M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Zenginlik Artıyor Dindarlık Geriliyorsa

Zenginlik Artıyor Dindarlık Geriliyorsa

AH­LA­KI bo­zuk ve dü­şük, Ku­r’­an’ın emir­le­ri­ne, ya­sak­la­rı­na, öğüt­le­ri­ne uy­ma­yan, Re­su­lul­la­h’­ın (Sa­lat ve se­lam ol­sun ona) Sün­ne­tin­den ay­rı­lıp bi­d’­at­la­ra ba­tan, hal­kın bü­yük kıs­mı­nın na­ma­zı yi­ti­rip şeh­vet­le­ri­ne uy­du­ğu, pa­ra­nın ana de­ğer ve put ha­li­ne gel­di­ği, in­san­la­rın bir­bi­ri­nin kur­du ol­du­ğu bir İs­lam ül­ke­si­nin;  ik­ti­sa­dî zen­gin­li­ği, yük­sek bi­na­la­rı, hız­lı tren­le­ri, uçak­la­rı, ba­raj­la­rı, li­man­la­rı, stad­yum­la­rı, gök­de­len­le­ri, re­zi­dans­la­rı, Nem­ru­dî alışve­riş mer­kez­le­ri, lüks ve pa­ha­lı oto­la­rı, as­ma köp­rü­le­ri, de­ni­zin al­tın­dan ge­çen tü­nel­le­ri, ye­di yıl­dız­lı iç­ki­li ve fu­huş­lu otel­le­ri, is­raf­la­rı, ca­ka­la­rı, lüks­le­ri, mad­dî ih­ti­şam­la­rı, mil­yon­lar­ca bil­gi­sa­yar­lı pa­ha­lı cep te­le­fon­la­rı,  onun iyi ol­du­ğu­na, ora­da iş­le­rin iyi git­ti­ği­ne de­la­let eder mi?

Ke­sin­lik­le et­mez.  İşin ba­şı din­dir, iman­dır, iba­det­tir,  Ku­r’­an­dır, Sün­net­tir, Şe­ri­at­tır, ah­lak­tır, fa­zi­let­tir, in­san­lık­tır, if­fet­tir, hik­met­tir, ada­let­tir, iç ba­rış­tır, gü­ven­lik­tir, iyi ve doğ­ru bir eği­tim­dir, ha­yır ha­se­nat­tır, sâ­lih amel­ler­dir, in­san­la­rın bü­yük kıs­mı­nın ha­yır­da mü­sa­ba­ka et­me­si, ya­rış­ma­sı­dır, iş­le­rin Al­la­h’­ın in­dir­di­ği hü­küm­le­re gö­re gö­rül­me­si­dir.              

Bir ül­ke­de bu sa­yı­lan de­ğer­ler ge­ri­li­yor­sa ora­da yol­la­ra oniks mer­me­ri dö­şen­se, kub­be­ler al­tın­la yal­dız­lan­sa, zen­gin­ler Fi­ra­vun­lar gi­bi ya­şa­sa, bir­ta­kım  ehl-i dün­ya um­re se­ya­ha­tin­de Zam Zam To­we­rin üst kat­la­rın­da­ki kral sü­it­le­rin­de  ka­lıp Ka­be-i mu­az­za­ma­ya te­pe­den bak­sa   bi­le  iş­ler iyi ol­maz, iyi git­mez, so­nun­da mut­la­ka  bü­yük bir çö­kün­tü ve kor­kunç bir yı­kım olur.

Müs­lü­man bir top­lu­mun ba­zı ko­nu­lar­da ce­ha­let-bil­mi­yor­dum ma­ze­re­ti yok­tur.  Halk bir so­rum­luy­sa bi­len­ler, âlim­ler, fa­kih­ler, reh­ber­ler, zi­ya­lı­lar, ida­re­ci­ler bin kat so­rum­lu­dur. Hal­kın ve­ba­li bi­lip de hal­kı ay­dın­lat­ma­yan, uyar­ma­yan, bil­gi­len­dir­me­yen bi­len­le­rin üze­ri­ne­dir.

Bir İs­lam ül­ke­sin­de, bir İs­lam top­lu­mun­da işin ba­şı, asıl­la­rın as­lı, te­me­lin te­me­li sa­hih iti­kat ya­ni doğ­ru, Hak ka­tın­da mak­bul inanç­tır. İnanç bo­zuk olur­sa her şey he­der olur.

İnanç­lar­da­ki bo­zuk­luk­lar iki­ye ay­rı­lır: İma­nı gö­tü­ren, küf­re yol açan, sa­hi­bi­ni mür­ted eden va­him bo­zuk­luk­lar; ima­nı gö­tür­me­yen, ki­şi­yi İs­lam da­ire­si için­den çı­kart­ma­yan, küf­re yol aç­ma­yan tâ­li bo­zuk­luk­lar. 

Di­ya­ne­t’­in bi­rin­ci va­zi­fe­si imam­la­rın ve mü­ez­zin­le­rin ma­aş bor­dro­la­rı­nı tan­zim et­mek de­ğil, hal­kın ima­nı­nı kur­tar­mak, tas­hih-i iman için ça­lış­mak­ta­dır.

Za­ma­nı­mız­da iç­te­ki ve dış­ta­ki de­rin güç­ler Tür­ki­ye­’de Ehl-i Sün­ne­ti yık­mak; onun ye­ri­ne be­şe­rî, ılım­lı, light, ci­had­sız, te­set­tür­süz, fı­kıh­sız, Şe­ri­at­siz, içi bo­şal­tıl­mış bir İs­lam ge­tir­mek is­ti­yor. Bu mak­sat­la halk yı­ğın­la­rı­nı se­kü­ler­leş­tir­mek, din ile dün­ya­yı ayır­mak, di­ni vic­dan­la­ra hap­set­mek, Üm­met bir­li­ği­ni kal­dı­rıp, bir­bi­rin­den ko­puk bir çe­şit İs­lam­cı­lık­lar mo­za­iği oluş­tur­mak ga­ye­si­ni gü­dü­yor.

Ta­ri­he ba­kar­sak, is­ra­fa lük­se, tan­ta­na­ya, aşı­rı tü­ke­ti­me, aşı­rı kon­fo­ra, key­fe, zev­ke,  dü­şen   Müs­lü­man dev­let­le­rin, ül­ke­le­rin, top­lum­la­rın çök­tük­le­ri­ni gö­rü­rüz.

İs­raf sa­de­ce ye­me­de iç­me­de de­ğil, her şey­de ha­ram­dır. Müs­lü­man­la­rın ev­le­ri, mo­bil­ya­la­rı, bi­nit­le­ri, el­bi­se­le­ri, ha­yat tarz­la­rı gü­zel ol­ma­lı­dır ama as­la is­raf­lı ol­ma­ma­lı­dır. Gü­nü­müz­de pa­ra ka­za­nan, eli­ne im­kan ge­çen Müs­lü­man­la­rın (nâ­dir is­tis­na­lar dı­şın­da)  he­men hep­si is­raf ya­pı­yor, gü­na­ha gi­ri­yor. İs­raf hem gü­nah, hem de be­yin­siz­lik­tir.  Gün­de beş mil­yon ek­me­ğin çö­pe atıl­dı­ğı bu ül­ke bir İs­ra­fis­tan ha­li­ne gel­miş­tir. Müs­lü­man de­ğil bir ek­me­ği, bir di­lim ek­me­ği, bir lok­ma ek­me­ği bi­le çö­pe at­maz, ata­maz. Ek­mek ha­in­le­ri­nin so­nu bir di­lim ek­me­ğe muh­taç ka­lıp sü­rün­mek­tir.

İs­lam top­lu­mu­nun  ana gös­ter­ge­si beş va­kit na­maz­dır.  Müs­lü­man­lar ha­ya­tı gün­de beş kez dur­dur­mak­la yü­küm­lü­dür. Na­maz di­nin di­re­ği­dir. Müs­lü­man top­lum na­ma­zı yi­ti­rir ve şeh­vet­le­ri­ne uyar­sa her şe­yi yi­ti­rir. Na­ma­zı ika­me eder­se, ya­ni dos­doğ­ru kı­lar­sa di­ni­ni ayak­ta tut­muş olur, böy­le­ce bi­iz­nil­lah ken­di­si de ayak­ta ka­lır.

En kö­tü sar­hoş­luk ra­kı şa­rap vot­ka  sar­hoş­lu­ğu de­ğil, dün­ya sar­hoş­luk­la­rı­dır. Lüks ev sar­hoş­lu­ğu, lüks oto­mo­bil sar­hoş­lu­ğu,  lüks te­le­fon şar­hoş­lu­ğu, pa­ha­lı lüks el­bi­se sar­hoş­lu­ğu, lüks ye­mek­le­rin ver­di­ği ser-hoş­lu­k… (Ucuz mü­te­va­zı ye­mek­ler sar­hoş et­mez ama lüks pa­ha­lı ye­mek­ler ede­r…)

Bil­mem ki, bu ya­zım­la bir şey­ler an­la­ta­bil­dim mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi