Tuncay maçın erken zamanında sakatlanıp çıktı. Yerine Halil Altıntop girdi. O girdikten sonra maç bitimine kadar hiçbir varlık gösteremedi. Bir tek kendisini ofsayta attı ve sayılmayan golünü gördük.

Bizim takımımız her nedense kalesinde gol görene kadar rakibine üstünlük sağlamak için cimri davranıyor. Oyunun kontrolünü rakip sahada değil kendi yarı alanında kabulleniyor. Kendi sahanda oynuyorsun, bu avantajını tersinden neden kullanıyorsun?

Duran toptan, frikikten gelen orta topunda kalemizde gol gördük. Savunmamız topluca seyirci kaldı. Daha öncelerinde olduğu gibi... Savunmada rakibi paylaşım hatalarımız sürüyor. Kalecimiz arkadaşlarını uyarıcı konuşmalar yapmıyor. Belçikalı 10 numara Sonck’un kafa golü sonrasında titrek ataklar yapan takımımızı izledik.

Belçika iyi ve sağlam bir savunmaya sahip.. Kendi ceza alanı içinde bizim hünerli ayaklarımıza, Arda’ya, Semih’e dar alanda şans vermediler. Arda’yı çok beğendim. Emre de iyiydi. Çok istekli ve hırslıydı. Atmış olduğu penaltı golüyle de maçı eşitleyen adam oldu.

Belçika umduğunu buldu. Milli Takımımız karşısında ilk önce kaybetmemeyi, sonra da gol bulma adına orta sahada agresif, biraz da sert futbola özen göstererek takımımıza zaman zaman üstünlük sağladılar. Biz maçın belirli bölümlerinde anlamsız bir şekilde, özellikle savunma ve orta sahadan rakip kaleye doğru top şişirdik. Her top rakip savunmadan geri gelirken, biz üretken kanat akınlarını her nedense hiç düşünmedik. Milli Takımımız, istenilen daha doğrusu beklenilen galibiyete ulaşacak futbolu sergileyemedi. Kaybedeceğimizi zannettiğimiz maçta., bu skora razı olmak zorunda kaldık. Hep söyler dururuz... Devamlı kötü oynayarak kazanamazsın. Kendi sahanda oynarken, rahat olman lazım, gergin değil. Bizim futbolcularımız stresli ve gergin görünürken, maçın sonucuna boyun eğmek zorunda kaldı.