Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Sayın Zekeriya Beyaz yalan konuşuyor ve iftira ediyor

Sayın Zekeriya Beyaz yalan konuşuyor ve iftira ediyor

Yalan ve iftira en ağır günahlardandır. Eğer bu ifade sayın Beyaz’a ağır geliyorsa, o zaman halt ediyor demektir. Halt etmek karıştırmak demektir. Doğru ile yanlışı, hak ile batılı birbirine karıştırmaya halt etmek denir. Sayın Beyaz, dinimiz hakkında ortaya koyduğu kişisel fikirlerle sürekli halt etmenin yani münasebetsiz söz söylemenin odak noktası haline gelmiştir. Bir zamanlar sayın Yaşar Nuri Öztürk de aynı rotada gidiyordu, sessiz-sedasız inen hak tokadını yiyince ne hale geldiğini kartel medya bile dillendirmeye başladı.
Mübarek bir ayın hatırı ve hürmeti için yazdığım şu ifadelerden utanıyorum, ama ne var ki canımız sıkılıyor. Adeta din adına, din üzerine fütursuzca konuşan ve binlerce insanın dinimiz hakkında yanlış ve noksan bilgi edinmesine içimiz dayanmıyor.
Sayın Beyaz, Ramazan ayının ilk günlerinde ve özel bir televizyon kanalında nazar ile yani göz değmesi ile ilgili abuk sabuk konuştu durdu. Nazar değmesinin bir uydurma olduğunu, din ile irtibatının bulunmadığını avurdunu doldura doldura dile getirirken, gözleri neredeyse yerinden fırlayacaktı.
Bazı görüş ve kanaatlerine katılmasam bile Diyanet İşleri eski Başkanı sayın Süleyman Ateş, Kur’an Ansiklopedisi isimli eserinin 16. cildinin 36-42 sahifeleri arasında göz değmesini, yani nazarı uzun uzun anlatmış, ayet ve hadislerle dile getirmiştir. Buna paralel olarak eserlerinden hayli istifade ettiğimiz İbrahim Canan hocamız, Kütüb-i Sitte isimli eserinin 11. cildinin 366-377 sahifeleri arasında nazarı değişik yönleri ile ele almış, bugünkü tıb ilminin ve ilmi çalışmaların konu ile alakalı araştırmalarından örnekler vermiştir. İsteyen okuyucularımız ilgili eserlere müracaat ederler.
Çocuklarınızı gönderdiğiniz okulların kimya-fizik öğretmenlerine yolunuz uğrarsa, Beta-game ışınlarının mahiyetini sormayı ihmal etmemenizi tavsiye ederim. Mesela, Konya’da Özel Lale Lisesi öğretmenlerinden kimya öğretmenine dedim ki; “Hocam, altın yüzük takmak kadına helal iken erkeğe niçin yasaklanmış?” Öğretmen beyin verdiği cevap çok ilgi çekici idi. Altın yüzük erkeğin parmağına geçtiğinde vücudun ürettiği hormonla erkeklik gücü azalırken kadının parmağına geçince vücudun ürettiği hormonla kadınsı kimliği kuvvetlenir. Buna paralel olarak fizikte okuduğumuz beta-game ışınlarının göz ile irtibatını öğrenmek isteyenler, ehliyetli bir fizik öğretmenine müracaat edebilirler.
Sayın Beyaz diyor ki; nazar diye, göz değmesi diye bir şey yoktur. Bu söz ile halt eden sayın Beyaz, Kalem Sûresi’nin 51. ayetini lütfen bir daha okusun: “O inkar edenler, zikri yani Kur’an’da yer alan öğüt ve uyarıları işittiklerinde yüreklerini öyle büyük bir kin ve nefret kaplıyor ki, o kızgın bakışlarıyla seni neredeyse öldürüp devireceklerdi.”
Onlarca sahih hadis içinden sadece bir tanesini hatırlayalım:
Peygamberimiz Efendimiz, torunları Hz. Hasan ve Hüseyin’e nazar değmemesi için “Her türlü şeytandan, zararlı şeylerden, kem gözlerden bütün kelimeleri yüzü hürmetine Allah’a sığınırım” duası ile Allah’a sığınırdı. Tıpkı bunun gibi Hz. İbrahim de oğlu Hz. İshak için böyle dua ederdi. Kaynak: Buhari. Bed’ul Halk, Ebiya 10. Ebu Davud, Sünnet: 20, İbn Mace, Tıb, 36, İbn Hanbel, Müsned: 1/236, 270
Yine Müslim, Selam 42 ve 2188 nolu hadiste, “Göz değmesi haktır” buyurulur.
Yüzlerce eserde, hadis-i şeriflerden hareket eden ilim ehli, göz değmesinin hak olduğunu ve ondan korunmanın çaresini açıklayarak, Felak, Nas, Fatiha ve Ayet’el Kürsi’nin okunmasını hararetle tavsiye etmiştir.
Netice: Benim buradan okuyucularıma tavsiyem, dininizi öğrendiğiniz kimselere dikkat etmenizdir. Dinin konuları dama taşı gibi, kişisel görüş ve kanaatleriyle oynayan insanları dinlemeye ayırdığınız zamandan Allah’a hesap vereceğinizi unutmayınız. Sizler için zaman çok önemlidir. Sayın Beyaz ve paralelinde olan insanlar, bu ülke halkına hiçbir şey veremezler. Bizler de az çok dini okuduk, İlahiyat fakültelerini bitirdik. Yüzlerce aklı başında olan ilim ve irfan ehlini dinledik. Ne var ki sayın Beyaz’ın, diline doladığı konuları kişisel kanaatlerine mahkum ederek kamuoyuna aktarmasının vebali çok büyüktür. Ahirette bunun hesabı ise daha büyük olacaktır. Çünkü Allah’ın kitabına ve Resulü’nün hadislerine iftira eden, iflah olamaz.
Her şeye rağmen, sayın Beyaz’a ricamız, Allah’a karşı tövbe ve istiğfarda bulunması ve dinleyenlerden de özür dilemesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi