Okulun birinde yapılan bir çalışma oldukça etkilemiştir beni.  insanları davranışlarında fıtratın etkili olduğunu bilsem de insanın insanı şekillendireceğine inanmışımdır bir kez daha. Bu yüzden yazının devamını dikkatli okuyun lütfen. 

Okulun birinde yapılan bir çalışmada öğretmen, öğrencisinin yazılı kağıdını cevaplandırırken kırmızı kalemle özellikle yanlışlarının altını çizmiş ve yanlışlarını göstererek puanlama yapmış. Diğer bir öğrencinin ise kırmızı kalemle özellikle doğrularının altını çizmiş ve küçük tebrik notları düşmüş... Zamanla kırmızı kalemle yanlışlarını çizilen öğrenci tedirgin ve derse karşı ilgisiz davranmaya; doğruları kırmızı kalemle çizilen öğrenci ise giderek- takdir göreceği için- derse ilgisini arttırmaya başlamış. Başarı ise ilgisi artanın nasibi haliyle.

Siz anne ve baba olarak hiç sınava girecek evladınıza candan sarıldınız mı? Siz hiç evladınıza ne olursa olsun, hep yanındayım mesajı verdiniz mi? Yok siz evladınıza zaten maddi anlamda yeterince gerekeni yaptığınız için bunlara hiç gerek duymadınız mı? Kırmızı kalemle evladınızın sadece yanlışlarının altını çizdiniz değil mi? Zaten tedirgin olan yüreklerine bir korku da siz saldınız değil mi? Yanlışlarının altı çizilen öğrenciden doğruları beklemek biraz tuhaf değil mi ?

“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir…..” derken galiba biz direk tekdir etmeye geçtik.  Ne nasihat vermek ne korkuları görmek ne tedirginliklerin farkına varmak… Bilmeli ki öğrenci denilen evlatlarınız sizin meyveleriniz. Suyunu da siz verdiniz, budamasını da siz yaptınız, güneşi de siz oldunuz yeri geldi…

Eğer bir problem varsa bu biraz da bahçıvanın eksikliği değil midir? Biliyor musunuz babam bana hiç sesini yükseltmedi,  hiç aşağılamadı. Sınava az bir zaman vardı ve  bir akşam Yorgun argın işinden geldiğinde başımı okşayıp :“Ne olursa olsun ben hep arkandayım, Ölene kadar da bu yorgun eller senin için çalışacak. ” dediğinde hem mutlu olmuş hem canımı takacak diş arama derdine düşmüştüm. Bazen yorgun eller bin türlü hakaretten daha etkili olabiliyor. Yeter ki Kırmızı kalemle evlatlarınızın yanlışlarının altını çizmekten vazgeçin. Küçük bir bebek emeklemeye başlayıp yürümeye çalıştığında nasıl cesaret verdiyseniz öyle cesaret verin evlatlarınıza

Ve insan eşref-i mahlukattır vesselam; Lakin kimi zaman ise esfel-i safiline atar gibi suçlar kendini, Cümleleriyle tüketir de tüketir…  Kendinize kullandığınız cümlelere dikkat edin başarılı olmanız da başarısız olmanız da kendinize kullandığınız kelimelerle doğrudan alakalı.  Evet,  bazen her şey tersine gider uğraştıkça yanlışlıklar artar. İlk bilinmesi gereken yürüyendense, koşanın düşme ihtimali daha fazla olduğudur. Çünkü koşmak hem yorgunluğu göğüslemek hem de riski göze almaktır. İnsan düşmüşlüğüne bakıp hayıflandığında ben düşen insanın koşuyor olmasına bakıp tebrik ediyorum. Terliyorsan, yoruluyorsan, bunalıyorsan koşuyorsun demektir. Bazı acılar doğum sancısı gibidir. Kendisi değil ama sonucu muhteşemdir.

İnsan bir şey yapacaksa her şeyden önce yüreğinde güç olmalı. Yüreğinde cesaret olmalı. Cesaret ve korku kelimelerin tutsağıdır. Kendine, evladına, çevrene hangi kelimelerden tohumlar ektiğine dikkat etmek gerek. Biraz da kırmızı kalemle doğruların altını çizmek gerek. Sınavlara hayata korka korka hazırlanan biri yerine cesaretle savaşmayı bilen biri olmak gerek…

    Kırmızı kalemle yanlışların altını çizmek yerine;

-    Masanın başına oturan evladınızın kaygısının giderek arttığını bilin ve kelimeler…. Hayret ettirecek kadar insanı etkileyebilmektedir. Bu yüzden tekdir edici cümleler yerine teşvik edici cümleler kullanın.

-    Evladınızın zamanında gösterdiği başarılardan bahsedin. Başarısızlıkların altını çizmek yerine başarılarının altını çizin. İnsan, korktuğunda değil; sevdiğinde daha fazla öğrenir. ilkesini unutmayın

-    Evladınızı veya kendinizi gerekirse karşınıza alın, yapamayacağınıza dair korku damlaları oluştuysa içinizde gözlerinizi kapatın ve başarılı olanların çok da sizden farklı olmadığını düşünerek kendiniz o işi başarmış olarak hayal edin.

-    Ders çalışabilmenin ilk tekniği masaya korkarak değil severek oturmasını bilmektir. Hayatta başarılı olmanın ilk tekniği başarının içinizdeki cesaretin sonucu olduğu bilmektir.

Kırmızı kalemlerle doğruların altını çizmeniz dileğiyle……