M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Dinin Matematiği

Dinin Matematiği

İKİ ke­re iki eder dör­t…  Üçe beş ek­ler­sen se­kiz olu­r…  Otuz iki­nin ya­rı­sı on al­tı­dı­r…  Kırk do­kuz­dan üç çı­kar­tır­san kırk al­tı ka­lı­r… Son­ra:

Mü’­min­le­rin oluş­tur­du­ğu top­lu­lu­ğun adı Üm­met­tir.

Mü’­min­ler tek bir Üm­met oluş­tur­mak­la va­zi­fe­li­dir.

Tek bir Üm­met ol­maz­lar­sa or­ta­da va­him bir ek­sik­lik var de­mek­tir.

Üm­me­tin ba­şın­da râ­şid ve âdil ve muk­te­dir bir İmam bu­lun­ma­sı ge­re­kir.

Mü’­min­le­rin bu za­ta bi­at ve ita­at et­me­si şart­tır.

Re­su­lul­lah Efen­di­miz (Sa­lat ve se­lam ol­sun ona) bu­yu­ru­yor: Boy­nun­da bi­at ba­ğı ol­ma­dan ölen ki­şi san­ki ca­hi­li­yet ölü­mü ile öl­müş olur.

Ba­şın­da İmam ol­ma­yan top­lum Üm­met ol­maz, sü­rü olur, gü­dü­lür.

İmam, Üm­me­tin iş­le­ri­ni ehil kim­se­ler­le is­ti­şa­re ede­rek gö­rür.     

Bir de­vir­de ay­nı an­da iki İmam ol­maz. Çı­kar­sa ikin­ci­si idam edi­lir. 

Mü’­min sa­hih bir ima­na sa­hip olan kim­se­dir.

İman­dan son­ra İs­la­m’­ın ikin­ci şar­tı beş va­kit na­maz kıl­mak­tır.

Na­ma­zın dos­doğ­ru kı­lın­ma­sı ge­re­kir.

Şe­ri­at, İs­la­m’­ın hü­küm­le­ri­nin  ta­ma­mı­na ve­ri­len isim­dir. Şe­ri­at­sız     İs­lam ol­maz.

İs­lam Şe­ri­atı­nın kay­nak­la­rı dört­tür: Al­la­h’­ın Ki­ta­bı, Re­su­lul­la­h’­ın Sün­ne­ti, ic­mâ, kı­yas.

Sün­net ol­ma­dan Ki­ta­bul­lah doğ­ru yo­rum­la­na­maz,  fı­kıh hü­küm­le­ri çı­kar­tı­la­maz.

Mü­te­va­tir ha­dis­le­ri in­kâr eden kâ­fir olur.

Sün­ne­ti  bil­kü­liy­ye in­kar ve tek­zib eden de­…

Za­ru­ri­yat-ı di­ni­ye­yi in­kâr, tek­zib, red­de­den küf­re dü­şer.

İs­la­m’­ın müt­te­fa­kun aleyh hü­küm­le­ri­ni ve me­se­le­le­ri­ni in­kâr eden din­den çı­kar.

Muh­te­le­fün fih me­se­le­ler­de cum­hur-i ule­ma­ya ta­bi ol­mak ge­re­kir.

Dört hak fı­kıh mez­he­bi var­dır. Bun­la­rın te­fer­ru­ata ait hü­küm­le­ri rah­me­te ve­si­le­dir.

Ehl-i Sün­net Müs­lü­man­la­rı­nın iti­kat­ta iki İma­mı var­dır: İma­mı Eş’­arî ve İma­mı Mâ­tu­ri­dî­… Bu iki­si ara­sın­da esa­sa, te­me­le, usu­le ait ih­ti­laf yok­tur.

Al­la­h’­ın ka­dim ke­la­mı olan Ku­r’­an’­ın hü­küm­le­ri, had­le­ri Kı­ya­me­te ka­dar yü­rür­lük­te­dir. Üç yüz kü­sur muh­kem ayet ta­rih­sel olup bu­gün hü­küm­le­ri ge­çer­li de­ğil­dir di­yen sa­pık ve kâ­fir olur.

İs­la­mın te­mel inanç­la­rın­dan bi­ri ahi­re­te iman et­mek­tir. İn­sa­nın var­lı­ğı ölüm­le bit­mez, ölüm fa­ni âlem­den ba­ki âle­me göç ediş­tir. Ka­bir hal­le­ri var­dı­r… Kı­ya­met ko­pa­cak­tı­r… Mah­ke­me-i Küb­ra ku­ru­la­cak, in­san­lar he­sa­ba çe­ki­le­cek, iyi­ler Cen­ne­te, kâ­fir ve mü­na­fık­lar Ce­hen­ne­me­… Gü­nah­kâr Müs­lü­man­la­rı Hak Teâ­lâ di­ler­se af­fe­der Cen­ne­te ko­yar ya­hut ada­le­ti ile bir mik­tar ce­za­lan­dır­dık­tan son­ra Cen­ne­te ko­yar.

Akıl di­nin kay­na­ğı de­ğil­dir, di­ni an­la­ma­ya alet ve va­sı­ta­dır.

Bü­tün iyi­lik­le­rin, gü­zel­lik­le­rin, doğ­ru inanç, bil­gi ve iş­le­rin kay­na­ğı Ku­r’­an’­dır, Sün­net­tir.

Ku­r’­an’­a, Sün­ne­te, Şe­ri­ata ay­kı­rı olan, on­lar­la uyuş­ma­yan her şey ba­tıl­dır, he­der­dir.

Ka­dın­la­rın te­set­tü­rü doğ­ru­dur, hak­tır iyi­dir;  açık­lık sa­çık­lık fu­huş zi­na az­gın­lık yan­lış­tır, kö­tü­dür.

İs­lam if­fet ve ha­yâ di­ni­dir.

İs­la­m’­ın bir ah­lak sis­te­mi var­dır, doğ­ru olan ah­lak odur. İs­lam ah­la­kı­na uy­ma­yan ah­lak sis­tem­le­ri ba­tıl­dır.

Dün­ya­da şu an­da,  on ka­dar bir­bi­rin­den ay­rı me­de­ni­yet var­dır.  Hak olan me­de­ni­yet İs­lam me­de­ni­ye­ti­dir.

İs­lam di­ni ila­hî din ol­du­ğun­dan, bu di­ni ko­yan Al­lah ol­du­ğun­dan, Al­lah ya­nıl­ma­ya­ca­ğın­dan; din­de de­ği­şik­lik, ye­ni­lik, re­form ol­maz. Din ay­nen bü­tün ola­rak ka­bul edi­lir.

İs­lam hak­kın­da her­kes ken­di ak­lıy­la ve re’­yi ile ko­nu­şa­maz, yo­rum ya­pa­maz. Di­ni en iyi, râ­sih ve ih­las­lı âlim­ler ve fa­kih­ler bi­lir. Din on­lar­dan öğ­re­ni­lir.

Bü­tün ra­sih âlim­le­rin, ucu Re­sul­le­rin Sey­yi­di­ne ula­şan ica­zet­na­me­le­ri var­dır. İca­zet­siz din âli­mi ol­maz.

Dos­doğ­ru iman eden, ih­las­la iba­det eden, Şe­ri­atın emir­le­ri­ni ye­ri­ne ge­ti­rip ya­sak­la­rın­dan uzak du­ran, Pey­gam­ber ah­la­kı ile ah­lak­lı olan Müs­lü­man,         Al­la­h’­ın lü­tuf ve ke­re­mi ile kur­tu­lur.

Ye­ter­li mik­tar­da il­mi­hal ve ah­lak bil­gi­si­ne sa­hip ol­ma­yan ve bun­la­rı ha­-    ya­ta uy­gu­la­ma­yan kim­se­ler kâ­mil Müs­lü­man ola­maz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi