M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Notlar Açıklamalar

Notlar Açıklamalar

1. Pu­su­la­lar ya­zı­mın baş­lı­ğın­da­ki pu­su­la ke­li­me­si “kü­çük bir ka­ğı­da ya­zıl­mış kı­sa mek­tu­p” ma­na­sı­na­dır.

2. Ka­za­vat kaz­lar de­mek­tir.  Ayak­la­rı sı­kı­ca ye­re bas­ma­sı ge­re­ken ba­zı­la­rı kaz gi­bi uçu­yor ya, iş­te on­lar.  

3. Li­se ve üni­ver­si­te­de oku­ma­ya is­ti­da­dı ol­ma­yan­la­rı ite ka­ka il­le de okut­mak mem­le­ke­tin ve dev­le­tin bat­ma­sı­na yol açar.

4. Ah­lak­sız ve soy­su­zu okut­mak, hır­sız ço­cu­ğu­na çi­lin­gir­lik öğ­ret­mek gi­bi­dir.

5. İs­la­mî ku­ral ve edeb: Ma­lı sa­tıp pa­ra­sı­nı alan kim­se “Al­lah be­re­ket ver­si­n” der. Sa­tın alan, bu­nun üze­ri­ne “Be­re­ke­ti­ni gö­r” kar­şı­lı­ğı­nı ve­rir. Sa­tan “â­mi­n” de­r…

6. Sen na­maz kı­lın­ca şey­tan “Oh ne iyi et­tin de na­ma­zı­nı kı­lı­ver­di­n” der.  Sa­kın al­da­nıp “Hak­kın var şey­tan be­ye­fen­di, ne iyi et­tim ya­” de­me. Şey­ta­nı kov ve “Al­lah be­ni af­vet­sin, O’­na la­yık iba­det ede­mi­yo­ru­m” di­ye ağ­la.

7. Ak­rep ta­bi­at­lı bir kim­se­ye: Sen­de  bu ha­set ve çe­ke­me­mez­lik mev­cut ol­du­ğu müd­det­çe di­lin­den, ya­lan ve if­ti­ra­la­rın­dan, gıy­be­tin­den, şer­rin­den  kur­tul­mak müm­kün ol­maz.  

8. Ken­di­ne düş­man ara­ma, için­de­ki ene­’n se­nin en bü­yük düş­ma­nın­dır.  

9. Müs­lü­man genç, okul­dan ve­ya üni­ver­si­te­den eve dön­dü­ğün­de ak­şam ye­me­ğin­de tar­ha­na çor­ba­sı, bul­gur pi­la­vı ve erik ku­ru­su ho­şa­fı bul­du. (Ba­ba­sı­nın iş­le­ri bi­raz bo­zuk­tu  da). An­ne­ci­ğim bun­lar be­nim çok sev­di­ğim ye­mek­ler, el­le­ri­ne sağ­lık di­ye­rek afi­yet­le ye­di. Ço­cuk kı­lık­lı nan­kör  kö­pek ise “Öfff! Bun­lar ye­nir mi  be!..” di­ye su­rat as­tı, oda­sı­na ka­pan­dı.

10. Er­kek­ler ka­rı­la­şın­ca, ka­rı­lar er­kek­le­şin­ce ül­ke ba­tar.  Gü­ven­li bir ye­re ka­ça­bi­lir­sen kaç.

11. Me­zar­lık üze­ri­ne ya­pı­lan  lüks  re­zi­dans­ta sa­na be­da­va dai­re ver­se­ler otur­ma. Hem be­da­va, hem de üze­ri­ne pa­ra ver­se­ler yi­ne otur­ma. Hem me­zar­lık, hem va­kıf ara­zi­si­dir. Üze­ri­ne la­net iner de mahv olur­sun. Ak­lı­nı ba­şı­na top­la, ken­di­ni yak­ma.

12. Din ilim­le­ri  oku­muş söz­de âlim ol­muş­sun ama mü­te­ma­di­yen (de­vam­lı ola­rak) gıy­bet edi­yor­sun. Sen ke­sin­lik­le ha­ki­kî âlim de­ğil­sin ve adam ola­ma­mış­sın.

13. Din, âyet, mu­kad­de­sat ti­ca­re­tiy­le ka­zan­dı­ğın ser­vet  ateş­tir. Ben­den uzak dur ey Ce­hen­nem odu­nu!

14. Ge­çen gün çok lüks, pa­ha­lı, caf­caf­lı, şa­şa­alı   bir oto­mo­bi­lin di­rek­si­yo­nun­da  mü­ces­sem bir öküz gör­düm. Ko­ca­man boy­nu­zu­nun bi­ri cam­dan dı­şa­rı çık­mış­tı­… Oto­mo­bil kul­la­nan ökü­z… Gü­zel bir hi­ka­ye baş­lı­ğı olur.

15. Son­ra­dan gör­müş o rü­küş ka­rı, çay soh­be­tin­de ko­nu­şur­ken laf ara­sın­da (mi­yan-ı  güf­tü­gû­da) göz­le­ri­ni sü­ze­rek “Son ta­til­de beş yıl­dız­lı otel­de kal­dık, doğ­ru dü­rüst is­ti­ra­hat ede­me­dik, ilk bay­ram­da ye­di yıl­dız­lı­ya gi­de­ce­ği­z” de­miş. Pes­pâ­ye!..

16. Pen­ce­re­le­ri  ve te­le­fo­nu ka­pat­tım, tam bir sa­at Ab­dül­ka­dir Me­ragî­’den mü­zik din­le­dim.

17. (Ağ­zı­mı bo­za­ca­ğım ku­su­ra bak­ma­yı­n…) O rüş­vet­çi p…­…k he­rif!..  (İs­mi­ni kayd et­me­ye lü­zum yok, o ken­di­ni bi­lir).

18. Mah­ke­me Su­lu­ku­le­’ye ya­pı­lan lüks ev­le­rin ka­nun­suz olu­ğu­na hükm et­miş ve yı­kıl­ma­la­rı­na  ka­rar ver­miş.  Ro­man va­tan­daş­la­ra bu ko­nu­da çok zulm edil­miş­ti. Zul­mün so­nu iyi ol­maz. (Su­lu­ku­le yı­kıl­ma­dan ön­ce ora­da üç ay­rı ta­ri­ka­tin tek­ke­si var­dı. Bun­lar­dan bi­ri­ne iki ke­re git­miş­tim. Dö­nü­şüm fur­ya­sı için­de o tek­ke­ler de yı­kıl­mış­tı.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi