan bu rivayette münafığın 4 özelliği sayılmaktadır. Bunlardan emanete hıyanet bir kaç türlü düşünülmelidir. Birine herhangi bir sözü emanet etmek, bir malı emanet, bir makamı emanet etmek. İşte münafık kendisine emanet edilen bunların hepsine hıyanet eder. Münafık güven duyulamayan insandır. Özellikle önemli makamlar birilerine emanet edilirken o kişilerin hıyanet etmeyen kişiler olmasına ve münafık olmamasına çok dikkat etmek gerekmektedir. 

Nizalı konularda ise münafık bile bile haktan sapar. İnsanlar arasında nizalı konular, hak/hukuk davaları olabilir. Münafık kendisinin haksız olduğunu çok iyi bilse bile haklı çıkmak için didinir durur. İnsan haklı olduğu zaman nasıl ki haklıyım diyorsa haksız olduğu zamanlarda haksızım diyebilmelidir. Bilinmelidir ki haksız olduğu halde haklı rolüne giriyorsa o kişi münafıktır ve ona güvenilmez. Maalesef ki hak/hukuk konularında müslüman haksızlığını kabul etmemekte ve münafık konumuna düşmektedir. Tam bu noktada müslüman, iman imtihanını kaybetmektedir (Nisa: 65). İslam iddiasında olan insanlarımızdan çok büyük kısmı bu imtihanda maalesef sınıfta kalmaktadır. Yaşadığımız hayatta en samimi müslümanlarda bile bu hassasiyetin hemen aksini görebilmekteyiz. Münafık olmamak için ey müslüman haksız olduğun konuda haksızım de ki münafık olmayasın. Müslümanları hakka boyun eğmeye alıştırmak için hakemlik ve arabuluculuk müessesesi mutlaka etkin olarak devreye sokulmalıdır. Böylece hem mahkemelerin yükü ciddi oranda azalmış hem de hak çok kısa zamanda yerini bulmuş olur. Ayrıca kardeşlik de zarar görmemiş olur. Münafıklığa düşmemek için etkin yollardan birisi budur.

 Devamı inşallah gelecek yazılara. Dua ve selam ile

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Prof. Dr. Orhan Çeker Arşivi